Uydurma Olduğu Söylenen Sahih Bir Rivayet-2

Ebubekir Sifil2012, Gazete Yazıları, Hadis İlmi, Konularına Göre, Rivayetler, Şubat 2012

  1. Bir önceki yazıda Ebû Hureyre (r.a)’dan naklen zikrettiğim rivayete benzer bir rivayet de Enes b. Mâlik (r.a)’dan nakledilmiştir: Buna göre Ensar’dan birilerinin sakin bir devesi vardı. Ancak (hastalık vb. bir sebepten dolayı) deve azgınlaştı ve kimseyi yanına yaklaştırmaz oldu. Durumu Efendimiz (s.a.v)’e haber verdiler. Efendimiz (s.a.v) devenin bulunduğu bahçeye gitti. Deve Efendimiz (s.a.v)’i görünce O’na doğru yaklaştı ve önünde çöktü. Orada bulunanlar, “Aklı şuuru olmadığı halde bu hayvan size secde ediyorsa, bizim secde etmemiz daha evladır” dediler. Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurdu: “Bir beşerin bir başka beşere secde etmesi elvermez. Eğer bir beşerin başka bir beşere secde etmesi uygun bir durum olsaydı, kocasının üzerindeki hakkının büyüklüğü sebebiyle kadına kocasına secde etmesini emrederdim…”[1]Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, III, 158-9; en-Nesâî, Işretu’n-Nisâ’, 225; el-Bezzâr, el-Müsned, XIII, 93. el-Heysemî Mecma’u’z-Zevâid’de (IX, 4) ravilerinin … Continue reading
  2. Hz. Aişe (r.anha) validemizden: “Resulullah (s.a.v) Muhacirun ve Ensar’dan bir grup sahabî ile birlikte iken bir deve gelip kendisine secde etti. Ashabı, “Ey Allah’ın Resulü! Hayvanlar ve ağaçlar size secde ediyor. Size secde etmeye biz daha müstehakkız” dedil. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: “Rabbinize kulluk edin ve kardeşinize ikramda bulunun. Eğer ben bir kimseye, birisine secde etmesini emredecek olsaydım, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim. Eğer koca, eşine, sarı dağdan siyah dağa ve siyah dağdan beyaz dağa taş nakletmesini emretseydi, onun bunu yapması uygun olurdu.”[2]Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, XLI, 19;  İbn Mâce, “Nikâh”, 4; İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, VI, 69, IX, 325. el-Heysemî Mecma’u’z-Zevâid’de (IV, 310), bu rivayetin … Continue reading
  3. İbn Abbâs (r.a)’dan: “Ensar’dan birisinin iki devesi vardı. Azgınlaştılar ve sahipleri onları bir bahçeye kapattı ve kapısını kilitledi; sonra da duasını almak niyetiyle Hz. Peygamber (s.a.v)’e geldi. Resulullah (s.a.v) o esnada yanında Ensar’dan bir grup bulunduğu halde oturuyordu. Adam şöyle dedi: “Ey Allah’ın Resulü! Bir hacetim için geldim. Benim iki devem var. Azgınlaştılar. Onları bahçeye bağlayıp kapıyı kilitledim. Allah Teala’nın onları bana itaat ettirmesi için dua etmenizi istedim.” Bunun üzerine Resulullah (s.a.v), yanındakilere, “Bizimle birlikte gelin” buyurdu. Bahçenin kapısına geldiğinde, “Aç” buyurdu; develerin sahibi bahçenin kapısını açtı. Develerden biri kapıya yakındı. Hz. Peygamber (s.a.v)’i görünce O’na secde etti. Hz. Peygamber, “Bana bir şey verin başına (boynuna) bağlayayım ve onu zabtedeyim” buyurdu. (Develerin sahibi) bir ip getirdi. Hz. Peygamber (s.a.v) onu devenin başına (boynuna) bağladı ve onu zabtetti. Sonra duvarın öbür köşesine, diğer devenin yanına gittiler. O da Hz. Peygamber (s.a.v)’i görünce secde etti. Hz. Peygamber develerin sahibine (yine), “Bana bir şey getir onun başına (boynuna) bağlayayım” buyurdu. (Getirilen ipi) devenin başına (boynuna) bağladı, onu da zabtetti (sonra da develerin sahibine), “Git, artık sana isyan etmezler” buyurdu. Sahabe bu durumu görünce, “Ey Allah’ın Resülü! Bu develer akılları olmadığı halde size secde ettiler. Biz de size secde etmeyelim mi?” dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Ben hiç kimseye bir başkasına secde etmesini emretmem. Eğer birinin birine secde etmesini emredecek olsaydım, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim.”[3]et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, XI, 356-7. Bu rivayetin senedindeki el-Hakem b. Tahmân bazı hadis tenkitçileri tarafından taz’if edilmiş, İbn Ma’în, Ebû … Continue reading
  4. Isme (r.a)’dan: “Ensar’dan bir yetimin devesi azgınlaştı, zaptedemedik. Gidip durumu Hz. Peygamber (s.a.v)’e haber verdik. Bizimle birlikte, devenin bulunduğu bahçeye gittik. Deve, Hz. Peygamber (s.a.v)’i görünce geldi ve önünde secde etti. Biz, “Ey Allah’ın Resulü! Emir buyursanız, krallara secde edildiği gibi biz de size secde etsek” dedik, şöyle buyurdu: “Benim ümmetimde bu yoktur. Eğer bunu yapacak olsaydım, kadınlara, kocalarına secde etmelerini emrederdim.”[4]et-Taberânî,  el-Mu’cemu’l-Kebîr, XVII, 183. el-Heysemî Mecma’u’z-Zevâid’de (IV, 311) bu rivayetin senedindeki el-Fadl b. el-Muhtâr’ın zayıf bir ravi … Continue reading
  5. Zeyd b. Erkam (r.a)’dan: “Resulullah (s.a.v), Mu’âz b. Cebel’i Şam’a gönderdi. (Geri) geldiği zaman “Ey Allah’ın Resulü! Ben Ehl-i Kitab’ın papazlarına ve patriklerine secde ettiklerini gördüm. Biz de bize secde etmeyelim mi?” dedi. Resulullah (s.a.v) şöyle buyurdu. “Hayır! Eğer ben birisine, başka birine secde etmesini emredecek olsaydım, kadına, kocasına secde etmesini emrederdim.”[5]el-Bezzâr, el-Müsned, I, 227; et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, V, 208. el-Heysemî Mecma’u’z-Zevâid’de (IV, 310), et-Taberânî’nin Sadaka b. Abdillah … Continue reading

Salı günü bitirelim.

Milli Gazete – 4 Şubat 2012

Kaynakça/Dipnot

Kaynakça/Dipnot
1 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, III, 158-9; en-Nesâî, Işretu’n-Nisâ’, 225; el-Bezzâr, el-Müsned, XIII, 93. el-Heysemî Mecma’u’z-Zevâid’de (IX, 4) ravilerinin güvenilir kimseler olduğunu söylemiştir.
2 Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, XLI, 19;  İbn Mâce, “Nikâh”, 4; İbn Ebî Şeybe, el-Musannef, VI, 69, IX, 325. el-Heysemî Mecma’u’z-Zevâid’de (IV, 310), bu rivayetin senedindeki ravilerden sadece Ali b. Zeyd üzerinde durur ve bu zatın hadisinin hasen olduğunu söyler.
3 et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, XI, 356-7. Bu rivayetin senedindeki el-Hakem b. Tahmân bazı hadis tenkitçileri tarafından taz’if edilmiş, İbn Ma’în, Ebû Zür’a ve Ebû Hâtim tarafından ise tevsik edilmiş (güvenilir olduğu söylenmiş) bir ravidir. el-Heysemî Mecma’u’z-Zevâid’de (IX, 5) diğer ravilerinin güvenilir olduğunu söyler.
4 et-Taberânî,  el-Mu’cemu’l-Kebîr, XVII, 183. el-Heysemî Mecma’u’z-Zevâid’de (IV, 311) bu rivayetin senedindeki el-Fadl b. el-Muhtâr’ın zayıf bir ravi olduğunu söyler.
5 el-Bezzâr, el-Müsned, I, 227; et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, V, 208. el-Heysemî Mecma’u’z-Zevâid’de (IV, 310), et-Taberânî’nin Sadaka b. Abdillah dışındaki ravilerinin sahih hadis ravileri olduğunu, bu zatın da bazı hadis tenkitçileri tarafından taz’if, bazıları tarafından ise tevsik edildiğini söyler.