Ramazana Girerken

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Temmuz 2011

Modern hayat ne yazık ki Müslümanları da pozitivist bir düşünme ve algılama zeminine savurdu. Elimizle dokunmadığınız, gözümüzle görmediğimiz şeylerin olabileceğini teorik olarak söylüyoruz belki, ama öyle bir alemin varlığını benliğimizde “hissediyor muyuz” desek, sesimiz o kadar gür çıkmayacak… Elbette genelleme yaparak “hepimiz böyleyiz” demenin gerçekliği yok. Benliğini dünya hayatın taalluklarından sıyırmaya, hakikatle hayali “hissederek” tefrike muvaffak olanlar her zaman oldu, bugün de var. Ama bugünün bir farkı var: Bizi çepeçevre kuşatmış bulunan sahtelik ve sanallık, pek çoğumuz … Devamını Oku

Bu Ramazan Hepimiz Afrikalıyız

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Temmuz 2011

Rahmet iklimine adım attığımız şu günlerde gönüllerde ayrı bir heyecan, ruhlarda ayrı bir sekinet var. Ramazanın mü’min yüreklere “coşku” ve “rikkat” olarak yansımasından daha tabii ne olabilir?.. Bunu ancak iman edenler bilir ve yaşar… Bu Ramazan yazın en sıcak günlerinde misafirimiz oluyor. Yüce Rabbin lutfettiği bolluk ve bereket içindeyken, –dürüst olalım– aklımızın ucundan “bu Ramazan biraz çetin geçecek” diye geçmiyor değil hani… Ne de olsa insanız. Zaaflarımız var. Hava çok sıcak ve günler uzun… Sıcak havalarda oruç … Devamını Oku

Dau’l-Hikme’de Hadis Ziyafeti

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Temmuz 2011

Hint/Pakistan coğrayasında Hadis çalışmaları meşhurdur. Bilhassa radaki “Ehl-i Hadis” akımının etkisiyle Hanefî mezhebinin hadis veçhesi de oralarda başka yerlere nazaran daha fazla işlenir. Mezhebin hadis değerlendirme tarzını pratiğe yansımış şekliye görmek isteyenler Hint-Pakistan kaynaklı Hadis eserlerinden müstağni kalmamalıdır. Bizde ulemanın tarzı üzere Hadis öğretimi uygulaması muhterem Emin Saraç hocamız tarafından yılladır Fatih Camii’nden yapılanı saymazsak hemen hemen kesildi gibi. Birkaç medresede sürdürülen bireysel garetler dşında kayda değer bir şey yok… Hindistan’da, sözünü ettiğim hareketin merkezinde Diyobend ekolü … Devamını Oku

Refah Toplumları ve Terör

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Temmuz 2011

Terörün temelinde ekonomik gerekçeler bulunduğu, yoksulluğun, adaletsizliğin ortadan kaldırılması durumunda terörün de kendiliğinden biteceği şeklindeki tesbit meşhurdur. Bunun tartışmaya son derece açık bir “ezber tesbit” olduğu, Norveç’teki olaylar vesilesiyle bir kere daha anlaşılmış olmalı. “İslam Dünyası” denen coğrafyada Afganistan gibi, Somali gibi pek çok ülke halkı yoksulluk sınırının altında yaşadığı halde buralarda eline silah alıp okuldaki arkadaşlarını/öğretmenlerini tarayan, yaşadığı şehre dehşet saçıp binaları havaya uçuran tiplere rastlanmıyor. Buralarda “kendi halkına/insanına” yönelik ve “içeriden kaynaklanan” terör olaylarına rastlamak … Devamını Oku

16 Temmuz Hareketi

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Temmuz 2011

Adem Özköse… Adı söylendiğinde Cennet’e Otostop ve Söz Direnişçilerde isimli kitapları ve bilhassa Arap dünyasındaki olaylarla ilgili “içeriden” tesbitleri, “yalın” ve “dik” duruşu akla geliyor hemen. Uzun yıllar Ortadoğu’da basın mensubu olarak çalıştı. Son olaylar patlak verene kadar Suriye’deydi. Döndükten sonra Suriye’deki zulme dikkat çeken, dezenformasyon mukabilinden yaklaşımların foyasını ortaya koyan açıklamalar yaptı. Facebook’taki sayfasında Suriye için bir şeyler yapmak gerektiği yolunda bir mesajı oldu. Sonra arkası geldi… Kendiliğinden gelişen olayları anlatmak için “spontan” kelimesini kullanırız ya, … Devamını Oku

İhtilaflı Meseleler ve Kardeşlik Hukuku

Ebubekir Sifil2011, 2011 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Temmuz 2011, Temmuz Ayı 2011 OS

Soru  Coca Cola haram diye bir fetva vermişsiniz, Hüseyin Avni Hoca, Mehmet Talu Hoca vs.’nin de aynı fetvayı verdiklerini biliyoruz. Bu konuda Diyobend alimlerinin de fetvaları var. Büyük Müfti İbrahim Desai ve başka Diyobendilerin fetvalarında görüyoruz ki, onlar Coca Cola haram değildir diyorlar. Alkol olsa bile, Siyonizme yardım etse bile, bu fıkhî açıdan Cola’yı haram etmiyor onlara göre. Hem Darul Ulum Diyobend’de Coca Cola’nın içildiğini gördük. İngiltere’de Darul Ulum’da okumuş alimler, büyük müftilerin Coca Cola içtiğini ve … Devamını Oku

Kavram Kargaşası

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Temmuz 2011

Yoksa “kafa karışıklığı” mı demeliydim! Bu ülkede Yahudilik ve Hristiyanlık üzerine yazılanları hep teenniyle, ihtiyatla karşıladım, sözümü ulaştırabildiğim insanlara da bunu tavsiye ettim. Zira ilahiyat fakültelerimizde Dinler Tarihi başlığı altında yazılanların da okutulanların da büyük çoğunluğu Batı’da kaleme alınmış  çalışmaların uyarlamasından ibarettir. İnsanlık tarihini kendi tarihinden ibaret gören Batılı anlayış, bu alanı da kendi bakış açısını ve kavramlarıyla işlemiş, “bilimsel çalışma”yı format ve muhteva olarak “Batı standartları”na endeksleyen geri kalmış ülkenin kopyacı aydını/entelektüeli de onu alıp sadece … Devamını Oku

İki Hadis-3

Ebubekir Sifil2011, 2011 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Temmuz 2011, Temmuz Ayı 2011 OS

Okuyucu sorusunun ikinci kısmı şöyleydi: “… güneş battığı zaman, güneşin secde etmeye gittiğini ifade eden hadisler duyuyoruz; bunlara nasıl mana vermeliyiz?” Güneşin, battığı zaman Arş’ın altında secde etmeye gittiğini anlatan ve Ahmed b. Hanbel[1]Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, II, 201., el-Buhârî[2]el-Buhârî, “Bed’u’l-Halk”, 4., Müslim[3]Müslim, “İman”, 250. ve daha başka Hadis imamları tarafından nakledilmiş olan bu rivayetler sahihtir. Kur’an-ı Kerim’de insanlar dışındaki varlıkların, hatta bizim “cansız” olarak nitelendirdiğimiz varlıkların dahi secde ettiği tasrih buyurulmaktadır: “Görmedin mi ki, muhakkak Allah’a göklerde … Devamını Oku

Güncelin Kalıcılaşması

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Temmuz 2011

Günlük bir gazetede köşe yazısı yazan bir insan ne yazmalıdır? Halkın okumak istediğini?! Medyanın belli bir kesimine hükmedenler “halk böyle istiyor” cümlesini sıklıkla tekrar etmeyi pek sever. Yaptıkları işe “meşruiyet” temin eden bir formüldür bu. Aslında onlar da bilirler bu cümlenin aslının olmadığını. Yaptıkları işin “halkı yönlendirmek” olduğunun tabii ki bilincindedirler. Bunun için maaş alırlar. Ama yine de “halk böyle istiyor”dan vaz geç-e-mezler. Zira bilirler ki onlar bu sihirli formülü tekrar ettikçe halk da halkın “böyle istediğine” … Devamını Oku