Muhammed b. Abdilvehhâb ve Tekfir

Ebubekir Sifil[dosya], 2015, Gazete Yazıları, Ocak 2015, Tekfir

İnsanımızın kendine yabancılaştırıldığı modern dönemde, kendi değerlerinin uzağına savrulmuş genç neslin bir kesimi can simidi olarak Vehhâbî akidesine sığınıyor. Kendisine okunan bir-iki ayet, bir-iki hadis ve sözüm ona Selef’ten nakledilen bir-iki anekdot, asırlar boyu en temel varlık alanını oluşturmuş bulunan Ehl-i Sünnet akidesini terk edip Vehhâbî ideolojisine kayması için fazlasıyla yeterli oluyor. Oysa kendisine okunan ayetlerin delalet, hadislerinse hem sübut hem delalet yönünden arz ettiği durum kendisine belletildiğinin aksini ifade ediyor. Meselenin bu boyutu uzun izahat istediği … Devamını Oku

Tekfir Meselesi-5

Ebubekir Sifil[dosya], 2008, 2008 Yılı, Ekim 2008, Ekim Ayı 2008 OS, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Tekfir

Küfür bir sözü söylemenin veya küfür bir fiili işlemenin kişiyi her hal-u kârda kâfir yapacağını söylemenin isabetli olmadığını, birkaç yazı boyunca yaptığım nakiller yeterince anlatıyor. Bu yazıda son bir nakle daha yer vererek meseleyi toparlamaya çalışacağım. İmam Ebû İshâk eş-Şâtıbî, el-İ’tisâm’da, “müteahhirundan biri” diyerek ismini zikretmediği bir alimden, bid’at fırkalar içinden, kâfir olduklarında bütün Müslümanların ittifak ettiği kesimlerin özelliklerini nakletmiştir. Bu özellikler, –Sebeiyye’nin Hz. Ali (r.a) hakkındaki itikatlarında olduğu gibi– Allah Teala’ya ortak koşmak, –Cenahiyye gibi– Allah … Devamını Oku

Tekfir Meselesi-4

Ebubekir Sifil[dosya], 2008, Ekim 2008, Gazete Yazıları, Tekfir

İbnu’l-Hümâm, fasık kimsenin imameti bahsini işlerken, el-Muhît’ten, “Fasık veya bid’atçinin arkasında namaz kılan kimse, cemaatle namaz sevabını alır; ancak müttaki kimsenin arkasında namaz kılanın sevabını elde edemez” hükmünü naklettikten sonra tafsilata girer ve sözü bid’atçinin tekfiri meselesine getirir. Bu konuda imamlardan çeşitli nakillerde bulunduktan sonra şöyle der: “Bil ki, İmam Ebû Hanîfe ve eş-Şâfi’î’den (Allah onlara rahmet eylesin), bid’atçilerden ehl-i kıble olan hiç kimsenin tekfir edilmemesi görüşü sabit olduğu halde, zikrettiğimiz ehl-i ehva (bid’atçi) kimselerin küfrüne hükmedilmesinin … Devamını Oku

Tekfir Meselesi-3

Ebubekir Sifil[dosya], 2008, Ekim 2008, Gazete Yazıları, Tekfir

İmam el-Gazzâlî’nin bir önceki yazıda naklettiğim ifadeleri tekfir konusunda benimsenmesi gereken tutumu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Buna göre, Allah’a iman, Peygamberlere iman ve ahirete iman imanın aslıdır. Bunların dışında kalan hususlarsa bunlara bağlı olmak anlamında fer’îdir. Bu itikadî hususlara taalluk eden ve tevatürle sabit olan bir meseleyi inkâr küfürdür. Yapısı tevile müsait olmayan, tevatüren nakledilen ve hilafına delil ikame edilmesi düşünülemeyen her hususa muhalefet küfürdür. Fer’î meselelerde dahi olsa Efendimiz ‘(s.a.v)’i yalanlama anlamına gelen her tutum … Devamını Oku

Tekfir Meselesi-2

Ebubekir Sifil[dosya], 2008, 2008 Yılı, Ekim 2008, Ekim Ayı 2008 OS, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Tekfir

Tekfir meselesi uzun zamandan beri gündemdeki yerini koruyor. Daha önce metninin bir kısmını verdiğim okuyucu mektubunu vesile edinerek bu mesele hakkında izahat yapmak, kaçınılamayacak bir borç oldu. Bu senenin 29 Haziran’ında bu köşede İmam el-Gazzâlî’nin el-İktisâd fi’l-İ’tikâd’ından tekfirle ilgili mutlaka okunması gereken bir nakil yapmıştım.[1]Bkz. http://www.ebubekirsifil.com/index.php?sayfa=detay&tur=gazete&no=771. Burada onu tekrar etmeyeceğim. Yine İmam el-Gazzâlî, Faysalu’t-Tefrika’da tekfirle ilgili olarak bir tavsiye, bir de kural zikreder. Tavsiyesi şudur: “Lâ ilâhe illallâh Muhammedun Resûlullâh dedikleri ve buna aykırı davranmadıkları sürece Ehl-i Kıble … Devamını Oku

Tekfir Meselesi-1

Ebubekir Sifil[dosya], 2008, Ekim 2008, Gazete Yazıları, Tekfir

13 Temmuzda bu köşede okuduğunuz “Bazı İtikadî Meseleler-4” başlıklı yazı üzerine, adını Ebu Zahid Muhammed Tekamul olarak yazan bir muhterem zattan, “Samimi Bir Nasihat” başlıklı bir e-posta aldım. Mesajında, “Ben Türkiye’de alim bir kimse tanımıyorum bugün hayatta olan. Dikkat edin yoktur demiyorum, tanımıyorum diyorum. Ancak tanıdıklarımın içine yazılarından tanıdıklarımı da dahil ediyorum. Sizi de yazılarınızın bir kısmını okuduğumdan bunların içine dahil ettiğimi açıkça söylemekten çekinmiyorum. Her ne kadar sizin yazılarınızda başkalarına nisbetle tutarsızlık ve çelişkilerin nisbeten az … Devamını Oku

Ehl-i Kıble ve Tekfir

Ebubekir Sifil[dosya], 2008, Gazete Yazıları, Tekfir, Temmuz 2008

Pazar günlerini tahsis ettiğimiz “Okuyucu Soruları” faslında iki hafta öncesinden cevaplandırmaya başladığım 3. Soru önemli bir problemi gündeme getirdi. Ehl-i Kıble’nin tekfiri meselesi hem gerçekten çetin ve çetrefilli, hem de gündemde “çok sorulanlar” arasında yer alıyor olması dolayısıyla detaylı olarak izah edilmek durumunda. Bu çerçevede –son iki Pazar yazısına– gelen mailler, bu konunun bir gün önceden ele alınmasını gerektirdi. Evvela İmam el-Gazzâlî’den yaptığım alıntının bu meselede baz alınacak çerçeveyi çizdiğini belirtelim. Bu çerçeve vakıaya da büyük ölçüde … Devamını Oku

Bid’at ve Tekfir

Ebubekir Sifil[dosya], 2003, Bid'at, Fıkıh, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Ocak 2003, Şahışlar, Tekfir

Hamidullah hakkında kullanılan “sapık” nitelemesi, bazı görüşlerinin Ehl-i Sünnet’e aykırı olduğu anlamına geliyorsa buna bir diyeceğim yok. Ama devam eden yazılarda görüleceği gibi muhatabım bu kelimeye, bu anlamdan daha fazlasını yüklüyor. “Hamidullah hocanın Batı’da kaç insanın hidayetine vesile olduğu sorusunun cevabı bir yana…” CEVAP “Şahsen ben, onun bir tek kişinin hidayetine vesile olduğunu sanmıyorum. Diyelim ki bütün Avrupanın müslüman olmasına sebep oldu. Ama kendisi sapık veya kâfir ise bunun ne önemi olur ki? Edison dünyayı aydınlattı diyorlar. … Devamını Oku