Karaman Hocanın “Var”ları Ve “Yok”ları-23

Ebubekir Sifil2010, 2010 Yılı, Gazete Yazıları, Hayrettin Karaman, Kasım 2010, Kasım Ayı 2010, Okuyucu Soruları, Şahıslar

Prof. Dr. Hayreddin Karaman hocanın kendi sorduğu “İslam’da Ne Var Ne Yok” sorusuna verdiği cevaplar içinden medar-ı itiraz gördüğüm hususları ihtiva eden yazılara bugün son vermiş olacağım. Bir “toparlama yazısı” olarak bu yazıda birkaç hususun altını çizmeyi gerekli görüyorum: Söz konusu yazılara girizgâh olarak kaleme aldığı satırlarda Karaman hoca şöyle demişti: “Örneklere geçmeden önce “İslam’da şu var, bu yok” demenin “usulü” üzerine bir iki cümle yazalım. “Üzerinde ittifak edilmiş inanç, ibadet ve hayat kuralları “İslam’da vardır”, bunlar … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Risale-i Nur-15

Ebubekir Sifil[dosya], 2010, 2010 Yılı, Bediüzzaman ve Risale-i Nur, Gazete Yazıları, Kasım 2010, Kasım Ayı 2010, Okuyucu Soruları

Bediüzzaman merhumun, fetret devri sayılabilecek ahir zamanda zulüm altında ölen mazlum hristiyanların bir nevi şehit sayılabileceği doğrultusundaki ifadelerini, son zamanlarda Dinlerarası Diyalog süreciyle birlikte ortaya çıkan “Ehl-i Kitab’ın cennetlik olduğu” iddiasıyla karıştırmamak gerekir. Zira bu ikincisi konjonktürün tazyikiyle ortaya çıkmış bir söylem olarak doğrudan doğruya İslam itikadına muhalefet anlamı taşırken, ilki Eş’arîler’in –ki Bediüzzaman merhumun da bir Eş’arî olduğu unutulmamalıdır– Ehl-i fetretin akıbeti konusundaki kanaatine yaslanmaktadır. Bununla birlikte Bediüzzaman merhumun bu tesbitinin birkaç noktada netleştirilmeye muhtaç olduğunu … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Risale-i Nur-14

Ebubekir Sifil[dosya], 2010, Bediüzzaman ve Risale-i Nur, Gazete Yazıları, Kasım 2010, Kasım Ayı 2010, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Said Nursi

Bediüzzaman merhumun, Hz. İsa (a.s)’ın nüzulüyle birlikte Hristiyanlığın “hakiki İsevîliğe” dönüşeceğini anlatan ifadelerinin, Hristiyanların Müslüman olacağı ve yeryüzünde sadece “Müslümanlar ve diğerleri” şeklinde ikili bir yapının mevcut bulunacağı anlamına geldiğini söylememizi mümkün kılan ifadelerine de bir-iki örnek zikredelim: “Âhirzamanda Hazret-i İsa Aleyhisselâm gelecek, Şeriat-ı Muhammediye (A.S.M.) ile amel edecek mealindeki hadîsin sırrı şudur ki: Âhirzamanda felsefe-i tabiiyenin verdiği cereyan-ı küfrîye ve inkâr-ı uluhiyete karşı İsevîlik dini tasaffi ederek ve hurafattan tecerrüd edip İslâmiyete inkılab edeceği bir sırada…”[1]Mektubat, … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Risale-i Nur-13

Ebubekir Sifil[dosya], 2010, 2010 Yılı, Bediüzzaman ve Risale-i Nur, Gazete Yazıları, Kasım 2010, Kasım Ayı 2010, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Said Nursi

S–14) Risalelere bu kadar önem verilmesine rağmen neden İslam ilim literatüründe kaynak eser olarak belirtilmemiştir? Risale-i Nur’un, gerek dil, gerekse üslup ve tarz özellikleri bakımından herhangi bir ilmî eserden farklılık gösterdiği malumdur. Bizzat merhum ve mağfur müellifi de eserin bu özelliğine muhtelif vesilelerle dikkat çekmiştir. Elbette bu durum, mutlak olarak Risale-i Nur’un muhtevasının gayr-i ilmî olduğu anlamına gelmez. Bu eserde ele alınan –bilhassa dirayete dayalı– ilmî meselelerin herhangi birisinin ilmî açıdan yanlışlığının isbat edildiğine ve çürütüldüğüne dair … Devamını Oku