İki Mesele-1

Ebubekir Sifil2008, 2008 Yılı, Eylül 2008, Eylül Ayı 2008 OS, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları

Soru

“1-) Mevdudi Talak – 4 yorumuna şu şekilde yazmış: “Kur’an’ın bu açıklamasına göre, burada “Mudhale” (kocasıyla gerdeğe girmiş) bir kadının sözkonusu olduğuna dikkat edilmelidir. Çünkü mübaşeret olmasaydı eğer, iddet sözkonusu olmazdı. (Bkz. Ahzab: 49) Bu yüzden, henüz hayız görmeye başlamamış kızların, iddetinin beyan edilmesinden anlaşıldığına göre, bu yaştaki kızlarla evlenmek ve kocalarının kendileriyle cinsel ilişkide bulunması caizdir. Dolayısıyla Kur’an’ın caiz gördüğü bir davranışı hiçbir Müslümanın yasaklamaya hakkı yoktur. “

“Fakat bir çok sahih hadis-i şerifte kadının evleneceği erkeği seçme hakkı bulunduğu ve evleneceğinde razı olması gerektiği yazmaktadır ve zorlanma varsa evliliğin olmadığı yazar:

“A-) Kadın sahâbiyelerden dul bir hanım olan Hizâm kızı Hansa’yı babası bir adama nikâh etmişti. Ama Hansa, bu evliliğe râzı değildi. Kalkıp Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’e geldi. Ve babasının nikâhladığı adamla evlenmek istemediğini bildirdi. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz de, onun bu sözü üzerine derhal nikâhı bozdu ve böyle bir evliliğin olamayacağını söyledi. (Buhârî, Nikâh, 42);

“B-) İbn-i Abbas (r.a.)’ın rivâyetine göre, bir defasında bâkire bir kız Rasûlullâh (s.a.v.) Efendimiz’in yanına gelerek dert yandı. Babasının, kendisini arzu etmediği biriyle evlendirdiğini söyledi. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, kıza bu evliliği devam ettirip ettirmemekte tamamen serbest olduğunu söyledi. (Ebû Dâvûd, Nikâh, 24);

“C-) Yine dul bir kadın olan Sübey’a el-Eslemiyye’ye iki kişi evlenme teklîfinde bulunmuş ve bu hususta kendisine istemediği kimseyle evlenmesi için baskı yapılmıştı. Bunun üzerine Sübey’a Hz. Peygamber (s.a.v.)’e gelip, olayı anlattı. Hz. Peygamber (s.a.v.) de, onun istediği ile evlenme hakkına sahip olduğunu ifade buyurdu. (İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-Ğâbe, c. VII, s: 137).

“Hali ile daha henüz ergenliğe girmemiş bir kız çocuğunun, sevmenin yada evliliğin ne olduğu hakkında pek bir bilgisi olmayacağı açıktır. Bilgisi olamadığı hususta “rıza arama” ne derece anlamlıdır?

“İşte tam bu noktada; “hayız görmemiş bayan” ifadesini; Muhamed Esed tefsirinde yazdığı gibi: “herhangi bir fizyolojik sebepten dolayı” olarak mı anlamalıyız. Yoksa Mevdudi’nin ifade ettiği gibi bu ayet ile Allah ergenlikten önce evliliğe ve kocası ile cinsel ilişkiye izin veriyor diye mi anlamalıyız?

“2-) İmam-ı Gazali’nin “Neş’e-i uhrâ, neş’e-i ûlâya bütün bütün muhalif” sözü ve Yasin 78. ayette; “Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dedi ki: “Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?” diye soruluyor. Ve cevap: 79. “De ki: “Onları ilk defa var eden “diriltecektir”. O her yaratılmışı hakkıyla bilendir.”

“Hocam, hakikaten ayetin arapçasında gelecek zamana gönderme mi var? Neden böyle deniyor? İnandığım şudur ki: Neş’e-i uhrâ, neş’e-i ûlâya bütün bütün muhaliftir yani ahiretteki diriliş dünyadaki dirilişe tamamen zıttır; peki ama neden ayet “kemiklerden” bahsediyor? Öyle sorulduğu için mi o şekilde cevap verilmiş? Ayette hakikaten “diriltecek” (gelecek zaman) ifadesi mi var? Yoksa diriltmeye muktedir olduğunun ifadesi mi var? Yani “eyleme” mi atıf var yoksa o eylemi gerçekleştirmeyecek olsa da “ona muktedir olmaya” mı atıf var?”

Cevabı haftaya inşaallah.

Milli Gazete – 14 Eylül 2008