Frekans Farklılığı ya da Yazarlığın Handikapları

Ebubekir Sifil2002, Eylül 2002, Gazete Yazıları, Gündem

“İdeal” yazar kimdir? Her seviyeden okuyucunun beklentilerine cevap veren mi, doğru bildiklerini, doğru bildiği tarzda okuyucusuna aktaran mı, adının “anlaşılmaz”a çıkmaması uğruna ve dahi kendi seviyesini kaybetmek pahasına seviye düşürmek için çırpınan mı, okuyucuyu, anlaşılmasını istediği konuların seviyesine yükseltmeye çabalayan mı? Ne düşündüğümü bütün açıklığıyla söyleyeyim: Alışılagelmiş gazete köşe yazarlığı formatlarını ve sindirimi kolay köşe yazısı hafifliğini ıskalamamak gibi bir endişe taşımıyorum. Bana tahsis edilen bu köşede yapmaya çalıştığım şey, dile getirilmesinde hikmet, maslahat, sorumluluk ve uygunluk … Devamını Oku

İşleri Dinleri Gibi

Ebubekir Sifil2012, Eylül, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Modernizm

Modern Batı sadece kendi insanını heder etmedi. Dünya insanlığının modern zamanlarda yaşadığı bütün travmalarda onun imzası var. [fotoğraf: smithsonianmagcom]

Modern Batı’yı ilk defa müşahede edenlerimiz için tartışma dışı bir tesbitti: “Dinleri işimiz gibi, işleri dinimiz gibi.” Bu söz, Batılıların dinleri dışında her şeylerinin Hak Din’le kıyaslanabilecek kadar mükemmel olduğunu anlatıyordu. Hatta bir adım daha ileriye giderek bu tebsitte açık bir öykünme bulunduğunu dahi söyleyebiliriz. Batı’nın “ilerleme” yolunda yaptığı müthiş sıçrama idealize edilirken, bunu mümkün kılan dinî, fiilî ve zihnî durumlar elbette dikkate alınmıyordu. Temelinde fiilî olarak sömürü ve köleleştirme olgularının, zihnî olarak “ötekini yok ederek kendine … Devamını Oku

Kitaplar

Ebubekir Sifil2002, Eylül 2002, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Şahışlar

Çalışma masamın üstünde, sıranın kendilerine ne zaman geleceğini soran gözlerle beni yargılayan küçük kitap yığınını azaltmaya çalıştıkça, sırasını savanların yerine sürekli yenileri geldiği için ne ben –bütün mahcubiyetime rağmen– masamın üstünde yığın oluşturmaktan vazgeçiyorum, ne de sıra bekleyen kitaplar bana hesap sormaktan geri duruyor. Bugünden birkaç yazıda onlardan bahsederek mahcubiyetimin bir ölçüde de olsa hafiflediği hissini tatmak istiyorum. Bir süre önce yollarını Konya’ya düşürmüş olan birkaç değerli dostum, Muhammed Salih hocanın hediye etme inceliğini gösterdiği iki Arapça … Devamını Oku

Hangi Ehl-i Sünnet?

Ebubekir Sifil[dosya], 2002, Ehl-i Sünnet, Ehl-i Sünnet, Eylül 2002, Gazete Yazıları, Konularına Göre

Akide’nin kuru ve fonksiyonsuz bir “kabul ve redler manzumesi” değil, tam anlamıyla bir “Din telakkisi” olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Yani kişinin itikadî kabul ve redleri, onun Din’den ne anladığını ya da Din’i nasıl tarif ettiğini de ele verir. Dolayısıyla akidevî çizgi olarak mesela Ehl-i Sünnet ve’l-Cemaat’in tavır ve tarzını benimsediğini söyleyen bir kimsenin Din anlayışı ile ­çağdaş bir bid’at mezhep olan­ Modernizm’i benimseyen kimsenin Din anlayışı ve bu iki anlayışın dinî pratiklere yansıma biçimleri arasında farklılıklar olması … Devamını Oku

İhtilafları Hangi Noktada Tutmalı?

Ebubekir Sifil2002, Akaid, Ehl-i Sünnet, Eylül 2002, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Ümmet

Ehl-i Sünnet gövdeyi oluşturan ve bir önceki yazıda zikri geçen üç grup (Mâturîdî ve Eş’arîler, Ehl-i Hadis , Ehl-i Tasavvuf) arasında mevcut ihtilaflı alanı teşkil eden hususların başında Müteşabih dediğimiz –sıfatullah ile ilgili– bazı ayet ve hadislerin anlaşılma tarzı ile tevessül, rabıta gibi hususlar gelmektedir. Müteşabih nasslarla ilgili farklı yaklaşımlar, temelde Selef’in bu konulardaki tutumunun belirlenmesindeki ihtilaftan kaynaklanmaktadır. Mesela İmâmu’l-Harameyn el-Cüveynî, Selef’in tutumunu şöyle verir: “Te’vili terk, nassları zahirî üzere bırakmak ve anlamlarını Allah Teala’ya havale etmek.” … Devamını Oku

“Herşey İnsan İçindir; Din De”

Ebubekir Sifil2002, Eylül 2002, Gazete Yazıları, Gündem, Konularına Göre

Ülke seçime doğru gün sayarken bazı yerlere mesaj göndermek amacıyla mıdır, yoksa gerçekten öyle inandıkları için midir bilmem, bazı siyasetçilerin ağzından başlıkta okuduğunuz cümleyi sık işitir olduk. Buradaki “Din”den İslam’ın kastedildiğini varsayarak mezkûr yargı üzerinde düşünecek olursak şunları söylememiz gerekiyor: Bu cümlede vurgu “Din” kelimesine yapılıyorsa, cümle eksiktir. Çünkü malum olduğu üzere cinler de teklife muhataptır. Şu halde başlıktaki cümlenin mantıkî sonucu olarak “İnsan olmasaydı Din de olmazdı” dememiz gerekirdi ki, bunun doğru olmadığı açık. Eğer vurgu … Devamını Oku

Efendimiz (sav) ve Ramazan

Ebubekir Sifil2012, Ağustos 2012, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Peygamber Efendimiz, Ramazan

Ebubekir Sifil

Ramazan Yazıları Efendimiz Ramazan ayında neler yapardı, Ramazanı nasıl geçirirdi diye baktığımızda şunları görüyoruz: Sahur yemeği yemeye özen gösterir, ümmetini de sahur yemeği yemeye teşvik ederdi. Bir hadisinde “Sahura kalkın. Zira sahurda bereket vardır” buyurmuştur.[1]el-Buhârî, “Savm”, 20; Müslim, “Sıyâm”, 45. Bazı geceler, Mescid-i Nebevi’nin sofasında kalan Ehl-i Suffe ile birlikte sahur yaptığı olurdu. Bazen de onları bulunduğu yere davet ederdi. Bir keresinde Ashab-ı Suffe, günü oruçlu geçirdikten sonra yiyecek birşey bulamamıştı. Genellikle Sahabe’den durumu yerinde olanlardan her … Devamını Oku

Efendimiz ve Ramazan

Ebubekir Sifil2012, Gazete Yazıları, Temmuz 2012

Ebubekir Sifil

Ramazan Yazıları Ramazan ayı geldiğinde Efendimiz (s.a.v)’in halinde bütünüyle bir değişiklik görülürdü. Oruç ibadetinin, hayatın her bucağına sirayet etmesi, bedenin her hücresine sinmesi gerektiğini biz, O’nun ahvalinde Ramazanla birlikte meydana gelen bu değişimde görüyor ve öğreniyoruz. Söz gelimi, zaten insanların en cömerdi olan Efendimiz (s.a.v), Ramazan ayı geldiğinde infak ve tasadduku zirve noktasına yükseltirdi. Bu durumu Abdullah b. Abbâs (r.a) şöyle anlatır: “Resulullah (s.a.v) insanların en cömerdi idi. Ramazan ayı girip de Cibril (a.s) kendisine geldiğinde, cömertliği … Devamını Oku

Ramazanı “Yaşamak”

Ebubekir Sifil2012, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Peygamber Efendimiz, Ramazan, Suriye, Temmuz 2012, Ümmet

Bir Ramazanı daha idrak ettik. Bir Ramazanın daha feyiz ve bereketine dokunuyoruz elhamdülillah. Hepimiz için, bütün Ümmet için ve insanlık için hayırlara vesile olması niyazımızdır.

Ramazan Yazıları Bir Ramazana daha kavuştuk elhamdülillah. Gündüzlerin ayrı, gecelerin ayrı ihya edildiği bir feyiz ve bereket mevsimindeyiz. Gündüzü oruç, geceyi teravih coşkusuyla yaşayacağız hep birlikte. Zekâtların hesaplanıp gerekli yerlere ulaştırıldığı, yetimlerin, fakirlerin, kimsesizlerin yüzünün güldüğü, toplumsal dayanışmanın zirvelere ulaştığı bir birlik ve bütünlük iklimindeyiz. Her zaman olduğu gibi yine sokaklara iftar çadırları kurulacak, muhtaç insanlar sıcak bir çorbanın buğusunda hatırlanmanın tadına varacak. Besmelelerle oruçlar açılacak; bizi yedirip içirene, barındırıp yaşatana hamdederek kalkacağız sofralarımızdan. Aklı ermeye başlayan … Devamını Oku

Ramazana “Kavuşmak”

Ebubekir SifilUncategorized

Bir Ramazanı daha idrak ettik. Bir Ramazanın daha feyiz ve bereketine dokunuyoruz elhamdülillah. Hepimiz için, bütün Ümmet için ve insanlık için hayırlara vesile olması niyazımızdır.

Ramazan Yazıları Bir Ramazanı daha idrak ettik. Bir Ramazanın daha feyiz ve bereketine dokunuyoruz elhamdülillah. Hepimiz için, bütün Ümmet için ve insanlık için hayırlara vesile olması niyazımızdır. Kaynaklar, Receb ayı girdiğinde, üzerine Ramazanın gölgesi düşmüş olan Efendimiz (s.a.v)’in, ayrı bir heyecan iklimine girdiğini ve “Allah’ım! Receb’i ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazama ulaştır” buyurduğunu haber verir.[1]Ahmed b. Hanbel, I, 259; et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-Evsat, IV, 189. Bu hadis, Ramazana kalbî ve ruhî hazırlığın 2 ay öncesinden, Receb … Devamını Oku