Soru 25 Aralık 2005 tarihli yazınızda şöyle demişsiniz: “Rabıta’yı, müridin, yeni girdiği seyr-ü sülûk sürecinde, her haliyle örnek aldığı üstadını tahayyül ve tasavvuruna yerleştirmek, kendisini ona benzetmeye çalışmak ve onu yokluğundayken yanındaymış gibi düşünerek tavr-u ahvaline ve düşüncelerine çeki düzen vermek olarak anlıyor ve bunda da bir sakınca bulunmadığını düşünüyorum.” “Keşke rabıtayı kendi anladığınız gibi değil de rabıtayı yaptıranların anlattığı şekilde değerlendirseydiniz. Mesela İsmailağa cemaatinin çıkardığı kitapta rabıta tarifi şu şekilde: “Rabıtanın en üstün derecesi, iki gözün … Devamını Oku
Rabıta
Ebubekir Sifil2007, 2007 Yılı, Eylül 2007, Eylül Ayı 2007 OS, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları