Yeni Ümit dergisi, Ocak-Şubat-Mart 2007 sayısında Nuzul-i İsa (a.s) üzerine Fethullah Gülen hocaefendi ile yapılan bir söyleşiye yer vermiş. Hocaefendi kendine özgü üslubuyla meseleyi gayet güzel çerçevelemiş. Ancak bir yerden sonra, Hz. İsa (a.s)’ın nüzulüyle ilgili hadislerin epistemolojik kıymeti, Akaid imamlarının konuya bakışı ve nüzulün keyfiyeti hakkında söyledikleri, daha önce yaptığı izahatı adeta nakzeder mahiyette. Mesela söyleşinin başlarında nuzul-i İsa (a.s) ile ilgili hadislerin durumu hakkında şunları söylüyor: “Meselenin dinî temellerine gelince; Hazreti Mesîh’in âhir zamanda tekrar … Devamını Oku
Nereye Gidiyorsunuz? Kabir Azabı, Hadisler Ve İtikad
Aziz dostum Mehmet Emin Akın hocanın eş-Şevkânî müdafaası meyanında el-Kevserî’ye yönelttiği tenkitleri tartışmaya inşaallah devam edeceğim. Yılın belli bir döneminde açıp devam ettirdiğimiz “Okuyucu Soruları” faslının uzaması, neredeyse bütün yazıları soruların cevabına hasretmemizi gerekli kılıyor. Özellikle geçen yıl bunun sıkıntısını birlikte yaşadık. Bu sakıncayı ortadan kaldırmak maksadıyla bu yıl, Pazar günlerini okuyucu sorularına tahsis etmeye çalışıyorum. Bugüne kadar –birkaç istisna dışında– böyle götürdük. İnşaallah bu şekilde devam edecek. İstanbul’dan telefonla arayan bir kardeşim, bir internet sitesinde[1]http://www.mustafaislamoglu.com./haber_detay.php?haber_id=131. “kabir azabı” … Devamını Oku
Nüzul-i İsa (as)’a Dair
Konuyla ilgili sorulardan ilki bir okuyucudan geliyor ve özetle şöyle: “Hz İsa ile ilgili olarak Maide suresinin 75. ayetinde (Me’lmesih ibnu Meryem illa rasul gad halet min gablihirrusul…) yani Meryem oğlu Mesîh ancak bir resûldür. Ondan önce de resûller gelip geçmiştir… buyuruluyor. Sizin de yazılarınızda belirttiğiniz bir çok hadis kitabında sahih olarak geçen rivayetlerde Hz. İsa’nın yeniden Peygamber Efendimize (sav) ümmet olarak yeryüzüne inmesi ayette ifade edilen “ancak resuldur” ifadesiyle çelişmez mi? Eğer ayete uygun olarak ümmet … Devamını Oku
Nüzul-i İsa (as) Meselesi Ve Kelam Alimleri-3
“Nüzul-i İsa (a.s)” meselesinde Kelam alimlerinin ne dediğini görmeden ikna olmayanların içine düştüğü çelişki anlaşılır gibi değil. Ayet veya hadislerin sarahaten delalet etmediği ve fakat Kelam alimlerinin kabul edip savunduğu bir mesele getirilse “naklî delil isterim” ısrarında olmayı anlamak mümkün. Ancak burada durum tam tersi bir mahiyet arz ediyor. Diyelim ki ortada bazı Kelam alimlerinin “Nüzul-i İsa (a.s)” ile ilgili bir tasrihatı yok. Öyle de olsa Ehl-i Sünnet akaidi konusundaki otoritesi müsellem bulunan İmam Ebû Hanîfe‘nin bu … Devamını Oku
Nüzul-i İsa (as) Meselesi ve Kelam Alimleri-2
Kelam kitaplarını nasıl okumalıyız? Herhangi bir meselenin herhangi bir Kelam aliminin herhangi bir eserinde yer almamasını nasıl değerlendirmeliyiz? Hatta herhangi bir meselenin herhangi bir Kelam aliminin herhangi bir eserinde bir şekilde yer almış olması, o meselenin o alim tarafından nihaî olarak o şekilde değerlendirildiği anlamına gelir mi? Küçük bir örnek: Modern zamanların hakim kanaatine göre, İmam el-Eş’arî, insanda bir kesb kudreti bulunduğu ve fakat bu kudretin, fiillerin meydana gelmesine herhangi bir surette tesirinin söz konusu olmadığı görüşündedir. … Devamını Oku
Nüzul-i İsa (as) Meselesi ve Kelam Alimleri – 1
Bundan bir süre önce TV5‘te katıldığım bir programda kısmen de olsa “Nüzul-i İsa (a.s)” meselesini konuşmuştuk. Diyalog konusuyla aynı programa “sıkıştırdığımız” bu mesele hakkında söylenmesi gerekenler elbette o kısa süre içinde tam anlamıyla söylenemezdi. Başlıklar halinde değinip geçmek zorunda kaldık. Ardından Dâru’l-Hikme‘de bu konu hakkında geniş bir söyleşi yaptık. Nüzul-i İsa (a.s) meselesinin hemen her veçhesiyle ele alındığı o söyleşinin metni www.ebubekirsifil.com ve www.darulhikme.org.tr adreslerinde mevcut. Sözünü ettiğim programdan önce bir başka televizyon kanalında Prof. Dr. Y.N. … Devamını Oku
Yine Nüzul-i İsa (as)
TV 5‘teki kısa programın yankıları devam ediyor. Akaid, Tefsir, Hadis gibi sahalara aynı anda taalluku bulunan bu mesele tam anlamıyla “tornusol kâğıdı” işlevi görüyor. Bu yazıda, daha önce yazdıklarımı tekmilen, “nüzul-i İsa (a.s)” meselesinde cumhur-u ümmet’in karşısında saf tutanların ileri sürdüğü itirazların bir kısmına değineceğim: (3/Âl-i İmrân, 55 ve 4/en-Nisâ, 158. ayetlerinde geçen) “ref” (yükseltme, kaldırma) kelimesi cansız varlıklar hakkında kullanıldığı zaman maddî, insanlar hakkında kullanıldığı zaman ise manevi yükseltme (makam ve mevki yükselmesini) ifade eder. Dolayısıyla … Devamını Oku
Nüzul-i İsa (as) İle İlgili Rivayetler
Geçtiğimiz Çarşamba gecesi TV 5’te, yazı işleri müdürümüz muhterem Ekrem bey‘in haber programına Ankara‘dan konuk oldum. “İsa’nın Çilesi” filmi üzerine kısa bir süre söyleştik. Programı izleyen birçok kişiden muhtelif mesajlar aldım. Ancak içlerinde birisi vardı ki, bu yazıyı kaleme almamın esas sebebi bu mesaj oldu. Berlin‘den yazan muhterem IGMG bölge başkanı Mahmut bey, nüzul-i. İsa (a.s) konusunda orada önemsenmesi gereken şüphe ve tereddütler bulunduğunu söylüyordu. İmam el-Gazzâlî, “Bilmeyenler sussa ihtilaf azalır” demiş. Gerçekten de nüzul-i İsa (a.s) … Devamını Oku
“Nüzul-i İsa (as)”a Dair Üç Kitap
Bu mesele niçin önemli? Bunun birkaç cevabı var. Vahyî hakikatlerin “çağdaş” bakış açıları istikametinde ilmîlik kisvesine büründürülmüş “bana göre”lerle sulandırılmaya çalışıldığı bir dönemde itikadın bir bütün olarak muhafazası için. Batıdan ithal edilmiş “okuma” ve yorum yöntemlerinin etkisiyle İslam‘ın temel kaynakları hakkında en “uçuk” fikirlerin ortalıkta serbestçe dolaştığı böyle bir ortamda hangi gerekçelere dayandırılırsa dayandırılsın, “sem’iyyat” üzerine kurulu itikad sistemi bir bütündür ve bu sahada ancak sem’î delillerle konuşulabilir. “Nüzul-i İsa (a.s)” hakkında delalet ve sübut bakımından “kesinlik … Devamını Oku
Nüzul-i İsa (as) Meselesinde İtiraz Noktaları-2
Hz. İsa (a.s)’ın ruh ve bedeniyle göğe kaldırıldığı ve kıyamete yakın yeryüzüne ineceği inancına itiraz edenlerin ileri sürdüğü bir diğer gerekçe, “beklenen kurtarıcı” inancının diğer din ve inanç sistemlerinde de bulunmasıdır. İddiaya göre “nüzul-i İsa (a.s)” inancı, özellikle Yahudilik ve Hristiyanlık‘ta bulunan “kurtarıcı Mesih” inancının İslam‘a intikal etmiş bir versiyonu olmalıdır. Buna “delil” denemeyeceği açıktır; zira müddeayı tek başına isbatlayıcı özellikte değildir. İlk olarak herhangi bir inanç unsurunun başka din ve inanç sistemlerinde de bulunması, tek başına … Devamını Oku