(Ehl-i Sünnet bazı alimlerin başka Ehl-i Sünnet alimler hakkındaki kimi isnatları bağlamında “Hangi Ehl-i Sünnet?” diyen okuyucu sorusunun cevabına devam ediyoruz. Satır ve paragrafların arasında yer alan parantez içi ifadeler, soru sahibi kardeşime internet üzerinden yazdığım cevaba burada yaptığım ilavelerdir.) Sübutla ilgili ihtilafa gelince, birtakım haberî sıfatlar konusunda senedi zayıf bulunmuş ya da mana ile nakledilmiş rivayetleri bu sadette zikredebiliriz. Ehl-i Hadis’in bir kısmı bu rivayetlerin kabulü istikametinde tavır belirlerken, Ehl-i re’y genellikle bu türlü rivayetleri Kur’an’a, … Devamını Oku
Hangi Ehl-i Sünnet-1
Soru Yukarıdaki linkte (okuyucu burada bir internet adresi veriyor) şöyle bir iddia gündeme gelmiştir ve peşinden “İsterseniz Sifil Hoca’ya sorunuz” denmiştir. İddialar şunlardır: “Önce hangi ehl-i Sünnet demek gerek… Sonra soru cevaplanabilsin… Maturidi mezhebi fesatta mutezileden daha aşağı değildir. (Mustafa Sabri Efendi, Tahte Sultanil Kader s.42) İmam Buhari, İmam-ı Azam Ebu Hanife’ye mürcie derken ne kadar ehl-i Sünnet??? (Buhari, et-Tarihu’l-Kebir, VIII, 81.) Muhaddis İbn Hibban “Kitabu’l-Mecrûhîn”de Ebu Hanife’ye mürcie derken ne kadar ehl-i Sünnet??? İbn Kuteybe, Ebu … Devamını Oku
Hz. Peygamber Ve Kadınlar-2
Okuyucu sorusunda, “Bana dünyanızdan 3 şey sevdirildi: güzel koku, kadın ve gözümün nuru namaz” şeklinde zikredilen hadise gelince, İmam el-Gazzâlî[1]Bkz. İhyâ, II, 31; III, 214; IV, 289. ve ez-Zemahşerî[2]Bkz. el-Keşşâf, I, 195. tarafından böyle zikredildiği için midir, yoksa başka sebepten midir, yaygın olarak okuyucu sorusundazikredildiği ibi biliniyor olsa da, bu ifadelerle sabit değildir. İmam Ahmed b. Hanbel, en-Nesâî, el-Hâkim, et-Taberânî ve daha başkaları tarafından zikredilen lafız[3]Bkz. el-Müsned, III, 128, 199, 285; en-Nesâî, “İşretu’n-Nisâ”, 1; el-Hâkim, el-Müstedrek, I, 174; et-Taberânî, … Devamını Oku
Hz. Peygamber Ve Kadınlar-1
Soru “Size sık sık rastladığım bir konuyla alakalı bir soru sormak istiyorum. Bu konuda benim birikimim pek fazla olmadığı için karşı tarafı çok tatmin edecek cevaplar veremeyebiliyorum. Sözünü ettiğim konu, Peygamberimizin (sav) çok evliliğiyle alakalı. Malum soru, Hz. Muhammed (sav) niye çok evlendi (bildiğim kadarıyla 12 evliliği var), (haşa) o kadın düşkünü biri miydi vs.. Bu soruyu, “Bana dünyanızdan 3 şey sevdirildi: güzel koku, kadın ve gözümün nuru namaz” mealindeki hadis-i şerif bağlamında da değerlendirecek olursak nasıl … Devamını Oku
Bazı Cemaatler ve Metotlar Üzerine-3
“Bir de okuduğum bir yazıda Abdulhamid han döneminde bazı kürt aşiretlerinde mehdilik iddia eden birisinin çıktığı yazıyor. Bu hareketlerin Said Nursinin şuur altını bilemeyiz ama düşüncelerine kendisinin de o beklenen zat olduğu ve buna Kurandan destek aramaya kalktığını düşünebilir miyiz?” Bediüzzaman merhumun, henüz hayattayken mehdilik davası güttüğü –gerek bazı muarızları, gerekse bizzat kimi nur talebeleri tarafından– iddia edilmiştir. Ancak Risale-i Nur’un birçok yerinde kendisi bu iddiayı açık biçimde reddetmiş, böyle bir davasının bulunmadığını alabildiğine açık ifadelerle vurgulamıştır. … Devamını Oku
Bazı Cemaatler ve Metotlar Üzerine-2
“Said Nursi eserlerinde cifiri çokca kullanıyor ve Kuranın tamamının cifir yoluyla bir tefsirinin yapılmasını istiyor. Cifirle de kendi ismine kadar Kuranda 40-50 işaret buluyor eserlerine ve kendisine. Hatta kıyametin zamanını bile söyleme cesareti gösteriyor. Bu Kuran ve hadislerde açıkca reddedilmiyor mu? Cifir yöntemi şiada olan bir yol değil mi? Ehl-i sünnet bunu reddetmiyor mu? Cevşen duasını vahy olarak tevatürle nakledilmiş diyor. Ehli sünnet o zaman neden nakletmemiş? Neden sahih zikirler varken şia kaynaklı bir rivayeti esas almış … Devamını Oku
Sünni-Şii İhtilafı-8
Mezhep taassubu caiz mi? Bu sorunun cevabı bir önceki yazıda zımnen verilmiş oldu. Şayet itikadî kabuller mezhep tarafından belirlenmişse, başkaları tarafından “mezhep taassubu” olarak ifade edilen husus, böyle bir mezhebe bağlı kimse/kesim için “İslam’ın/imanın gereği” olmaktadır. Dolayısıyla bir mü’min için “dinine taassupla bağlı” ifadesini kullanmak ne kadar abes ve anlamsız ise, bu durumdaki bir mezhep müntesibi için de “mezhep mutaassıbı” tabirini kullanmak o kadar abes ve anlamsız olacaktır. Bu durumda “mezhep taassubu caiz değildir” demenin çok fazla … Devamını Oku
Sünni-Şii İhtilafı-7
Soru sahibinin ifadesiyle “mezhepten İslam’a açılmak” mümkün müdür? Bu soruyu şöyle sormak da mümkün: Mezhepsiz bir İslam mümkün müdür? Buradaki “mezhep” tabiriyle “itikadî mezheb”in kastedildiğini belirtelim ve şöyle bir genel tesbitte bulunalım: Mezhep meselesini hafife alanlar, mezhebi “İslam’ı sınırlayan” bir unsur olarak görenler ya da mezhebin gereksizliğini düşünenler aslında eşyanın tabiatına aykırı hareket ediyor. Şöyle: “İtikad”ı, Din’de inanılması ve reddedilmesi gerekenler olarak tarif ettiğimizde şunu söylemiş oluyoruz: Din’in sahibi olan Allah Teala ve bu dini O’ndan aldığı … Devamını Oku
Ehl-i Kitab’ın Akıbeti ve Bir Tartışma
Prof. Dr. Hayreddin Karaman hoca, Polemik Değil Diyalog isimli derleme kitapta yer verdiği görüşlerin tartışma konusu yapılması üzerine kendini savunuyor ve şunları söylüyor: “Polemik Değil Diyalog” isimli kitapta (Ufuk Kitap, 2006) yer alan bir konuşmamda yukarıda özetlediğim bilgileri verdim. Görüş sahiplerinin delillerini açıkladım, çağdaş görüş daha yeni olduğu için onun delillerini daha geniş olarak açıkladım. Tabii konuşma, yazmadan farklı olduğu, ifadeler arasında dağınıklık bulunduğu için bazı kimseler yanlış anladılar, bazıları da fırsat bulmuşken bunu kötüye kullandılar.”[1]http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=13482&y=HayrettinKaraman. Hoca’nın … Devamını Oku
Sünni-Şii İhtilafı-6
Vahdetin yaranmasında alimlerin vazifesi nelerdir? Ümmet’in birliğinin temini konusunda alimlere şüphesiz çok önemli görevler düşmektedir. Bunların başında, birlik-beraberlik meselesinin Ümmet için hava kadar, su kadar önemli olduğu gerçeğini seslerinin ulaşabildiği her noktaya ulaştırmak ve hür mü’mine bu zarureti kavratmak gelmektedir. Ancak birlik-beraberliğin gerçekçi bir zemin üzerine kurulması gereği de bir başka gerçek olarak karşımızda duruyor. Yusuf el-Karadâvî, Dünya Müslüman Alimler Birliği’nin başkan yardımcılığına bir şiiyi getirerek, Şiilerle birlikte çalışma iradesini en üst seviyede izhar etti ve bunu … Devamını Oku