İşleri Dinleri Gibi

Ebubekir Sifil2012, Eylül, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Modernizm

Modern Batı sadece kendi insanını heder etmedi. Dünya insanlığının modern zamanlarda yaşadığı bütün travmalarda onun imzası var. [fotoğraf: smithsonianmagcom]

Modern Batı’yı ilk defa müşahede edenlerimiz için tartışma dışı bir tesbitti: “Dinleri işimiz gibi, işleri dinimiz gibi.” Bu söz, Batılıların dinleri dışında her şeylerinin Hak Din’le kıyaslanabilecek kadar mükemmel olduğunu anlatıyordu. Hatta bir adım daha ileriye giderek bu tebsitte açık bir öykünme bulunduğunu dahi söyleyebiliriz. Batı’nın “ilerleme” yolunda yaptığı müthiş sıçrama idealize edilirken, bunu mümkün kılan dinî, fiilî ve zihnî durumlar elbette dikkate alınmıyordu. Temelinde fiilî olarak sömürü ve köleleştirme olgularının, zihnî olarak “ötekini yok ederek kendine … Devamını Oku

Kitaplar

Ebubekir Sifil2002, Eylül 2002, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Şahışlar

Çalışma masamın üstünde, sıranın kendilerine ne zaman geleceğini soran gözlerle beni yargılayan küçük kitap yığınını azaltmaya çalıştıkça, sırasını savanların yerine sürekli yenileri geldiği için ne ben –bütün mahcubiyetime rağmen– masamın üstünde yığın oluşturmaktan vazgeçiyorum, ne de sıra bekleyen kitaplar bana hesap sormaktan geri duruyor. Bugünden birkaç yazıda onlardan bahsederek mahcubiyetimin bir ölçüde de olsa hafiflediği hissini tatmak istiyorum. Bir süre önce yollarını Konya’ya düşürmüş olan birkaç değerli dostum, Muhammed Salih hocanın hediye etme inceliğini gösterdiği iki Arapça … Devamını Oku

Hangi Ehl-i Sünnet?

Ebubekir Sifil[dosya], 2002, Ehl-i Sünnet, Ehl-i Sünnet, Eylül 2002, Gazete Yazıları, Konularına Göre

Akide’nin kuru ve fonksiyonsuz bir “kabul ve redler manzumesi” değil, tam anlamıyla bir “Din telakkisi” olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Yani kişinin itikadî kabul ve redleri, onun Din’den ne anladığını ya da Din’i nasıl tarif ettiğini de ele verir. Dolayısıyla akidevî çizgi olarak mesela Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in tavır ve tarzını benimsediğini söyleyen bir kimsenin Din anlayışı ile ­çağdaş bir bid’at mezhep olan­ Modernizm’i benimseyen kimsenin Din anlayışı ve bu iki anlayışın dinî pratiklere yansıma biçimleri arasında farklılıklar olması … Devamını Oku

İhtilafları Hangi Noktada Tutmalı?

Ebubekir Sifil2002, Akaid, Ehl-i Sünnet, Eylül 2002, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Ümmet

Ehl-i Sünnet gövdeyi oluşturan ve bir önceki yazıda zikri geçen üç grup (Mâturîdî ve Eş’arîler, Ehl-i Hadis , Ehl-i Tasavvuf) arasında mevcut ihtilaflı alanı teşkil eden hususların başında Müteşabih dediğimiz –sıfatullah ile ilgili– bazı ayet ve hadislerin anlaşılma tarzı ile tevessül, rabıta gibi hususlar gelmektedir. Müteşabih nasslarla ilgili farklı yaklaşımlar, temelde Selef’in bu konulardaki tutumunun belirlenmesindeki ihtilaftan kaynaklanmaktadır. Mesela İmâmu’l-Harameyn el-Cüveynî, Selef’in tutumunu şöyle verir: “Te’vili terk, nassları zahirî üzere bırakmak ve anlamlarını Allah Teala’ya havale etmek.” … Devamını Oku

“Herşey İnsan İçindir; Din De”

Ebubekir Sifil2002, Eylül 2002, Gazete Yazıları, Gündem, Konularına Göre

Ülke seçime doğru gün sayarken bazı yerlere mesaj göndermek amacıyla mıdır, yoksa gerçekten öyle inandıkları için midir bilmem, bazı siyasetçilerin ağzından başlıkta okuduğunuz cümleyi sık işitir olduk. Buradaki “Din”den İslam’ın kastedildiğini varsayarak mezkûr yargı üzerinde düşünecek olursak şunları söylememiz gerekiyor: Bu cümlede vurgu “Din” kelimesine yapılıyorsa, cümle eksiktir. Çünkü malum olduğu üzere cinler de teklife muhataptır. Şu halde başlıktaki cümlenin mantıkî sonucu olarak “İnsan olmasaydı Din de olmazdı” dememiz gerekirdi ki, bunun doğru olmadığı açık. Eğer vurgu … Devamını Oku

Efendimiz (sav) ve Ramazan

Ebubekir Sifil2012, Ağustos 2012, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Peygamber Efendimiz, Ramazan

Ebubekir Sifil

Ramazan Yazıları Efendimiz Ramazan ayında neler yapardı, Ramazanı nasıl geçirirdi diye baktığımızda şunları görüyoruz: Sahur yemeği yemeye özen gösterir, ümmetini de sahur yemeği yemeye teşvik ederdi. Bir hadisinde “Sahura kalkın. Zira sahurda bereket vardır” buyurmuştur.[1]el-Buhârî, “Savm”, 20; Müslim, “Sıyâm”, 45. Bazı geceler, Mescid-i Nebevi’nin sofasında kalan Ehl-i Suffe ile birlikte sahur yaptığı olurdu. Bazen de onları bulunduğu yere davet ederdi. Bir keresinde Ashab-ı Suffe, günü oruçlu geçirdikten sonra yiyecek birşey bulamamıştı. Genellikle Sahabe’den durumu yerinde olanlardan her … Devamını Oku

Ramazanı “Yaşamak”

Ebubekir Sifil2012, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Peygamber Efendimiz, Ramazan, Suriye, Temmuz 2012, Ümmet

Bir Ramazanı daha idrak ettik. Bir Ramazanın daha feyiz ve bereketine dokunuyoruz elhamdülillah. Hepimiz için, bütün Ümmet için ve insanlık için hayırlara vesile olması niyazımızdır.

Ramazan Yazıları Bir Ramazana daha kavuştuk elhamdülillah. Gündüzlerin ayrı, gecelerin ayrı ihya edildiği bir feyiz ve bereket mevsimindeyiz. Gündüzü oruç, geceyi teravih coşkusuyla yaşayacağız hep birlikte. Zekâtların hesaplanıp gerekli yerlere ulaştırıldığı, yetimlerin, fakirlerin, kimsesizlerin yüzünün güldüğü, toplumsal dayanışmanın zirvelere ulaştığı bir birlik ve bütünlük iklimindeyiz. Her zaman olduğu gibi yine sokaklara iftar çadırları kurulacak, muhtaç insanlar sıcak bir çorbanın buğusunda hatırlanmanın tadına varacak. Besmelelerle oruçlar açılacak; bizi yedirip içirene, barındırıp yaşatana hamdederek kalkacağız sofralarımızdan. Aklı ermeye başlayan … Devamını Oku

Hanefî Usulü – Mütekellim Usulü-1

Ebubekir Sifil2012, 2012 Yılı, Fıkıh, Gazete Yazıları, Hanefî, Konularına Göre, Mezhep, Okuyucu Soruları, Şafiî, Temmuz 2012, Temmuz 2012 OS, Usul

Hanefî Usulü-Mütekellim Usulü" ayrımının "Hanefîlerin Usul sistemi" ve "diğerlerinin Usul sistemi" şeklinde kesin bir farklılaşmaya tekabül etmediğini belirtmekte yarar var.

Soru Hanefi usulüyle mütekellim usulü arasındaki fark nedir? Mütekellim usulü kısaca ne demektir ve nasıl ortaya çıkmıştır? Diğer üç mezheb usulüne mi mütekellim usulü denir yoksa bu usül farklı bir ekol müdür? Cevap Usul-i Fıkıh çalışmalarının tarihî seyri, İslam ilimler tarihi ile ilgilenenler için son derece verimli ve “kışkırtıcı” bir alanı teşkil eder. İmam eş-Şâfi’î’nin er-Risâle’sinin elimizde bulunan ilk Usul eseri olduğu ittifakla kabul edilen bir husustur. Bu eserden günümüze doğru gelindiğinde, bilhassa “taklid çağları” diye ifade … Devamını Oku

Kadının Mirastan Mahrum Edilmesi

Ebubekir Sifil2012, Ekonomi, Fıkıh, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Temmuz 2012

Hanefî Usulü-Mütekellim Usulü" ayrımının "Hanefîlerin Usul sistemi" ve "diğerlerinin Usul sistemi" şeklinde kesin bir farklılaşmaya tekabül etmediğini belirtmekte yarar var.

Geçtiğimiz hafta sonu bir icazet merasimine iştirak etmek üzere Of’a gittim. Bölgenin Kur’an kursu ve hafızlık müessesesinin muhafazası konusundaki hassasiyeti malum. Bu hizmetlerin gelişerek devam ettiğini görmek insanın göğsünü kabartıyor. Milletimizin Kur’an’a hizmetteki gayreti gerçekten her türlü takdirin üzerinde. Gökdelenlerin içinde boğulmayı “uygar kent hayatı” olarak görenlerin gözlüğüyle baktığınızda Arsin’in Çiçekli’sini “dağ başı” olarak görürsünüz. Orada 9 katlı bir Kur’an kursunda 400 civarında –hem de yatılı– talebe okuduğuna gözlerinizle görmedikçe inanmanız çok zor. Emeği geçen herkesten Allah … Devamını Oku

İmam Hatipler Meselesi

Ebubekir Sifil2012, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Temmuz 2012, Ümmet

İmam Hatip okullarının geçmişte icra etiği fonksiyon ve bugünkü durumu konusu tartışılıyor. Geldiğimiz noktada bu okulların misyonunu tamamladığı ve artık bunlara ihtiyaç kalmadığı tarzındaki yaklaşımlar, vakıayı esas kabul ettiği için isabetli değil.

İmam Hatip okullarının geçmişte icra etiği fonksiyon ve bugünkü durumu konusu tartışılıyor. Geldiğimiz noktada bu okulların misyonunu tamamladığı ve artık bunlara ihtiyaç kalmadığı tarzındaki yaklaşımlar, vakıayı esas kabul ettiği için isabetli değil. Geldiğimiz noktada İmam Hatip okulları seviye kaybına uğramışsa, yapılması gereken onları devre dışı tutmak değil, ihtiyacı karşılar kıvama ve seviyeye taşımaktır. Bu okullardan din alimi yetiştirmek gibi bir beklenti içinde olmak elbette doğru değil. Hatta İlahiyat fakültelerinden alim yetiştirmek de –tecrübelerin de ortaya koyduğu gibi– … Devamını Oku