Cevap

Ebubekir Sifil2002, Aralık 2002, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Şahışlar

  Bir önceki yazıda Celaleddin Alioğlu’nun ileri sürdüğü hususları, aynı sıralama içinde cevaplandıracağım: 1-2. Alioğlu’nun, Benû Zühre’nin de tıpkı Benû Hâşim, Benû Ümeyye, Benû Mahzum, Benû Esed… gibi Kureyş kabilesinin kollarından biri –dolayısıyla Sa’d b. Mâlik b. Üheyb (veya Vüheyb)’in de Benû Zühre’den olmakla Kuraşî– olduğu gerçeğinden habersiz olduğunu ifşa eden sözleri, kendisi adına tam bir talihsizliktir. Benû Zühre Kureyş’in bir kolu olduğu ve Hz. Ömer (r.a), bu kabileye mensup olan Sa’d (r.a)’ı (hatta aynı kabileden olan … Devamını Oku

Yine Kitaplar

Ebubekir Sifil2002, Eylül 2002, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Şahışlar

Bir süre önce, İnsan Yayınları’nın neşrettiği son kitaplardan ikisini gönderme jestinde bulunan editör Ahmet Murat’a teşekkür ederek başlamam gerekiyor. Kitaplardan ilki Ahmet Demirhan’ın derleme ve çevirisi: Heidegger ve Teoloji. Kitap, Demirhan’ın uzun önsözüyle başlıyor ve ardından Heidegger’in teoloji  konusundaki yaklaşımını keşfetmeye çalışan derinlikli, yetkin yazılarla devam ediyor. Katolik bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen ve önceleri Cizvit papazı olmayı hedefleyen Heidegger, bir süre sonra Felsefe çalışmaya karar vermiş ve Katolikliği terkederek Protestan olmuştur. Ancak burada da karar … Devamını Oku

Ed-Dihlevî’nin “Orta Yolcu” Tavrı

Ebubekir Sifil2002, Eylül 2002, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Şahışlar

Kitaplardan bahsetmeye kısa bir ara vererek, Şah Veliyyullah ed-Dihlevî’nin, daha önce sözünü ettiğim “mutedil” tutumunu –Muhammed Salih hocanın çalışmasından istifadeyle– dikkatlerinize sunmak istiyorum bu yazıda. İbn Hazm’ın başını çektiği bir ekol, Fıkhî meselelerde bir müçtehidi taklid etmenin haram olduğunu söyler. Bunun tam karşısında yer alan bir grup ise içtihad seviyesine ulaşmanın zorluğunu ileri sürerek taklidin vacip olduğuna hükmeder. Birçok alim gibi ed-Dihlevî ise meselenin tafsil edilmesi taraftarıdır: Buna göre eğer bir kimse, herhangi bir tekil meselede içtihad … Devamını Oku

Kitaplar

Ebubekir Sifil2002, Eylül 2002, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Şahışlar

Çalışma masamın üstünde, sıranın kendilerine ne zaman geleceğini soran gözlerle beni yargılayan küçük kitap yığınını azaltmaya çalıştıkça, sırasını savanların yerine sürekli yenileri geldiği için ne ben –bütün mahcubiyetime rağmen– masamın üstünde yığın oluşturmaktan vazgeçiyorum, ne de sıra bekleyen kitaplar bana hesap sormaktan geri duruyor. Bugünden birkaç yazıda onlardan bahsederek mahcubiyetimin bir ölçüde de olsa hafiflediği hissini tatmak istiyorum. Bir süre önce yollarını Konya’ya düşürmüş olan birkaç değerli dostum, Muhammed Salih hocanın hediye etme inceliğini gösterdiği iki Arapça … Devamını Oku

Salim Öğüt Hocanın Ardından

Ebubekir Sifil2012, Gazete Yazıları, Haziran 2012, Konularına Göre, Modernizm, Şahıslar, Şahışlar, Salim Öğüt

2008 veya 2009 yılıydı; kütüphanemde çalışıyordum. Telefonum çaldı. Arayan kişi Prof. Dr. Salim Öğüt hocaydı. Modern din algısına karşı sell-ü seyf etmişti hoca. Bu çerçevede piyasada ne var ne yok diye araştırmış ve bizim çalışmalarla da karşılaşmıştı. Teşekkürlerini, takdirlerini ilettikten sonra “görüşelim” demişti. Kitaplardan birer adet gönderdim kendisine çorbada tuzumuz olsun diye. Yanılmıyorsam Çorum’daydı. Bir süre sonra, Antep’ten mi desem, Maraştan mı, bir konferans sonrası aynı uçakta gelmişiz Ankara’ya kadar. İnerken karşılaştık. Kısa bin hal-hatır faslından sonra, … Devamını Oku

Said Fûde Misafirimizdi

Ebubekir Sifil2012, Filistin, Fıkıh, Gazete Yazıları, Haziran 2012, Kelam, Konularına Göre, Şahışlar, Şahıslar, Said Fûde, Ümmet, Usul

Müslümanlar modern çağa gerektiği ölçüde mukabelede bulunabiliyor mu? Bu soruya gönül rahatlığı içinde “evet” demek isterdik. Ama realite yazık ki buna izin vermiyor. Modernite, zahirde/dış dünyada olduğundan daha fazla, “bilinçaltı” seviyesinde hakimiyet kurmuştur üzerimizde. Dolayısıyla ona gerektiği gibi mukabelede bulunmak ancak Müslüman bireyin bilinçaltının İslamî kodlarla yeniden inşa edilmesiyle mümkün olabilecektir. Peki bunu kim/ne yapacak? Zannedildiğinin aksine bunu Kur’an ve Sünnet “doğrudan” yapmaz. Zira Kur’an ve Sünnet bizim hayatımıza İslamî ilimler vasıtasıyla girer. İslamî ilimler olmadan Kur’an … Devamını Oku

Nâzûratu’l-Hak

Ebubekir Sifil2012, Gazete Yazıları, Gündem, Konularına Göre, Mayıs 2012, Şahışlar

Kuzey yarımkürenin kuzey cihetinde yaşayanlar için “yatsı namazının vakti” diye bir problem bulunduğu ve bu problemin tarih içinde ulema arasında ihtilaf konusu oluşturduğu ehlinin malumudur. Kazan’lı Şihâbuddîn el-Mercânî (1818-1889), bu mesele hakkında kaleme alınmış sayılı eserlerden birinin, Nâzûratu’l-Hak fî Fardiyyeti’l-İşâ’ ve in Lem Yeğibi’ş-Şafak isimli muhalled eserin sahibi olarak, yatsı namazının vaktinin girmediği (şafağın kaybolmadığı) bölgelerde yaşayanlardan yatsı namazının düşeceği görüşüne en ciddi mukabelede bulunmuş isimlerden biridir. el-Mercânî, Kafkas diyarının yetiştirdiği, rivayet ve dirayet tarafı güçlü alimlerden … Devamını Oku

Ahmed Davudoğlu Hoca’nın Ardından

Ebubekir Sifil2012, Ahmet Davudoğlu, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Nisan 2012, Şahışlar, Şahıslar

29 yıl önce 7 Nisan 1983 tarihinde aramızdan ayrıldı Ahmed Davudoğlu hoca. Gidenlerin ardından –adet olduğu üzere– yazılan yazılar, söylenen sözler, anma programları… ondan bunları da esirgemişiz. Vefatının üstünden geçen 29 yıl boyunca hiç birimiz ona olan borcumuzu hatırlamamışız. Haydi genelleme yapmayalım; belki hatırlayanlar olmuştur, ama bu hatırlamayı anlamlı kılacak, ona olan borcumuzla mütenasip olduğunu düşündürecek bir şey yapmadığımız ortada. Aksi söz konusu olsaydı önceki Cumartesi günü adına yapılan anma programında bu kadar irkilmezdik. Evet, Davudoğlu hoca … Devamını Oku

Hem Suçlu Hem Güçlü

Ebubekir Sifil2012, Arap Baharı, Gazete Yazıları, Konularına Göre, Nisan 2012, Şahışlar, Şia, Suriye, Ümmet

Beşşar Esed’in çevresindeki çember daraldıkça İranlı ve Suriyeli yetkililerden dozu gittikçe artan açıklamalar geliyor. Suriye’nin BM’deki daimi temsilcisi Caferi, Türkiye’nin Suriyeli muhaliflerin toplantısına ev sahipliği yapmasının “savaş ilanı” anlamına geldiğini söylemiş. İlk kez bir resmî yetkili tarafından “savaş” kelimesinin telaffuz ediliyor olması önemli… Basına yansıdığına göre İranlı yetkililer de Türkiye’nin emperyalizme maşalık yaptığı ve İsrail’in ekmeğine yağ sürdüğü anlamına gelen açıklamalarda bulunmuş. Türkiye-İran ilişkilerinde herhalde ilk kez ipler bu kadar geriliyor. Birkaç noktayı netleştirelim İran ve Suriye’nin … Devamını Oku

Bu Kan Nasıl Duracak

Ebubekir Sifil2012, Arap Baharı, Gazete Yazıları, Gündem, Konularına Göre, Nisan 2012, Şahışlar, Şia, Suriye, Ümmet

Suriye meselesi gittikçe “sarmal”a dönüşüyor. Beşşar Esed yönetimi İran ve Hizbullah desteğini de arkasına alarak tankı-topu ne varsa bütün gücüyle halkına soykırım uygulamaya devam ediyor. O devam ettikçe halktaki direniş iradesi daha bir bileniyor ve direniş safları her geçen gün yeni katılımlarla sıklaşıyor, güçleniyor. Suriye meselesi bağlamında birkaç nokta üzerinde durmak gerekiyor Artık ayan beyan anlaşılmış bulunmaktadır ki İran’ın bölgede “Ümmet” merkezli bir duruşu yok; onun yerine “mezhep” merkezli bir politika izlemeyi tercih ediyor İran. Haylidir bu … Devamını Oku