Soru Hanefi usulüyle mütekellim usulü arasındaki fark nedir? Mütekellim usulü kısaca ne demektir ve nasıl ortaya çıkmıştır? Diğer üç mezheb usulüne mi mütekellim usulü denir yoksa bu usül farklı bir ekol müdür? Cevap Usul-i Fıkıh çalışmalarının tarihî seyri, İslam ilimler tarihi ile ilgilenenler için son derece verimli ve “kışkırtıcı” bir alanı teşkil eder. İmam eş-Şâfi’î’nin er-Risâle’sinin elimizde bulunan ilk Usul eseri olduğu ittifakla kabul edilen bir husustur. Bu eserden günümüze doğru gelindiğinde, bilhassa “taklid çağları” diye ifade … Devamını Oku
Kadının Mirastan Mahrum Edilmesi
Geçtiğimiz hafta sonu bir icazet merasimine iştirak etmek üzere Of’a gittim. Bölgenin Kur’an kursu ve hafızlık müessesesinin muhafazası konusundaki hassasiyeti malum. Bu hizmetlerin gelişerek devam ettiğini görmek insanın göğsünü kabartıyor. Milletimizin Kur’an’a hizmetteki gayreti gerçekten her türlü takdirin üzerinde. Gökdelenlerin içinde boğulmayı “uygar kent hayatı” olarak görenlerin gözlüğüyle baktığınızda Arsin’in Çiçekli’sini “dağ başı” olarak görürsünüz. Orada 9 katlı bir Kur’an kursunda 400 civarında –hem de yatılı– talebe okuduğuna gözlerinizle görmedikçe inanmanız çok zor. Emeği geçen herkesten Allah … Devamını Oku
İmam Hatipler Meselesi
İmam Hatip okullarının geçmişte icra etiği fonksiyon ve bugünkü durumu konusu tartışılıyor. Geldiğimiz noktada bu okulların misyonunu tamamladığı ve artık bunlara ihtiyaç kalmadığı tarzındaki yaklaşımlar, vakıayı esas kabul ettiği için isabetli değil. Geldiğimiz noktada İmam Hatip okulları seviye kaybına uğramışsa, yapılması gereken onları devre dışı tutmak değil, ihtiyacı karşılar kıvama ve seviyeye taşımaktır. Bu okullardan din alimi yetiştirmek gibi bir beklenti içinde olmak elbette doğru değil. Hatta İlahiyat fakültelerinden alim yetiştirmek de –tecrübelerin de ortaya koyduğu gibi– … Devamını Oku
Namazda Ayakların Durumu ve Cenaze Namazında Ellerin Salıverilmesi-2
Rükûda ve secdede ayakların nasıl bir pozisyonda tutulacağı konusunda Efendimiz (s.a.v)’den herhangi bir rivayet nakledilmediğini bir önceki yazıda belirtmiştik. Rükû ve secdede ayak topuklarının bitiştirilmesinin sünnet olduğunu kaydeden kaynaklarımızda da bu konuda herhangi bir rivayet nakledilmemiştir. Dolayısıyla bu konuyu abartıp, öyle yapmayanları kınamak doğru değildir. Okuyucu sorusunun ikinci kısmı, cenaze namazı kılınırken namazın sonunda ellerin çözülmesiyle ilgiliydi. Şöyle deniyordu soruda “- Son tekbir ile birlikte okuma / dua etme işi bittiğinden el bağlamak da son bulmuştur. Zira … Devamını Oku
Ahmed El-Kâtib’in Rüyası
Bugünlerde internette dolaşın bildirisinde Ahmed el-Kâtib hayli cesur bir duruş sergiliyor. Masum imam inancının temelsizliğinden Hz. Aişe (r.anha) validemiz konusundaki sakat anlayışa, velayet-i fakih teorisinden humus uygulamasına… varıncaya kadar aklınıza gelen ne varsa açık yüreklilikle tartışmaya açıyor el-Kâtib. Baştan sona okunduğunda adeta Şia’ya temel karakterini veren ne varsa yeniden gözden geçirilmesi çağrısı yapan bir “manifesto” özelliği taşıyor söz konusu bildiri. Elbette el-Kâtib bu sebeple, tabii olarak şii dünyadan yoğun tepkiler de alıyor. Hatırlanacağı üzere bir ara Lübnan … Devamını Oku
Hafızlık Müessesesi
Hemen hepimiz hemen her gün Kur’an-ı Kerim’in ilahî koruma altında olduğunu dile getiren konuşmalar yapar ya da bu tarz konuşmalara şahit oluruz. Yüce Kitabımız’da “Muhakkak ki Zikr’i biz indirdik ve onu koruyacak olan da biziz”[1]15/el-Hicr, 9. buyurulduğu gerçeğinden hareketle Kur’an-ı Mübin’in korunmuşluğunu dile getirirken genellikle iki bağlam söz konusudur: Ya Tevrat ve İncil metinlerinin tahrif edildiğini konuşuyoruzdur ya da –ve daha yaygın olarak– Kur’an’dan başka güvenebileceğimiz bir başka kaynağa sahip olmadığımız iddiası gündemimizdedir. Daha önce de defaatle dile … Devamını Oku
Salim Öğüt Hocanın Ardından
2008 veya 2009 yılıydı; kütüphanemde çalışıyordum. Telefonum çaldı. Arayan kişi Prof. Dr. Salim Öğüt hocaydı. Modern din algısına karşı sell-ü seyf etmişti hoca. Bu çerçevede piyasada ne var ne yok diye araştırmış ve bizim çalışmalarla da karşılaşmıştı. Teşekkürlerini, takdirlerini ilettikten sonra “görüşelim” demişti. Kitaplardan birer adet gönderdim kendisine çorbada tuzumuz olsun diye. Yanılmıyorsam Çorum’daydı. Bir süre sonra, Antep’ten mi desem, Maraştan mı, bir konferans sonrası aynı uçakta gelmişiz Ankara’ya kadar. İnerken karşılaştık. Kısa bin hal-hatır faslından sonra, … Devamını Oku
Said Fûde Misafirimizdi
Müslümanlar modern çağa gerektiği ölçüde mukabelede bulunabiliyor mu? Bu soruya gönül rahatlığı içinde “evet” demek isterdik. Ama realite yazık ki buna izin vermiyor. Modernite, zahirde/dış dünyada olduğundan daha fazla, “bilinçaltı” seviyesinde hakimiyet kurmuştur üzerimizde. Dolayısıyla ona gerektiği gibi mukabelede bulunmak ancak Müslüman bireyin bilinçaltının İslamî kodlarla yeniden inşa edilmesiyle mümkün olabilecektir. Peki bunu kim/ne yapacak? Zannedildiğinin aksine bunu Kur’an ve Sünnet “doğrudan” yapmaz. Zira Kur’an ve Sünnet bizim hayatımıza İslamî ilimler vasıtasıyla girer. İslamî ilimler olmadan Kur’an … Devamını Oku
Kabir Meselesinde İtiraza Cevap-3
Bu meseleyi hak ettiğinden fazla uzatmak istemediğim için son bir mülahazayla kapatacağım. “Allahu Teala’nın huzurunda, Resulü’nün s.a.s. hadislerini olduğu gibi alıp uygulayan, veya en azından, uygulayamasa bile, onlara aykırı uygulamaları haram veya mekruh olarak görmeye devam edenler mi kendilerini daha rahat savunabilirler, yoksa, “Hadisler böyleydi ama sonradan bunlar yapıldı, biz de onayladık, bize bu uygulama faydalı göründü” diyenler mi?” Okuyucu mesajı bu sözlerle sona eriyordu. Evet aslında mesele bu noktada düğümleniyor. Herkesçe malumdur ki bu algı sadece … Devamını Oku
“Engelli” Olmak “Engel” Olmaktır
Yurtdışından aldığım bir mektubu dikkatinize sunmak istiyorum bugün. İslamî hassasiyet sahibi olduğu varsayılan kesimlerin “İslamî” bir “mesele” olarak bugüne kadar gündemine almayı düşünmediği “çarpıcı” bir gerçekten bahsediyor mektubun sahibi. Belli ki biraz kızgın, biraz kırgın, biraz sitemli… Ama oldukça haklı. Buyrun: “Sayın muhterem hocam, Size bir engelli kişinin durumunu iletmek istiyorum. Tekerlekli sandalye kullanan, bütün ihtiyaçlarının bir başkası tarafından karşılanan ve ‘maruz’ kaldığı bir durumdan bahsetmek istiyorum. 18 yaşında bir erkek engelli tanıdığımız var; bazı zamanlarda camiye … Devamını Oku