Yahudi Ortodoksluğu olarak ifade edebileceğimiz Rabbani Yahudilik, Tevrat’ın dünya yaratılmadan önce yaratıldığına ve Allah’ın, dünyayı nasıl yaratacağını tesbit etmek için Tevrat’a bir “el kitabı” ya da “proje” olarak başvurduğuna inanır. Dünyadan önce yaratıldığı için Hz. Musa’dan önce Hz. Adem, Hz. Nuh, Hz. İbrahim… gibi peygamberler de Tevrat’a muhatap olmuşlardır. Allah, İsrailoğulları’ndan önce Tevrat’ı muhtelif kavimlere teklif etmişse de onlar çeşitli itirazlar ileri sürerek onu kabul etmemişlerdir. Sonunda onu İsrailoğulları itirazsız olarak kabul etmiş ve böylece “seçkin” ve … Devamını Oku
Ehl-i Kitap ve Tahrif – I
Kur’an’ın pek çok ayette Ehl-i Kitab’a “ilahî kitapları tahrif” suçlaması yönelttiğini biliyoruz. “Karşı taraftan” ve “kuşbakışı” bakıldığında bunun bir “itham”dan ibaret olduğunu söylemek yanlış değilmiş gibi görünse ve “karşı taraf” bunu her vesileyle dile getirse de, Yahudiler’in ve Hristiyanlar’ın Tevrat ve İncil metinleri üzerindeki tasarruflarını konu alan ilmî araştırmalar meselenin öyle basit bir şekilde kapatılamayacağını ortaya koymaktadır. Hristiyanlar’ın kendi aralarındaki çelişkiler üzerinde nasıl olup da mutabakat sağladıklarına şaşıp durduğunu söyleyen İbn Hazm, aynı durumu Yahudiler’de de müşahede … Devamını Oku
Gündem
Bazı okuyucular bu köşede “sıcak gündem” konularının işlenmeyişini garip karşıladıklarını belirtiyor ve bunun sebebini soruyor. Bu köşenin takipçileri için cevabının sorun olmadığını düşündüğüm bir soru bu; ama yine de bir açıklama yapmaya ihtiyaç bulunduğu anlaşılıyor. Gazete okuyucusunun gündemi izleme ve okuduğu gazetenin gündem maddesi/maddeleri hakkındaki yaklaşımını öğrenme arzusu, yazarlardan birisinin “kendi gündemi” ile sınırlı yazıları sebebiyle hayata geçirilme şansını kaybetmez. Elbette sıcak gündemi yansıtmak günlük bir gazete için mevcudiyetinin gereği olduğundan, o gazetenin bütün yazarlarının müştereken bu … Devamını Oku
Caferîler Nereye? – III
el-Kâfî adlı eseri Şia tarafından 4 temel kaynaktan biri olarak kabul edilen el-Kuleynî, Cebrail (a.s)’ın Hz. Peygamber (s.a.v)’e getirdiği Kur’an ayetlerinin sayısının 17.000 (onyedibin) olduğu iddiasındadır. (el-Kâfî, II, 643.) Bu eserde zikredilen dudak uçuklatıcı garabetler hakkında müstakil bir kitap yazılsa yeridir.) Bu cümleden olarak Şia, Kur’an’da, Ehl-i Beyt hakkında nazil olmuş “Velâyet suresi” adlı müstakil bir sure bulunduğunu iddia etmektedir. Ünlü müsteşrik Nöldeke, Tarihu’l-Mesâhif‘te (II, 102) bu sureyi neşretmiştir ki, Abdülazîz ed-Dihlevî’nin et-Tuhfetu’l-İsnâ Aşeriyye adlı eserinde, söz … Devamını Oku
Sünni-Şii Kardeşliğine Tarihsel Bir Zemin
Ehl-i Beyt imamlarına yardım ettiği ve destek verdiği için gerek Emevîler, gerekse Abbasîler döneminde pek çok sıkıntıya maruz kalmış olan İmam Ebû Hanîfe, Ehl-i Beyt ulularından İmam Zeyd b. Ali ve kardeşi İmam Muhammed el-Bâkır’dan ilim ahzeylemiş, keza İmam Muhammed el-Bâkır’ın oğlu İmam Ca’fer es-Sâdık ile de sürekli bir ilmî münasebet içinde bulunmuştur. Hatta ulema, yaşıt olmalarına rağmen –İmam Ca’fer es-Sâdık’a hürmeten– onu da İmam Ebû Hanîfe’nin hocaları arasında zikretmiştir. Bilindiği gibi İmam Ebû Hanîfe, adının ilk … Devamını Oku
Caferîler Nereye? – I
80’li yılların başında Ankara’da üniversite öğrencisi iken bir keresinde İran büyükelçiliğine bağlı bir birimin öğrencilere verdiği bir iftar yemeğine katılmıştık. İran devriminin –yanılmıyorsam– henüz üçüncü yılı idi. Yemekten sonra –Ayetullah payesine sahip olup olmadığını bilmediğim ama– üzerinde İran ulemasına mahsus kıyafet bulunan bir zat “doğal olarak” devrimin faziletlerinden ve Humeynî’nin üstün vasıflarından bahsederken, hiç unutmuyorum, sözlerinin bir yerinde şöyle bir ifade kullanmıştı: “Şayet Ebu Hanîfe bugün yaşasaydı, hiç şüpheniz olmasın, İmam Humeynî’ye biat ederdi.” Evet İmam Ebû … Devamını Oku
İslam Modernistleri ve Yahudilik
Evliliğe giden süreçten nikâh akdine ve kadının hamileliğine, çocuğun dünyaya gelmesinden sünnet edilişine, ergenlik çağına ilk adım atışından evliliğine, hayatının çeşitli dönemlerinden ölümüne, hatta ölüm sonrasına kadar bir Yahudi’nin bütün hayatı dinî/kültürel ritüellerle donatılmıştır. Mevsimlerin bile dinî içeriğe büründürülerek simgesel anlamlar kazandığı Yahudi kültüründe gelenek ile dinî inanç o denli iç içedir ki, bu iki alanı birbirinden ayırmak adeta imkânsızdır. Yaygın kanaatin aksine Yahudi Kutsal Kitap Külliyatını oluşturan kitaplar Tevrat’ın bölümlerinden ibaret değildir. Tevrat hakkında Yahudi din … Devamını Oku
Vahiy
Kur’an, Yüce Allah’ın, peygamberler dışındaki bazı insanlara, hatta insan dışındaki bazı varlıklara da bir kısım şeyler vahyetteğini haber vermektedir. Ezcümle arzın (99/ez-Zilzâl, 5), arının (16/en-Nahl, 68), Hz. Musa (a.s)’nın annesinin (28/el-Kasas, 7) ve Hz. İsa (a.s)’nın havarilerinin (5/el-Mâide, 111) vahye muhatap olduğu kesindir. Peygamberler dışındaki insanlara iletilen vahiyle insan olmayan varlıklara iletilen vahiy arasında –tıpkı peygamberlerle bunların tümüne gönderilenlerde olduğu gibi– fark bulunması tabiidir. Peygamberlere gönderilen vahiyler genel olarak başta itikadî ilkeler olmak üzere ibadât/ahkâm ve dünya … Devamını Oku
Keşif, İlham, Rüya
“Mü’minin firasetinden sakının. Zira o, Allah’ın nuruyla bakar” (et-Tirmizî) hadisinde geçen “firaset”in keşif ve ilhama delalet ettiğini söylemek yanlış olmaz. Zira bütün varlığıyla Yüce Allah’a yönelen bir kimsenin, iktisap yollarından birisi olan bu mücahede ile bir ilim elde etmesinde şaşılacak bir husus yoktur. Keza Efendimiz (s.a.v)’in, salih rüyanın nübüvvet şubelerinden bir şube olduğunu haber verdiğini de biliyoruz: “Mü’minin rüyası, nübüvvetin kırkaltı cüzünden bir cüzdür” (el-Buhârî, Müslim…) Ulema rüyayı üç kısma ayırarak ele almıştır: 1- Peygamberlerin rüyası. Bu … Devamını Oku
Şura Üzerine
İki yazı önce verdiğimiz çay molası uzayacak gibi görünüyor. Zira özel cevap verdiklerim yanında buraya aktarılmayı hak eden iletiler de gelmeye devam ediyor. Hanifi Sarıhan kardeşime, uzunca mesajı ve yapıcı tenkitleri için teşekkür ediyorum. Ehl-i Sünnet duruşun ihyası gibi kutlu ve fakat münferit faaliyet vüs’atini çok aşan bir maksadın gerçekleştirilmesi yolunda bir küçük katkı sağlayabilmiş, bir ışık yakabilmişsem kendimi dünyanın en bahtiyar insanı sayarım. Zira artık “insanlığın kurtuluşu İslam’dadır” sözünün neredeyse hiçbir anlamı yok. Çünkü ardından hemen … Devamını Oku
- Page 1 of 2
- 1
- 2