Gayrimüslim ülkelerde yaşan ve İslam’ı sonradan kabul eden insanların durumu konusunda belli kolaylıkların gösterileceği konusu izahtan varestedir. Özellikle İslam’a kısa bir süre önce girmiş olanların, bu yeni kimliklerini tam anlamıyla benimseyip içselleştirene kadar kimi hususlarda intibak problemi yaşayacağı tabiidir.
Ancak ne bu durum, ne de oralara göçmen olarak gitmiş bulunan Müslümanlar, yaşadıkları ortamı ve şartları İslamîleştirmenin yollarını aramayı birincil hedef haline getirmekten azade tutulması söz konusu değildir. Dikkat edilmesi gereken husus şu ki, onlara yönelik fıkhî çalışmalar, onlara … Devamını Oku
Hayız, Hadisler, Kabir Azabı
Hayız halinde namaz kılınmaz, oruç tutulmaz. Bu, Sünnet ile sabit bir hükümdür. Günümüzde bu konu hakkında ileri-geri konuşanlar, ya ilgili nakilleri kale almadıkları ya da delalet vecihlerini bilmedikleri için öyle davranıyor. Bu davranış şekillerinden ilki bid’at bir tutumdur. Herhangi bir konuda güvenilir rivayetlerle gelmiş Sünnet mevcut iken bir kimsenin onu bırakıp kendi görüşüyle amel edip fetva vermesi itikadî bakımdan son derece tehlikeli bir tutumdur. Böyle davrananların 4/en-Nisâ, 115. ayetinin muhatabı olmasından korkulur.
Öte yandan bilindiği gibi icmaın, dayandığı … Devamını Oku
Kolaylaştırılmış Fıkıh Üzerine-3
Modern dönem Müslümanlarının belki de en temel problemi şu: İçinde bulunduğumuz duruma nasıl geldiğimiz, niçin bu şartlarda yaşamak zorunda olduğumuz, dünyanın gidişatını tayin etme, ya da en azından etkileme konumuna gelebilmek için global ölçekte neler yapmamız gerektiği… gibi meselelere kafa yormak yerine, hasbelkader yaşamakta olduğumuz durumu Din’e onaylatarak rahatlamanın yollarını arıyoruz.
Sanki Din bizi, ne halde bulunuyorsak o halde rahatlatmak ve her hal-u kârda tercihlerimizi onaylamak için gönderilmiş gibi, hayatımızı Din’e göre değil, Din’i hayatımıza göre ayarlamanın peşindeyiz … Devamını Oku
Kolaylaştırılmış Fıkıh Üzerine-2
Günümüzde ekonomik konularla ilgili fıkhî meseleleri “el-Fıkhu’l-İktisâdî”, tıpla ilgili hususları “el-Fıkhu’t-Tıbbî”… gibi başlıklar altında ele almak nasıl mümkünse, azınlıklarla (özellikle gayrimüslim ülkelerde yaşayan Müslüman azınlıklarla) ilgili meseleleri de “Fıkhu’l-Ekalliyat” (Azınlıklar Fıkhı) başlığı altında ele almak mümkündür.
Evet bu yaklaşım, Fıkh’ın genel çerçevesi içinde yer alan, ama –tabir caizse– “özerk” bir saha oluşturan kendine özgü bir Fıkıh’tan bahsediyor. Bilhassa Batılı ülkelerde azınlık halde yaşayan Müslümanların problemlerinin, kendine mahsus fıkhî hükümlerle çözülmesini öngören bu yaklaşım hakkında söylenmesi gerekenleri şöyle özetleyebiliriz:
Azınlıklar … Devamını Oku
Cuma Ayetindeki “Çağrı”
Tefsirlerde 62/el-Cumu’a suresinin 9. ayetinde yer alan “namaza çağırıldığınız zaman” cümlesinin ezanı anlattığı söylenmektedir. Ebû Dâvûd ve daha başkalarının, ezanın meşru kılınışı konusunda naklettiği rivayette anlatılan olayın (Abdullah b, Zeyd ve Hz. Ömer (r.anhuma) tarafından görülen rüya) hicretin birinci yılında vuku bulduğu ittifakla nakledilen bir husustur. Hz. Peygamber (s.a.v)’in ilk Cuma namazını hicret esnasında, Medine’yi teşrif etmeden önce Amr b. Avf oğulları yurdunda kıldırdığı bilinen bir husustur. Bu durumda zahire göre Cuma namazının emreden ayetin, ezanın teşri … Devamını Oku
Kolaylaştırılmış Fıkıh Üzerine-1
Modern zamanların Ümmet-i Muhammed olarak önümüze koyduğu belki de en önemli gerçek, küresel dünya karşısında almamız gereken tavrın ne olduğunu kararlaştırırken kaygan bir zeminde hareket ediyor oluşumuz. Vakıayı, yani bize dayatılanı elsiz ayaksız kabul edip, durumu kurtarıcı izahlar üretmek mi, yoksa daha küllî olanın, bu durumdan kurtulmanın yollarını aramaya dönük çabaları teşvik etmek mi? Herkes/im duruma getirdiği açıklamayı merkeze alarak konum belirliyor ve çözüm üretme adına tutturduğu yolu idealize ediyor.
Bu çerçevede yapılması gereken, küresel dayatmalar karşısında sisteme … Devamını Oku
Misyonerlik: Devam…
Dünyabülteni.net’te yer alan bir habere göre Afganistan İslam Konseyi, ülkede “yardım kuruşlu” adı altında faaliyet gösteren misyoner örgütlere dikkat çekmiş ve Karzaî’den bu örgütlerin faaliyetlerini durdurmasın istemiş. Bu durumun devam etmesinin ülke için ciddi bir tehlike oluşturacağına vurgu yapmış.
İslamî tebliğ ile misyonerlik faaliyetleri arasında bir fark bulunmadığını söyleyen çokbilmiş müslümanlara misyonerliğin uyguladığı yöntemlerin ahlakî zeminini sormanın tam sırası… “Biz onlara tebliğ yapıyoruz, onlar da bize misyonerlik yapsın, ne fark var?” diyenler insanların özellikle maddî zaaflarından istifade etmenin … Devamını Oku
Abdest Ayeti ve Ayakların Yıkanması
Soru
Kur’an-ı Kerim’de Maide suresi 6. ayette ayakların yıkanması mı, yoksa mesh edilmesi mi emrediliyor?
Kur’an-ı Kerim’in ilk nazil olan ayeti hangisidir; nerede ve miladi olarak ne zaman nazil olmuştur? Son nazil olan ayet hangisidir; nerede ve miladi olarak ne zaman nazil olmuştur?
Cuma suresinde “namaza çağırıldığınız zaman” ayetinde “çağırıldığınız” ile ne kastediliyor? O zaman ezan var mıydı?
Tevrat ve İncil kitap halinde mi nazil oldu? Bunları Yahudiler ve Hıristiyanlar mı tahrif etti? Kur’an’ı koruyan Allah (c.c) –haşa– onları niye korumadı? … Devamını Oku
Din Tasavvurları
“Din niçin vardır?” sorusuna farklı kesimlerden farklı cevaplar almak normal. İnançsız birisinin bu soruya vereceği cevap, “dinin bir evrimleşme süreci meselesi olduğu, “ilkel insan”dan “gelişmiş insan”a doğru gidildikçe dinin de önemini yitirdiği” tarzındadır. Bu cevap tarzının, biyolojik Darvinzm’den sosyal Darvinmz’e uzanan bir çizgide şekillenmiş bilinç durumunun semeresi/tabii sonucu olduğu açık.
Bir Müslüman için ise din, varoluşun tek izahı, anlamı ve varlığın layıkı veçhile devamının tek geçerli zeminidir. Allah’a aittir ve insan ona teslim olduğu, öğretilerine gönülden bağlandığı ölçüde … Devamını Oku
Tevatürü Hafife Almak
Zaman zaman gençlerin bilhassa itikadi konularda serbestçe sarf-ı kelam ettiği konusunda mailler alıyorum. İnternetteki kimi forumlarda tevatürle sabit bir takım meselelerin inkârı söz konusu oluyormuş. Bilgi sahibi olmadan kanaat sahibi olmanın getirdiği önemli bir tehlike bu.
Hz. İsa (a.s)’ın nüzulü, kabir azabı ve benzeri meseleler hakkında genellikle şu tarz değerlendirmeler yapılıyor: “Bu meseleler Kur’an’da geçmiyor, bazı hadislerde yer alıyor. Ama hadis Kur’an’a aykırı olamaz. Dolayısıyla bu konulardaki hadisler uydurmadır.” Ya da, “Evet, bu konuda bazı hadisler var, ama … Devamını Oku