Hanefî Usulü – Mütekellim Usulü Yazısına Tetimme

Ebubekir Sifil2012, Eylül, Fıkıh, Gazete Yazıları, Hanefî, Konularına Göre, Mezhep, Şafiî, Usul

Hanefî Usulü-Mütekellim Usulü" ayrımının "Hanefîlerin Usul sistemi" ve "diğerlerinin Usul sistemi" şeklinde kesin bir farklılaşmaya tekabül etmediğini belirtmekte yarar var.

“Hanefî Usulü” diye bilinen usul ile “Mütekellimîn Usulü” arasındaki farka ilişkin okuyucu sorusuna cevap olarak Ramazan öncesi bir yazı yazmıştım. Ramazan girince köşemizi Ramazan yazılarına tahsis ettik. Ramazan sonrasında da uzun sayılabilecek bir yurtdışı seyahati söz konusu oldu. Dolayısıyla o soruyla ilgili olarak yazmak istediklerim bugüne kadar sarkmış oldu. Bu girizgâhtan sonra meselemize dönecek olursak; Hanefî Usulü-Mütekellim Usulü” ayrımının “Hanefîlerin … Read More

Hanefî Usulü – Mütekellim Usulü-1

Ebubekir Sifil2012, 2012 Yılı, Fıkıh, Gazete Yazıları, Hanefî, Konularına Göre, Mezhep, Okuyucu Soruları, Şafiî, Temmuz 2012, Temmuz 2012 OS, Usul

Hanefî Usulü-Mütekellim Usulü" ayrımının "Hanefîlerin Usul sistemi" ve "diğerlerinin Usul sistemi" şeklinde kesin bir farklılaşmaya tekabül etmediğini belirtmekte yarar var.

Soru Hanefi usulüyle mütekellim usulü arasındaki fark nedir? Mütekellim usulü kısaca ne demektir ve nasıl ortaya çıkmıştır? Diğer üç mezheb usulüne mi mütekellim usulü denir yoksa bu usül farklı bir ekol müdür? Cevap Usul-i Fıkıh çalışmalarının tarihî seyri, İslam ilimler tarihi ile ilgilenenler için son derece verimli ve “kışkırtıcı” bir alanı teşkil eder. İmam eş-Şâfi’î’nin er-Risâle’sinin elimizde bulunan ilk Usul … Read More

Muhtelefun Fih

Ebubekir Sifil2012, Akaid, Fıkıh, Gazete Yazıları, Hanefî, Konularına Göre, Mart 2012, Şafiî, Şahışlar, Tasavvuf

Bir Müslüman için, fikirler, olgular, durumlar ve hükümler üç kategoride toplanır: “Doğrular”, “Yanlışlar ve “Muhtelefun fih” olanlar. Eğer itikadî bir mesele söz konusu ise bu üçlü kategori şöyle bir mahiyet arz eder Delaleti ve sübutu kesin nasslara dayanan meselelerin kabulü şarttır. Bu türlü nassların kabul edilmesini istediği hususları kabul, reddedilmesini istediği hususları reddetmek temel ve tabii bir mü’min tavrı olarak … Read More

Mezhebe Aykırı Ayet ve Hadisler – 6

Ebubekir Sifil2002, Fıkıh, Gazete Yazıları, Hanefî, Konularına Göre, Mezhep, Ocak 2002, Şafiî

(Bir önceki yazıyı okumak için buraya tıklayın.) Ancak Sabah namazının farzı kılındıktan sonra namaz kılınabileceğini gösteren söz konusu rivayet, “Sabah namazın(ın farzın)dan sonra güneş doğana kadar namaz yoktur” (el-Buhârî, “Mevâkitu’s-Salât”, 31), “Kim sabah namazının iki rekâtlık sünnetini (vaktinde) kılamazsa, güneş doğduktan sonra kılsın” (et-Tirmizî, “Salât”, 196) gibi hadisler tarafından neshedilmiştir. 5- Giderilemeyen muaraza sebebiyle sakıt olan rivayetler Ahmed b.Hanbel, Abdürrezzâk, … Read More

Mezhebe Aykırı Ayet ve Hadisler – 4

Ebubekir Sifil2002, Fıkıh, Gazete Yazıları, Hanefî, Konularına Göre, Mezhep, Ocak 2002, Şafiî

(Bir önceki yazı için buraya tıklayın) İmam eş-Şâfi’î, 24/en-Nûr, 3 ayetinin, aynı surenin 32. ayeti ile [1]Bkz. el-Beyhakî, Ahkâmu’l-Kur’ân, 193-4; 2/el-Bakara, 240 ayetinin, 4/en-Nisa, 11 ayetiyle [2]a.g.e., 269; 4/en-Nisa, 15-16 ayetlerinin, 24/en-Nûr, 2 ayetiyle [3]a.g.e., 322-3… neshedildiğini söylerken [4]daha fazla örnek için el;Ümm’e bakılmalıdır; Ve İmam Mâlik, 2/el-Bakara, 115 ayetinin, aynı surenin 144. ayetiyle [5]Bkz. Humeyd Lahmur (?), el-İmâm Mâlik Müfessiren, 46; 2/el-Bakara, … Read More

Mezhebe Aykırı Ayet ve Hadisler – 3

Ebubekir Sifil2002, Fıkıh, Gazete Yazıları, Hanefî, Konularına Göre, Mezhep, Ocak 2002, Şafiî

(Bir önceki yazı için buraya tıklayın.) İmam eş-Şâfi’î şöyle demiştir: “Hz. Peygamber (s.a.v)’den gelen (sahih) hadislerin gereği neyse, benim görüşüm odur; isterse o hadisleri benden işitmemiş olun.” Yine şöyle demiştir: “Hakkında görüş beyan ettiğim her meselede, Hz. Peygamber (s.a.v)’den, Hadisçiler nazarında benim görüşümün tersini bildiren bir haber sabit olmuşsa bilin ki ben hayatımda ve ölümümden sonra o görüşümden döndüm.” İmam … Read More

Mezhebe Aykırı Ayet ve Hadisler – 2

Ebubekir Sifil2002, Fıkıh, Gazete Yazıları, Hanefî, Konularına Göre, Mezhep, Ocak 2002, Şafiî

(Bir önceki yazı için buraya tıklayın) Herhangi bir delilin (ayet ya da hadisin) mensuh olduğunu söyleyebilmek için onu nesh eden bir delil bulunması ve bu delilin de kuvvet ve delalet bakımından en az onun seviyesinde olması gerekir. Dolayısıyla  Ebu’l-Hasan el-Kerhî’nin sözünün ilk kısmını şöyle anlamak gerekir: “Ashabımız’ın hükme esas aldığı ayet veya hadis ile muaraza halinde olan ayet ve hadis … Read More