Hemen hepimiz hemen her gün Kur’an-ı Kerim’in ilahî koruma altında olduğunu dile getiren konuşmalar yapar ya da bu tarz konuşmalara şahit oluruz. Yüce Kitabımız’da “Muhakkak ki Zikr’i biz indirdik ve onu koruyacak olan da biziz”[1]15/el-Hicr, 9. buyurulduğu gerçeğinden hareketle Kur’an-ı Mübin’in korunmuşluğunu dile getirirken genellikle iki bağlam söz konusudur: Ya Tevrat ve İncil metinlerinin tahrif edildiğini konuşuyoruzdur ya da –ve daha yaygın olarak– Kur’an’dan başka güvenebileceğimiz bir başka kaynağa sahip olmadığımız iddiası gündemimizdedir. Daha önce de defaatle dile … Devamını Oku
Kesintili Eğitim
4+4+4 formülüyle duyurulan yeni eğitim sistemine ilişkin kanun tasarısı, farklı kesimlerin farklı tepkilerine yol açtı. Süreç devam ediyor. Devam ederken de tasarı üzerinde kimi oynamalar yapıldığını görüyoruz. Söz gelimi başlangıçta birinci 4 yıldan sonra dileyen öğrencilerin açık öğretim sistemine devam edebilmesine imkân sağlanmışken, süreç içinde bundan geri adım atıldığına ve birinci 4 yıldan ikinci 4 yıla geçişin zorunlu hale getirildiğine ilişkin haberler basına yansıdı. Bu haberlerin gerçeği ne ölçüde yansıttığını bilmiyoruz. TÜSİAD, CHP vd. “blok muhalefet”in bunda … Devamını Oku
Darb Ve Recm-1
Soru Kur’an’da Nisa suresi 34. ayette geçen fadribuhunne diye bir kelime var. Bu kelime arapçada otuza yakın anlama gelmektedir. Kimi meallerde dövün, kimi meallerde ise uzaklaştırın, ayrı yerde bulundurun manasında kullanılıyor, hangisi doğrudur? Ayrıca etimolojik olarak uzaklaştırın diye çevirenler nisa suresinde 101. ayette bu kelimenin uzaklaştırın diye geçtiğini, boşanmaya gitmeden ön tedbirler için ayetin indirildiğini, kocanın halledememesi durumunda 35. ayette akraba, arkadaşlardan hakemlerin getirilmesi gerektiğini, sonuç alınamazsa boşanma olacağını dile getiriyor. Rum 21’de ise eşler arası sevgi … Devamını Oku
Dindar Bir Nesil Yetiştirmek
Dillendirmesi zor, gerçekleştirmesi daha zor bir husus “dindar bir nesil yetiştirmek”… Dillendirmesi zor, çünkü bu milletin bu topraklardaki varlığını 1923’ten başlatmayı alışkanlık edinmiş seçkinci “beyazlar” bakımından hazmedilmesi mümkün olmayan bir mesele bu. Bu dünyada var olabilmenin asgari şartının Allah’la bağları koparmak olduğuna iman etmiş, ezan sesi duymaktan rahatsız olan, Ramazan, Kurban, Hacc ve diğer İslamî şeair söz konusu olduğunda rahatsızlığı tavan yapan, ölüm anıldığında psikolojisi bozulan çevrelerin dindar insanların damgasını vurduğu bir toplumsal yapıya tahammülsüzlük göstermesi eşyanın … Devamını Oku
Kertenkele Hadisi-2
Bir önceki yazıda, soruda zikredilen sürüngenin “bir tür kertenkele” olabileceğini söylemiştik. Şu ana kadar yeryüzünde yaşayan 300 kertenkele türü tesbit edilmiştir. Bunlar arasında zehirli olanlar da mevcuttur.[1]http://tr.wikipedia.org/wiki/Kertenkele Ali el-Karî gibi alimler de bu noktaya dikkat çekmişlerdir.[2]Ali el-Karî, Mirkâtu’l-Mefâtîh, IX, 51. Bir önceki yazıda Mütecim Âsım Efendi’nin bu kertenkele türü hakkında “Ağulu keler” ifadesini kullandığını da tekrar hatırlamakta fayda var. Efendimiz (s.a.v) tarafından öldürülmesinin emir buyurulmasının asıl sebebi de onun zehirli olması ve insanlara eziyet vermesi olmalıdır. Aşağıda da geleceği … Devamını Oku
33. Yılında İran Devrimi
Geçtiğimiz Pazar günü İran Devrimi’nin 33. yıldönümüydü. Humeyni’nin İran’a döndüğü gün doğan çocuklar bugün orta yaşlarda seyrediyor. O günden bu güne İran neler yaptı; küresel ve bölgesel oluşum ve gelişmeler bağlamında nerede konumlandı, İslam Dünyası’yla ilişkileri nasıl bir seyir izledi?… Soruları artırdıkça bu yazının boyutlarını kat kat aşacak alanlara gireceğiz ister istemez. Ancak kuşbakışı baktığımızda ana hatları itibariyle şunları söyleyebiliriz: İran’da devrim gerçekleştiğinde İslam Dünyasında “Müslümanlar bakımından artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı” düşüncesiyle yepyeni bir heyecan, … Devamını Oku
Kertenkele Hadisi-1
Okuyucu Soruları serisine uzun bir zaman ara verdik. Milli Gazete’nin görsel bakımdan yeniden yapılandırılması ve daha başka hususlar sebebiyle meydana gelen bu durum dolayısıyla okuyucu soruları da hayli birikmiş durumda. Bu süreçte yazı günleri değişti, bir ara yazı sayısı haftada ikiye indi… Gerek e-posta yoluyla, gerek başka kanallarla iletilen sorular arasında bu köşeye taşıdıklarımı kısa cevaplarla geçiştirmek istemiyorum. Cevapların delilleri/gerekçeleri ile birlikte zikredilmesi hem benim için, hem de okuyucu için önemli. Ancak bu durum, bir yandan seri … Devamını Oku
Modernizme Kelamî Bakış
Salı günü Ankara’daydım. Başlıktaki ifade, orada yaptığım bir sunumun da başlığıydı. Siyasallılar Vakfı’nın davetlisi olarak bence “uzun” bir aradan sonra yeniden Ankara’yı teneffüs etmenin heyecanını yaşadım. Yaşadığım tek heyecan bu değildi. Uzun yıllarımın geçtiği Keçiören’i tekrar gördüm. Ankara’yı kelimenin tam anlamıyla “esir” almış olan kışı Keçiören’in yokuşlarında bir kere daha yaşadım… Siyasallılar Vakfı, Ankara’dayken bir süre Akaid dersleri yaptığım bir sıcak adres. Şimdi başta Ömer Faruk Özkan olmak üzere genç, idealist ve daha da önemlisi “müstakim” gençler, … Devamını Oku
Uydurma Olduğu Söylenen Sahih Bir Rivayet-3
Sürâka b. Mâlik (r.a)’dan: “Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Eğer ben birisine, başka birisine secde etmesini emredecek olsaydım, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim.”[1]et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, VII, 152. el-Heysemî Mecma’u’z-Zevâid’de (IV, 310), sededdeki Vehb b. Ali ve babasının durumları hakkında bilgi sahibi … Continue reading Büreyde (r.a)’dan: “Bir bedevi Hz. Peygamber (s.a.v)’e gelerek, “Ey Allah’ın Resulü! Bana izin verin size secde edeyim”dedi. Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu. “Eğer ben birisine, başka birine secde etmesini emredecek olsaydım, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim.”[2]ed-Dârimî, … Devamını Oku
Uydurma Olduğu Söylenen Sahih Bir Rivayet-2
Bir önceki yazıda Ebû Hureyre (r.a)’dan naklen zikrettiğim rivayete benzer bir rivayet de Enes b. Mâlik (r.a)’dan nakledilmiştir: Buna göre Ensar’dan birilerinin sakin bir devesi vardı. Ancak (hastalık vb. bir sebepten dolayı) deve azgınlaştı ve kimseyi yanına yaklaştırmaz oldu. Durumu Efendimiz (s.a.v)’e haber verdiler. Efendimiz (s.a.v) devenin bulunduğu bahçeye gitti. Deve Efendimiz (s.a.v)’i görünce O’na doğru yaklaştı ve önünde çöktü. Orada bulunanlar, “Aklı şuuru olmadığı halde bu hayvan size secde ediyorsa, bizim secde etmemiz daha evladır” dediler. … Devamını Oku
- Page 1 of 2
- 1
- 2