Allah Teala Geleceği Bilmez Mi?

Ebubekir SifilAbdülaziz Bayındır, Şahıslar

Abdülaziz Bayındırın bu konuşmada delil olarak gösterdiği ayetleri aşağıda zikredeceğim. Kur’an-ı Kerim’de onlarla benzer muhtevada başka pek çok ayet mevcuttur. Onları da bu bağlamda zikrederek meselenin mahiyetini tahlile geçeceğim.

Allah Teala Geleceği Bilmez Mi?

Ebubekir Sifil2013, Abdülaziz Bayındır, Gazete Yazıları, Ocak 2013, Şahıslar

İlk duyduğumda inanmadım. Çünkü, “Bu kadarı olmaz” dedirten bir iddiaydı duyduğum. Sonra arkadaşlar internetteki bir ses kaydını dinlettiler. Evet; duyduğum doğruymuş: Abdülaziz Bayındır, kendisine telefonda, “Allah benim kiminle evleneceğimi bilmez mi? Sizin böyle bir şey söylediğinizi duyduk” diye soran kişiye, “Ben demiyorum; Allah diyor” diye mukabele ediyor ve devam ediyor: “Allah Teala önceden kararlaştırmışsa sana emreder mi, şununla evlen, bununla evlenme diye?” Sonra telefondaki ses, “Biz imamlarımızın bunun aksini söylediğini biliyorduk” gibi bir şey söyleyince şöyle mukabele … Devamını Oku

Maide-117 Ve Nüzul-İ İsa (as) – 4

Ebubekir Sifil[dosya], 2011, Abdülaziz Bayındır, Gazete Yazıları, Kasım 2011, Nüzûl-i İsâ, Şahıslar

Abdülaziz Bayındır’ın, benim nüzul-i İsa (a.s) meselesi bağlamında 5/el-Mâide, 117. ayetini “gizlediğim” şeklindeki iddiası üzerinde durarak bu seriye son vereceğim. Önce bir nokta üzerinde duralım: 2/el-Bakara, 159. ayeti, Kitap’ta indirilen “beyyinât” ve “hüdâ”yı insanlardan gizleyenlerin laneti hak ettiklerini haber vermektedir. Peki ben “beyyinât” ve “hüdâ”yı nasıl gizlemişim? Abdülaziz Bayındır’ın iddiasına göre, Hz. İsa (a.s)’ın nüzulü meselesi üzerinde dururken 5/el-Mâide, 117. ayetini gündeme getirmemiş olmak, onu gizlemek oluyor! Allah Teala’nın indirdiği beyyinât ve hüdâ’yı gizleyenler laneti hak ettiğine, … Devamını Oku

Maide-117 Ve Nüzul-İ İsa (as)-3

Ebubekir Sifil[dosya], 2011, Abdülaziz Bayındır, Gazete Yazıları, Kasım 2011, Nüzûl-i İsâ, Şahıslar, Yıllara Göre

Abdülaziz Bayındır nüzul-i İsa (a.s) meselesi üzerinde dururken önce 11/Hûd suresinin başında yer alan ayetlere dayanarak şu tarz bir kurgu yapıyor: Eğer bir Kur’an ayetinde birden fazla anlama gelen bir kelime yer almışsa, hangi anlamın kastedildiği, mutlaka bir başka ayette açıklanmıştır. 3/Âl-i İmrân suresinin 55. ayetinde geçen “teveffî”nin ya “ölüm” veya “uyku” anlamında olabileceğini, hangi anlamın kastedildiğininse 11/Hûd suresinin başındaki ayete göre yine Kur’an’da belirtilmiş olması gerektiğini söyleyen Bayındır, sözü 5/el-Mâide, 117. ayetine getiriyor ve bir kısmını … Devamını Oku