Bediüzzaman ve Risale-i Nur-11

Ebubekir Sifil[dosya], 2010, 2010 Yılı, Bediüzzaman ve Risale-i Nur, Ekim 2010, Ekim Ayı 2010 OS, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Said Nursi

Risale-i Nur’un ilham ile yazdırılması meselesinde Bediüzzaman merhumun ne söylediğini birkaç örnek üzerinden görelim: “Gayet muhlis bir kardeşimizin mektubunda, bir ihtiyar âlim ve vaizin, Risale-i Nur’a zarar verecek vaziyette bulunması; benim gibi binler kusurları bulunan bir bîçarenin, ehemmiyetli mazerete binaen, bir sünneti terkettiğim bahanesiyle şahsımı çürütüp, Risale-i Nur’a ilişmek istemiş. “Evvelâ: Hem o zât, hem sizler biliniz ki: Ben, Risale-i Nur’un hizmetkârıyım ve o dükkânın bir dellâlıyım. Risale-i Nur ise, Arş-ı A’zama bağlı olan Kur’an-ı Azîmüşşan ile … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Risale-i Nur-10

Ebubekir Sifil[dosya], 2010, 2010 Yılı, Bediüzzaman ve Risale-i Nur, Ekim 2010, Ekim Ayı 2010 OS, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Said Nursi

S–10) Risalelerdeki bilgilerin tümü kayıtsız şartsız doğru mudur? Öncelikle Bediüzzaman merhumun ve Risale-i Nur’un ilmî hassasiyet saiki ve istikametin muhafazası endişesi ile incelenmesi/değerlendirilmesi ile daha başlangıçta eseri ve müellifi sırf tenkit ve gözden düşürmek maksadıyla yola çıkmayı birbirinden ayırt etmemiz gerektiğini belirtelim. Her iki davranış da sahibini, eserde ve müellifte birtakım hatalar bulunduğu neticesine götürebilir. Ama bunlardan ilki sahibine sevap ve muhataba istiğfar vesilesi olurken, diğeri –muhataba bir zarar vermez ama– sahibinin boynuna vebal olarak dolanır. Sorunun … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Risale-i Nur-9

Ebubekir Sifil[dosya], 2010, 2010 Yılı, Bediüzzaman ve Risale-i Nur, Ekim 2010, Ekim Ayı 2010 OS, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Said Nursi

S–9) Risale-i Nurlar için ben onları kendim değil ilham olarak yazıyorum demesi ve bundan ötürü Risalelere Kur’an mesabesinde bakılması nasıl bir durumdur? Bir olgu olarak “ilham”ın hakikatini teslim etmekle birlikte, bizim Akaid ve Usul-i Fıkıh kaynaklarımızda onun bir “bilgi/hüküm kaynağı” olarak değerlendirilmediğini bilmemiz gerekir. Bilindiği gibi Usul-i Fıkıh’da, bilgi/hüküm kaynakları (edille-i şer’iyye), “aslî” ve “fer’î” olarak iki kategoriye ayrılmıştır. Kitap. Sünnet, İcma ve Kıyas “aslî” bilgi/hüküm kaynaklarını teşkil ederken, –mezhepler arasında ihtilaflı bir alanı oluşturan– İstihsan, Mesalih-i … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Risale-i Nur-8

Ebubekir Sifil[dosya], 2010, 2010 Yılı, Bediüzzaman ve Risale-i Nur, Ekim 2010, Ekim Ayı 2010 OS, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Said Nursi

S–7) Osmanlının yıkılışında etkisi var ise sonuçta hayır ve şer manasında açılan bir kapı vardır ki Sait Nursi bu durumun neresindedir? Yani şer ise kendisine vebal, hayır ise kendisine sevap mahiyetinde bir kazanç var mı? Ameller niyetlere göre değerlendirilir. Daha önce de belirttiğim gibi, o dönemde sadece Bediüzzaman merhum değil, Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi, Mehmet Akif gibi kalburüstü pek çok isim Sultan II. Abdülhamid hana muhalif tutum takınmış, onun, Osmanlı’yı ayakta tutmak için çırpınmayla geçen 33 yıllık … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Risale-i Nur-7

Ebubekir Sifil[dosya], 2010, 2010 Yılı, Bediüzzaman ve Risale-i Nur, Ekim 2010, Ekim Ayı 2010 OS, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları

Üstadın bizzat kendisi, eserlerinin hatasız kabul edilmesine rıza göstermemiş, yazdıklarının mihenge vurulmasını istemiş ve şöyle demiştir: “Hiçbir müfsid ben müfsidim demez, daima suret-i haktan görünür. Yahud bâtılı hak görür. Evet, kimse demez ayranım ekşidir. Fakat siz mihenge vurmadan almayınız. Zira çok silik söz ticarette geziyor. Hatta benim sözümü de ben söylediğim için hüsn-ü zan edip, tamamını kabul etmeyiniz. Belki ben de müfsidim veya bilmediğim halde ifsad ediyorum. Öyle ise her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz. İşte … Devamını Oku