Yarın miladi 2012 yılının ilk günü. Hristiyan dünya yanında dünyanın oldukça büyük bir kısmı “yeni bir yıla” girmenin heyecanını yaşıyor. Yeni bir yıla girmek insanda niçin bir heyecan oluşturur? Doğrusu işin bu yanını düşünen pek kimse yok. Oysa burada üzerinde durulması gereken iki önemli nokta var: “Yeni bir yıl” ve onu “kutlamak.” Hemen belirtelim ki işbu “yeni yıl” sadece Hristiyan dünyaya ve onların etkisi altında bulunan kültürlere ait bir zaman algısını yansıtıyor; dolayısıyla izafi ve hatta “muhayyel.” … Devamını Oku
Tevatür Meselesi
Ameliyat olduğum günlere denk gelen birkaç yazısında Prof. Dr. Hayrettin Karaman hoca kıyamet alametlerini ele almış. Yazıların ana temasını, kıyametin birtakım alametlerinin bulunduğu vurgusu ile Dabbetu’l-ard’ın S. Hawking olduğu yolundaki spekülatif yorumların reddi oluşturuyor. Görebildiğim kadarıyla ilgili yazılarının sonuncusunun başlığı “Hz. İsa ve Mehdi” olduğu halde, yazıyı hemen tamamen Hz. İsa (a.s)’ın ref’ ve nüzulü meselesine tahsis etmiş, Mehdi’den ise başlıkta yer vermesinin oluşturduğu beklenti ile mütenasip bir tafsilat vererek bahsetmemiş. Hz. İsa (a.s)’ın ref’ ve nüzulünü … Devamını Oku
“Kadın Fitnesi”
Rıhle’nin “Kadın” dosyasında yer alan yazıya da bu başlığı atmıştım. Orada kısmen dile getirdiğim birkaç noktaya burada biraz daha açıklık getirmek istiyorum. Batı, dünyanın herhangi bir ülkesinin “geliştirilmesi ve kalkındırılması” gerektiğine karar verdiği zaman işe önce “kadını özgürleştirmek”le başlıyor. Daha doğrusu öncelik verdiği hususlardan birisi bu. Mesela Afganistan’da vaki işgalle birlikte öne çıkartılan ana temaların ne olduğuna baktığımızda bu hususu net olarak görebiliyoruz. Acaba bu niçin böyle? Batı’nın diğer coğrafyalardaki kadınlar üzerinde bu kadar hassasiyetle durması, onların … Devamını Oku
Kadın Üzerinden Din Sorgulaması Yapmak
Her zaman söylüyorum; bir kere daha söyleyeyim: Modernite insanlığın karşılaştığı en tehlikeli virüstür. Girdiği her alanı tekeline alır ve hızla dönüştürür. Girmedik alan bırakmak onun tabiatına aykırıdır. Dolayısıyla hayatın bir alanında modernitenin hakimiyetini kabul ederek o istikamette dönüşmeye rıza göstermek, diğer alanlarda da açık veya örtülü olarak aynı durumu tescillemek demektir. Moderniteyi niçin “virüslerin en tehlikelisi” olarak nitelemeliyiz? Bu soruya değişik açılardan değişik cevaplar verilebilir. Ama sanıyorum bunların hepsini şümulüne alan cevap şudur: Çünkü modernite, dönüştürdüğü insanda … Devamını Oku
Tefsir “Piyasası”
Geçtiğimiz günlerden birinde belediye otobüsüyle Daru’l-Hikme’ye giderken bir genç bir süre yüzüme dikkatli dikkatli baktıktan sonra aramızda şöyle bir konuşma geçti: Afedersiniz, bir şey sorabilir miyim? Tabi, buyurun. Ünlü biri misiniz? Değilim. Olsaydım böyle sormazdınız. Sizi birine benzettim de. ?? Ebubekir bey misiniz? Sizin Mustafa İslamoğlu’na yazdığınız bir tenkit yazısını okumuştum. Öyle mi! Afedersiniz ama, fazla acımasız değil misiniz? Sorum biraz fazla mı “bodoslama” oldu? Sorunuzun bodoslama olması önemli değil. Benim niçin “acımasız” olduğumu düşünüyorsunuz? Eleştirirken sanki … Devamını Oku
Maide-117 Ve Nüzul-İ İsa (as) – 4
Abdülaziz Bayındır’ın, benim nüzul-i İsa (a.s) meselesi bağlamında 5/el-Mâide, 117. ayetini “gizlediğim” şeklindeki iddiası üzerinde durarak bu seriye son vereceğim. Önce bir nokta üzerinde duralım: 2/el-Bakara, 159. ayeti, Kitap’ta indirilen “beyyinât” ve “hüdâ”yı insanlardan gizleyenlerin laneti hak ettiklerini haber vermektedir. Peki ben “beyyinât” ve “hüdâ”yı nasıl gizlemişim? Abdülaziz Bayındır’ın iddiasına göre, Hz. İsa (a.s)’ın nüzulü meselesi üzerinde dururken 5/el-Mâide, 117. ayetini gündeme getirmemiş olmak, onu gizlemek oluyor! Allah Teala’nın indirdiği beyyinât ve hüdâ’yı gizleyenler laneti hak ettiğine, … Devamını Oku
Haram Aylar-1
Modern zamanlarda “varlık” tasavvurumuz zedelendiği için zaman ve mekân algımız da arızalı. Varlık, onu var edenin ona atfettiği anlam ile değer ve hüküm alır ve elbette zaman ve mekân da böyledir. İçinde bulunduğumuz zaman diliminde İslam’ın vücut verdiği birçok şey gibi, “faziletli”, “mukaddes”, “mübarek”… gibi kavramlar da hayatımızdan neredeyse tamamen çıkmış vaziyette. Oysa varlığa, zamana ve mekâna bu kavramlar eşliğinde, bu kavramlar temelinde anlam verir, kendi anlamımızı da bu anlam coğrafyasında bulurduk biz. “Haram aylar” bizim zaman … Devamını Oku
İstanbul’un Silüeti
Sultanahmet Camii’nin yakınında inşa edilmekte olan bir gökdelen inşaatının, camiin silüetini bozduğu gerekçesiyle durdurulması sevindirici bir gelişme olarak yorumlandı. Hemen söyleyelim ki Sultanahmet’in silüeti konusuna bu derece hassasiyet gösterilmesi sevindirici bir durum. Bu hassasiyeti önemsemek gerekir. Kendi adıma söyleyeyim, bunun, bütün bedenini kanserli hücrelerin sardığı bir hastanın elindeki bir sivilcenin tedavisiyle uğraşmak kadar “ironik” bir görüntü oluşturduğunu düşünüyorum. Bir bütün olarak İstanbul’un silüetinin ne durumda olduğu gibi bir meselemiz yoksa, Sultanahmet’in silüetini kurtarmanın tek başına çok fazla … Devamını Oku
Irak’ın Yağmalanan Kütüphaneleri
İnternette[1]http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=183094. bu başlıkla yer alan araştırma yazısını okuyunca şaşırmadım. Zira Batı’nın Irak topraklarına ne maksatla girdiği, bunun için ne türlü yalanlara başvurduğu ve işgalin bilançosu kimsenin gizlisi değil. İşgal sonrası Irak kütüphanelerinde bulunan onbinlerce kıymetli yazmanın akıbetiyle ilgili pek çok haber duyduk, okuduk. Hırsızlığı ve yağmayı ata-dede mesleği edinmiş olanlar için bu sıradan bir “iş”. Ama vicdanını kaybetmemiş olanlar için bunun “harim-i ismete tecavüz”den farklı bir anlamı yoktur… Batı, kendi ortaçağlarının ilkelliğinden modern çağa terfi ettiğinde sadece maddi … Devamını Oku
Maide-117 Ve Nüzul-İ İsa (as)-3
Abdülaziz Bayındır nüzul-i İsa (a.s) meselesi üzerinde dururken önce 11/Hûd suresinin başında yer alan ayetlere dayanarak şu tarz bir kurgu yapıyor: Eğer bir Kur’an ayetinde birden fazla anlama gelen bir kelime yer almışsa, hangi anlamın kastedildiği, mutlaka bir başka ayette açıklanmıştır. 3/Âl-i İmrân suresinin 55. ayetinde geçen “teveffî”nin ya “ölüm” veya “uyku” anlamında olabileceğini, hangi anlamın kastedildiğininse 11/Hûd suresinin başındaki ayete göre yine Kur’an’da belirtilmiş olması gerektiğini söyleyen Bayındır, sözü 5/el-Mâide, 117. ayetine getiriyor ve bir kısmını … Devamını Oku