Bu da Geçer Yâ Hû

Ebubekir SifilYazılar

Bu da Geçer Yâ Hû - Ebubekir Sifil

el-Münâvî’nin Feydu’l-Kadîr‘inde okumuştum:

[arabic-font]

الظلم لا يدوم، وإن دام دمر؛

والعدل لا يدوم، وإن دام عمر.

[/arabic-font]

ez-Zulmü lâ yedûmu, ve in dâme demmere,

Ve’l-adlu lâ yedûmu, ve in dâme ammere.

Zulüm berdevâm olmaz; olsa târumâr eyler;

Adl dahî dâim olmaz; ger olsa i’mâr eyler.[1]Ancak Osmanlı Türkçesi ile tercümenin hakkı verilebilirdi. Ben de öyle yapmaya çalıştım. Gençler biraz zorlanacak ama…

Bu ümmet ne badireler atlattı uzun tarihi boyunca.. Ne ihanetler, kahpelikler gördü; ne zulümler yaşadı.. Hicret’e zorlanan da bizdik, Bedir’de şahlanan da.  Uhud’da imtihanı,  Mekke’de fethi yaşadık.. Moğollar gibi bizi öldürmeye gelip, bizde dirilen de oldu; Haçlılar gibi hezimete doymayıp, yeniden yeniden ayağımıza dolananlar da.

Çok beldeler çok savaşlar yaşadı, çok işgaller çok ocaklar söndürdü. Kudüs asırlar boyu Haçlı esaretinde kaldı mesela. (Endülüs hâlâ esir!)

İstanbul’a ne hamleler yaptılar, kadim hınçlarıyla…

Zaman münavebeyle yürütür hükmünü insanlar arasında. Adalet günlerinde beldeler mamur olur; sonra zulmün sırası gelir, ekin ve nesil helak olur. O da ellerimizle işlediklerimiz yüzündendir.

Şimdi Halep kanıyor ya; öncesinde Bağdat ağlamıştı yalnızlığına. Asırlar ötesine gider onun öncesi de…

Tarih döne devrile seyrini tamamlıyor. Ve bir kez daha önümüzden geçerken usulca fısıldıyor kulağımıza: “Dikkat edin! Ömer’i şehid edip fitnenin kapısını bir daha kapanmamak üzere “kırarak” açana dikkat edin! Hacerül Esved’i rahatsız eden kimse, sizi rahatsız edecek olan da odur! Dikkat edin, Selahaddin Kudüs’ün esaretine son vermesi, Fatımilerin kökünü kuruttuktan sonradır! Dikkat edin, İstanbul’un fethi Şah İsmail’lerin, Uzun Hasan’ların sesi kesilmeden müyesser olmadı! Dikkat edin, dikkat edin!..”

Şimdi devir döndü yine. Sasani artıkları, İbn Sebe türetmeleri, Karmat soyu leş kargaları gibi bir kere daha harim-i ismetimize giriyor kadim düşmanlarımızla kolkola. Hayfâ ki, bu defa Ömer yok, Melikşah yok, Selahaddin yok, Yavuz yok…

Bilir ve iman ederiz ki, bu günler de geçecek. Zulmile âbâd olanın sonu hep berbâd olmuştur. Biliriz ki “ihmâl” etmeyen Alemlerin Rabbi, “imhâl” ediyor. Ediyor ki gazab-ı ilâhî’ye karşı mazeret kalmasın… Yarın bir Selahaddin, bir Yavuz mazlumların bedduası olarak başlarına çöktüğünde dilleri merhamet dilenemesin!

 Bu da geçer YÂ HÛ!..

16 Aralık 2016[2]fotoğraf: © reaction.life | Editör

Kaynakça/Dipnot

Kaynakça/Dipnot
1 Ancak Osmanlı Türkçesi ile tercümenin hakkı verilebilirdi. Ben de öyle yapmaya çalıştım. Gençler biraz zorlanacak ama…
2 fotoğraf: © reaction.life | Editör