Ehl-i Sünnet’in Sahabe Telakkisi

Ebubekir Sifil[dosya], 2011, Ehl-i Sünnet, Gazete Yazıları, Ocak 2011

Ehl-i Sünnet’in her konuda olduğu gibi Sahabe konusundaki tutumu da açık ve nettir. Bu konuda herhangi bir problem yok. Problem, şu veya bu kesimin/kimsenin Ehl-i Sünnet’in kabullerine aykırı düşen söz ve iddialarının halk üzerinde hemen şüphe ve tereddütlere yol açması, “bizim bu konudaki inancımız nasıl olmalıdır” türünden soru işaretlerine vücut vermesidir. Oysa normal olan, bu ümmetin avamının dahi itikadî konularda kale gibi sağlam/sarsılmaz bir bilinç ve teslimiyet durumunda olmasıdır. Ehl-i Sünnet, Sahabe’nin tamamını “udul” kabul eder. Bunun … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Risale-i Nur-22

Ebubekir Sifil[dosya], 2011, 2011 Yılı, Bediüzzaman ve Risale-i Nur, Gazete Yazıları, Ocak 2011, Ocak Ayı 2011 OS, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Said Nursi

Bediüzzaman’ın siyasete bakışı konusunda geçen iki yazıda aktardıklarımdan hareketle şunu söylemek mümkün: Kendisi siyasete bizzat karışmak istemediği, hatta mesafeli durduğu gibi, talebelerinin de aynı şekilde hareket etmesini istemektedir. Ancak önemle belirtelim ki, buradaki “siyasete karışmak”tan kasıt, siyasî faaliyetlere girmek, özellikle de “seçilme” mevkiinde olmaktır. Yoksa Bediüzzaman’ın siyasetle ve siyasetçilerle hiçbir şekilde ilişki ve irtibat kurulmamasını istediği şeklinde bir sonuç çıkarmak yanlış olacaktır. Bilhassa CHP zihniyeti söz konusu olduğunda son derece tavırlı ve tepkili iken, DP iktidarında ilişkilerin … Devamını Oku

Meallerin Dünyası

Ebubekir Sifil[dosya], 2011, Gazete Yazıları, Kur'an Müslümanlığı, Ocak 2011

Bin dört yüz yıldır bu ümmet Kur’an-ı Kerim’le ilişkisini İslamî ilimler ve İslam alimleri üzerinden kurmuş. “Meal” olgusunun dünyamıza girmediği o uzun zaman dilimi içinde bu ümmetin Kur’an’la sağlıklı irtibat kuramadığını ya da Kur’an’dan kopuk yaşadığını söylemek mümkün olmadığına göre, biraz frene basıp duralım ve şu sorunun cevabını arayalım: Meal olgusunu bilmeyen önceki nesiller ne yaptılar da Kur’an’la irtibat problemi yaşamadılar ve her hal-u kârda bizimkinden kavi olduğunda şüphe bulunmayan bir imana sahip oldular? Bütünüyle din tasavvurunu … Devamını Oku

Sünni Alimler Birliği

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Ocak 2011

Geçtiğimiz Cuma günü Râbıtatu Ulemai Ehli’s-Sunne (Sünnî Alimler Birliği) isimli yapılanma resmen ilan edildi. Teşkilatın kurucuları ve Türkiye’deki üyeleri ile çok sayıda iştirakçinin katılımıyla yapılan basın toplantısını el-Cezîre televizyonu naklen verdi. Bu vesileyle mevcut deklarasyona ve şahsî düşüncelerime ilişkin birkaç hususu paylaşmak istiyorum. Bu teşkilatın kurucuları, Yusuf el-Karadâvî önderliğindeki Dünya Müslüman Alimler Birliği’nin de üyesidir. Dolayısıyla Sünnî Alimler Birliği, Dünya Müslüman Alimler Birliği’nin alternatifi veya rakibi değildir. Herhangi bir yapıya ve kuruluşa cephe almak, tavır koymak gibi … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Risale-i Nur-21

Ebubekir Sifil2011, 2011 Yılı, Gazete Yazıları, Ocak 2011, Ocak Ayı 2011 OS, Okuyucu Soruları

Bediüzzaman’ın genel olarak siyasete bakışını özel olarak siyasetten uzak durmayı niçin tercih ettiğini tesbit masadıyla geçen Pazar günü Risale-i Nur’dan bazı alıntılar yapmıştım. Onlardan vardığımız sonucu bir cümleyle özetleyecek olursak, Bediüzzaman’a göre siyaset riskli ve muhataralı bir faaliyettir; kul hakkına girme ve zulüm işleme ihtimali hayli fazladır. Devam edelim: “Risale-i Nur’daki şefkat, vicdan, hakikat, hak, bizi siyasetten men’etmiş. Çünki masumlar belaya düşerler, onlara zulmetmiş oluruz. Bazı zâtlar bunun izahını istediler. Ben de dedim: “Şimdiki fırtınalı asırda gaddar … Devamını Oku

Türk-Arap İlişkileri?

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Ocak 2011

Geçtiğimiz Cuma günü başlayan Avusturya yolculuğu, 2 gün süren çok bereketli programların ardından Pazar sabahı sona erdi. Avusturya’nın İslam’ı ikinci resmî din olarak tanıması, oradaki kardeşlerimize Avrupa’nın diğer ülkelerine kıyasla büyük avantajlar sağlamış. Söz gelimi cami görevlilerinin ve eğitimcilerin hemen tamamı Ezher mezunu. Bu sebeple ilmî seviye diğer Avrupa ülkelerine göre daha ileride. Elbette bu, oradaki hizmetlerin kalitesine de etki ediyor. Pazar sabahı indiğim İstanbul’da birkaç saatlik dinlenmeden sonra, “Türk-Arap İlişkileri Konferansı”na iştirak etmek üzere gece 22.00 … Devamını Oku

“Tecdid”le “İhdas” Arasındaki İnce Çizgi

Ebubekir Sifil2011, Ocak 2011

Modernitenin etkisiyle iğdiş olmuş zihnimizde pek çok İslamî kavram ya dünyamızı tamamen terk etmiş ya da muhteva dönüşümüne uğramış durumda. Sapla samanı sıklıkla karıştırıyor olmamız bu yüzden. Muhteva dönüşümüne uğratılmış temel kavramlarımızdan birisi de “tecdid.” Bilindiği gibi Efendimiz (s.a.v), “Allah bu ümmete her yüzyıl başında dinini tecdid edecek bir(iler)ini gönderir” buyurmuştur.[1]Ebû Dâvud, “Melâhim”, 1; el-Hâkim, el-Müstedrek, IV, 567;  et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-Evsat, VI, 324. Bu hadisten hareketle bilincimize yerleşmiş bulunan “tecdid” kavramı, modern zamanlarda anlam dönüşümüne uğratılarak dinde “yenilik”, … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Risale-i Nur-20

Ebubekir Sifil[dosya], 2011, 2011 Yılı, Bediüzzaman ve Risale-i Nur, Gazete Yazıları, Ocak 2011, Ocak Ayı 2011 OS, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Said Nursi

S–22) Abdülhamit ve Sait Nursi, yaşantıları göz önünde bulundurulup kıyaslandığında üstünlük bakımından hangisi daha üstün olabilir? Neden? Bunun yanlış sorulmuş bir soru olduğunu düşünüyorum. Bizler o insanların hangisinin Allah indinde daha üstün olduğunu tayin ve tesbit mevkiinde değiliz. Herhangi bir hadisede birinin haklı, diğerinin haksız olduğunu –zahir-i hale bakarak– söyleyebiliriz. Ama birinin diğerinden üstün olduğunu söylemek bize düşmez. S–23) Sait Nursinin siyaset konusundaki açıklaması doğru bir açıklama mıdır? Kastedilen nedir? Günümüzdeki siyasetten uzak durma manasında anlaşılıp uğraşılmaması … Devamını Oku

İctihad Ve Kustallık

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Ocak 2011

Hayatı ve Din’i seküler/profan gözlükle okuma hastalığı mü’minlere ahir zamanda arız olan bir illet. Birtakım kavramlar, düşünceler, hükümler havada uçuşuyor. Kökenini araştırmadan, bünyeye nereden ve ne maksatla sokulmaya çalışıldığına dikkat etmeden dilimize buyur ettiğimiz kavramlar bir süre sonra düşüncemizi şekillendirmeye başlıyor. Bu da süreç içinde Din ve dünya algımızı dönüştürüyor, fark edemiyoruz. Önüne herhangi bir Fıkıh kitabını alan modern “fıkıh uzmanı”, oradan rast gele seçtiği paragrafları göstererek “bakın” diyor, “bu konulardaki ihtilaflara bakın: sehiv secdesi birine göre … Devamını Oku

Fiillerimizi “İbadet” Yapan Nedir?

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Ocak 2011

Ulemamız, İslam’ın özünü şu üç hadisin teşkil ettiğini söyler: “Ameller niyetlere göredir…” “Helal bellidir; haram da bellidir. Bu ikisi arasında ise şüpheliler vardır…” “Üstüne vazife olmayan işleri terk etmesi, kişinin Müslümanlığının güzelliğindendir.” Dikkat edilirse bu hadislerden ilki “niyet/maksat”la ilgilidir ve her işin başlangıcını (dolayısıyla da sonunu) tayin eder. Bir işten maksat/niyet neyse, hüküm de ona göre olacağından, tashih-i niyet her işin başıdır. “De ki, “Benim namazım da, sair ibadetlerim de, hayatım da, ölümüm de Alemlerin Rabbi olan … Devamını Oku