Kolaylaştırılmış Fıkıh Üzerine-2

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Ocak 2008

Günümüzde ekonomik konularla ilgili fıkhî meseleleri “el-Fıkhu’l-İktisâdî”, tıpla ilgili hususları “el-Fıkhu’t-Tıbbî”… gibi başlıklar altında ele almak nasıl mümkünse, azınlıklarla (özellikle gayrimüslim ülkelerde yaşayan Müslüman azınlıklarla) ilgili meseleleri de “Fıkhu’l-Ekalliyat” (Azınlıklar Fıkhı) başlığı altında ele almak mümkündür. Evet bu yaklaşım, Fıkh’ın genel çerçevesi içinde yer alan, ama –tabir caizse– “özerk” bir saha oluşturan kendine özgü bir Fıkıh’tan bahsediyor. Bilhassa Batılı ülkelerde azınlık halde yaşayan Müslümanların problemlerinin, kendine mahsus fıkhî hükümlerle çözülmesini öngören bu yaklaşım hakkında söylenmesi gerekenleri şöyle … Devamını Oku

Cuma Ayetindeki “Çağrı”

Ebubekir Sifil2008, 2008 Yılı, Gazete Yazıları, Ocak 2008, Ocak Ayı 2008 OS, Okuyucu Soruları

Tefsirlerde 62/el-Cumu’a suresinin 9. ayetinde yer alan “namaza çağırıldığınız zaman” cümlesinin ezanı anlattığı söylenmektedir. Ebû Dâvûd ve daha başkalarının, ezanın meşru kılınışı konusunda naklettiği rivayette anlatılan olayın (Abdullah b, Zeyd ve Hz. Ömer (r.anhuma) tarafından görülen rüya) hicretin birinci yılında vuku bulduğu ittifakla nakledilen bir husustur. Hz. Peygamber (s.a.v)’in ilk Cuma namazını hicret esnasında, Medine’yi teşrif etmeden önce Amr b. Avf oğulları yurdunda kıldırdığı bilinen bir husustur. Bu durumda zahire göre Cuma namazının emreden ayetin, ezanın teşri … Devamını Oku

Kolaylaştırılmış Fıkıh Üzerine-1

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Ocak 2008

Modern zamanların Ümmet-i Muhammed olarak önümüze koyduğu belki de en önemli gerçek, küresel dünya karşısında almamız gereken tavrın ne olduğunu kararlaştırırken kaygan bir zeminde hareket ediyor oluşumuz. Vakıayı, yani bize dayatılanı elsiz ayaksız kabul edip, durumu kurtarıcı izahlar üretmek mi, yoksa daha küllî olanın, bu durumdan kurtulmanın yollarını aramaya dönük çabaları teşvik etmek mi? Herkes/im duruma getirdiği açıklamayı merkeze alarak konum belirliyor ve çözüm üretme adına tutturduğu yolu idealize ediyor. Bu çerçevede yapılması gereken, küresel dayatmalar karşısında … Devamını Oku

Misyonerlik: Devam…

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Ocak 2008

Dünyabülteni.net’te yer alan bir habere göre Afganistan İslam Konseyi, ülkede “yardım kuruşlu” adı altında faaliyet gösteren misyoner örgütlere dikkat çekmiş ve Karzaî’den bu örgütlerin faaliyetlerini durdurmasın istemiş. Bu durumun devam etmesinin ülke için ciddi bir tehlike oluşturacağına vurgu yapmış. İslamî tebliğ ile misyonerlik faaliyetleri arasında bir fark bulunmadığını söyleyen çokbilmiş müslümanlara misyonerliğin uyguladığı yöntemlerin ahlakî zeminini sormanın tam sırası… “Biz onlara tebliğ yapıyoruz, onlar da bize misyonerlik yapsın, ne fark var?” diyenler insanların özellikle maddî zaaflarından istifade … Devamını Oku

Abdest Ayeti ve Ayakların Yıkanması

Ebubekir Sifil2008, 2008 Yılı, Gazete Yazıları, Ocak 2008, Ocak Ayı 2008 OS, Okuyucu Soruları

Soru Kur’an-ı Kerim’de Maide suresi 6. ayette ayakların yıkanması mı, yoksa mesh edilmesi mi emrediliyor? Kur’an-ı Kerim’in ilk nazil olan ayeti hangisidir; nerede ve miladi olarak ne zaman nazil olmuştur? Son nazil olan ayet hangisidir; nerede ve miladi olarak ne zaman nazil olmuştur? Cuma suresinde “namaza çağırıldığınız zaman” ayetinde “çağırıldığınız” ile ne kastediliyor? O zaman ezan var mıydı? Tevrat ve İncil kitap halinde mi nazil oldu? Bunları Yahudiler ve Hıristiyanlar mı tahrif etti? Kur’an’ı koruyan Allah (c.c) … Devamını Oku

Din Tasavvurları

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Ocak 2008

“Din niçin vardır?” sorusuna farklı kesimlerden farklı cevaplar almak normal. İnançsız birisinin bu soruya vereceği cevap, “dinin bir evrimleşme süreci meselesi olduğu, “ilkel insan”dan “gelişmiş insan”a doğru gidildikçe dinin de önemini yitirdiği” tarzındadır. Bu cevap tarzının, biyolojik Darvinzm’den sosyal Darvinmz’e uzanan bir çizgide şekillenmiş bilinç durumunun semeresi/tabii sonucu olduğu açık. Bir Müslüman için ise din, varoluşun tek izahı, anlamı ve varlığın layıkı veçhile devamının tek geçerli zeminidir. Allah’a aittir ve insan ona teslim olduğu, öğretilerine gönülden bağlandığı … Devamını Oku