el-Münâvî’nin Feydu’l-Kadîr‘inde okumuştum: [arabic-font] الظلم لا يدوم، وإن دام دمر؛ والعدل لا يدوم، وإن دام عمر. [/arabic-font] ez-Zulmü lâ yedûmu, ve in dâme demmere, Ve’l-adlu lâ yedûmu, ve in dâme ammere. Zulüm berdevâm olmaz; olsa târumâr eyler; Adl dahî dâim olmaz; ger olsa i’mâr eyler.[1]Ancak Osmanlı Türkçesi ile tercümenin hakkı verilebilirdi. Ben de öyle yapmaya çalıştım. Gençler biraz zorlanacak ama… Bu ümmet ne badireler atlattı uzun tarihi boyunca.. Ne ihanetler, kahpelikler gördü; ne zulümler yaşadı.. Hicret’e zorlanan … Devamını Oku
Sn. Adnan İnanç
Sn. Başbakan tarafından Sn. Adnan İnanç’ın danışman olarak atandığı konusunda geçtiğimiz gün medyada yer alan haberler üzerine tepki içerikli bir paylaşımda bulundum. Bu tepkinin tek bir sebebi vardı: İnanç’ın Mustafa İslamoğlu ile yakın münasebeti ve Hilal TV genel müdürlüğü yapmış olması. (Mustafa İslamoğlu’nun çizgisini ve görüşlerini niçin yanlış ve “tehlikeli” bulduğumu daha önce kamuoyu önünde pek çok kere izah ettiğim için burada bu noktanın ayrıntısına girmeyeceğim.) Söz konusu paylaşımımın ardından dün akşam (25 Temmuz) Adnan bey beni … Devamını Oku
Mezhep Savaşı Çığırtkanlığı
Enformasyon çağında olduğumuz söylenir ya sık sık; maruz bulunduğumuz duruma bakınca, bunu, başına olumsuzluk belirten ekle “dezenformasyon” şeklinde anlamak gerekir aslında. Enformasyon “propaganda”ya dönüşünce “stratejik” bir mahiyet kazanıyor zira. Ve yaşadığımız, bu anlamda tam anlamıyla bir “maruz kalma” durumu… Evet, yıllardır dilim döndüğünce üç çağdaş bid’at akımın -Modernizm, Vehhâbizm ve Şiizm- İslam coğrafyası -ve o çerçevede ülkemiz- için tehdit oluşturduğunu söylüyorum ve söylediklerimin arkasındayım. Bunlar arasında Şiizm’in altını kalın çizgilerle çizmemiz gerekiyor. Gerekiyor, zira İran’ın, ülkemizde ve … Devamını Oku
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’e Açık Mektup
Muhterem Başkan; Yakın geçmişte İran’a gerçekleştirdiğiniz ziyaret hayli konuşuldu. Twitter hesabınızdan yaptığınız açıklamalara bakılırsa aldığınız olumsuz tepkiler, kendinizi savunma ihtiyacı hissettirecek kadar yoğun… Makamınız, ağırlığını, Türkiye’deki Müslümanları temsil konumunda bulunuyor olmanızdan alıyor. Bu büyük bir sorumluluğun ifadesidir ve hiç şüphesiz bu sorumluluk, uhrevî açıdan, Diyanet İşleri Başkanı’nın idarî hiyerarşideki sorumluluğundan daha ağırdır… İran’ın “Ümmet’in birliği/vahdet” temalı her faaliyetinin “Ümmet’in maslahatını temin” amacından ziyade Ümmet’in birliğini daha da parçalamaya dönük “stratejik” bir anlam ve niyet taşıdığını ve münhasıran … Devamını Oku
Mezhebi Dinleştirmek, Dini Mezhepleştirmek
Sayın Cumhurbaşkanı’nın İran dönüşü Kutlu Doğum Haftası açılış programındaki konuşmasında kullandığı bir kısım ifadeler İslamî hassasiyet sahibi kamuoyunda farklı değerlendirmelere yol açtı. İlmî sorumluluk gereği bu mesele hakkında doğru bildiğimi söylemek durumundayım. Önce kısaca ne dediğine bakalım, ardından düşüncelerimi paylaşayım: “Allah’ın salat ve selamı, efendimiz, rehberimiz, canlar canı Muhammed Mustafa’nın ve Ehl-i Beytinin üzerine olsun. Allah’ın selamı Ashab-ı Kiram’ın ve 14 asırdır tüm insanlığı aydınlatan tüm alimlerin, evliyaların, gönül insanlarının üzerine olsun. (…) Bizim Sünnîlik diye bir … Devamını Oku
İran’ın Nükleer Gücünden Rahatsız Olmak
İran’ın, nükleer çalımalar konusunda Batı ile vardığı anlaşma konusunda herkes kendi durduğu noktadan yorumlar yapıyor. Konunun Batılı çevrelerce algılanış tarzı ile İran tarafından değerlendiriliş biçimi arasında 180 derece fark bulunduğu da bariz şekilde görülüyor. Batı da İran da varılan noktayı kendi açılarından “kazanım” olarak değerlendiriyor. Ruhani’nin işbaşına gelmesiyle birlikte İran’ın, devrimin temel vurgularından birini teşkil eden “Büyük Şeytan ABD” ile ciddi bir yakınlaşma içine girmesi, Rusya ve Çin ile aleni, bir kısım Batılı ülkelerle “örtülü” biçimde yürütülen … Devamını Oku
Büyük Ülke Olmak
Bugünün küresel dünyasında var olmanın iki yolu mevcut Bir: İradesini, küresel oyunu kurgulayanların iradesine teslim edip, onların emir eri gibi hareket ederek. İki: kendi kaderine sahip çıkıp, kendi oyununu kurgulama iradesini göstererek. Müslümanlar tarih boyunca ikinci yolu tercih etti. Başkasının oyununda figüran olmak hiçbir zaman benimsediğimiz alternatif olmadı. Oyunu hep kendimiz kurduk ve tarihe “nesne” olarak değil, “özne” olarak katıldık. Elbette bu, bedel isteyen, çaba isteyen, fedakârlık isteyen bir mesele. Büyük ülke olmak, kendi iç problemlerini halletmiş … Devamını Oku
Rü’yet Mi, Hesap Mı?
Bu sene de İslam Dünyası bu tartışmayı tekrar yamamak durumunda kaldı ne yazık ki. Bildiğim kadarıyla Türkiye ve birkaç Balkan ülkesi 25 Ekim Perşembe gününü Kurban bayramı olarak ilan ederken, 22 civarında ülke 26 Ekim Cuma’yı, yine birkaç ülke de 27 Ekim Cumartesi’yi Kurban Bayramının birinci günü olarak ilan etti. İhtilafın 1 gün olması artık alıştığımız bir durumdu. Hilalin tesbininin 2 günlük bir fark gösterebildiğine!! bu sene muttali olduk! Meseleye geçmeden önce bir noktanın altını kalın bir … Devamını Oku
İmamiyye Şiası, Akaid, Ümmetin Birliği, Mezhepçilik Vesaire-3
Sorular İran’ın İslam Dünyası’yla ilişkisinin “mezhebe dayalı devrim ihracı” politikası üzerine oturduğu gün gibi aşikâr iken, bu gerçeği görmeyenlerin kendilerine şu soruları sorup cevabını “hakikati rencide etmemeye özen göstererek vermeleri gerekir: Devrim sonrası İran’da Sünnî kesim ne durumdadır? Devrimin ölüm cezasına çarptırıp infaz ettiği sünnî alimlerin suçu neydi, sayıları kaçtı? Şu andaki ahvalleri nedir? İran Şiiliğinin Sünnîliğe bakışında devrim öncesiyle devrim sonrası arasında herhangi bir farklılık var mıdır, varsa nedir? Bu sorunun “söylemden öte”, somut hadise ve … Devamını Oku
İmamiyye Şiası, Akaid, Ümmetin Birliği, Mezhepçilik Vesaire-2
(Bir önceki yazıya buradan ulaşabilirsiniz. Editör) Eli kanlı Esed yönetiminin Türkiye’yi debelendiği kan gölünün içine çekme girişimlerinin tavan yaptığı bu süreçte İran hakkında yazdıklarımın bu sıcak gündemin psikolojisiyle okunmaması dileğiyle kaldığımız yerden devam edelim: İran’ın İslam Dünyası’yla ilişkilerine şöyle kuşbakışı bir bakalım: Arap ülkeleri içinde sadece Suriye gibi kendisine “mezhep” noktasında yakın gördüğü yönetimlerle ilişkileri, diğer ülkelerle kıyas kabul etmeyecek bir ağırlık taşıyor. İran’la “kardeşliğimizi” önemseyerek ilişkileri bu romantizm sarhoşluğu içinde görme ısrarında olanlara sorarım: Mısır’la, Tunus’la, … Devamını Oku
- Page 1 of 2
- 1
- 2