Cuma Ayetindeki “Çağrı”

Ebubekir Sifil2008, 2008 Yılı, Gazete Yazıları, Ocak 2008, Ocak Ayı 2008 OS, Okuyucu Soruları

  1. Tefsirlerde 62/el-Cumu’a suresinin 9. ayetinde yer alan “namaza çağırıldığınız zaman” cümlesinin ezanı anlattığı söylenmektedir. Ebû Dâvûd ve daha başkalarının, ezanın meşru kılınışı konusunda naklettiği rivayette anlatılan olayın (Abdullah b, Zeyd ve Hz. Ömer (r.anhuma) tarafından görülen rüya) hicretin birinci yılında vuku bulduğu ittifakla nakledilen bir husustur. Hz. Peygamber (s.a.v)’in ilk Cuma namazını hicret esnasında, Medine’yi teşrif etmeden önce Amr b. Avf oğulları yurdunda kıldırdığı bilinen bir husustur. Bu durumda zahire göre Cuma namazının emreden ayetin, ezanın teşri kılınmasından önce nazil olduğunu söylemek durumundayız. Dolayısıyla ayetteki “namaza çağırıldığınız zaman” cümlesinden, ezan teşri kılınmadan önce namaz için yapılan çağrının kastedildiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Kaynaklar, ezan teşri kılınmadan önce namaz için yapılan çağrının, Sahabe’den birisinin sokak sokak gezerek “es-Salât, es-Salât” (Namaz, Namaz!) diye seslenmesi şeklinde vuku bulduğunu naklediyor. Dolayısıyla eğer Cuma ayetinin ezandan önce nazil olduğunu söylemek yanlış değilse, ayette geçen “nida”nın da bunu anlattığını söylemek durumundayız.

4.A. Tevrat ve İncil’in (hatta Zebur’un) bir kerede ve toptan nazil olduğu bilinen bir husustur. Rivayet tefsirlerinin 2/el-Bakara, 185. ayetinin tefsiri esnasında yer verdiği nakil bunu açıkça ifadeye koymaktadır.[1]Bkz.İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm, I, 292.

4.B. Evet, Tevrat’ı Yahudiler, İncil’i de Hristiyanlar tahrif etmiştir. Bu iki kitap üzerinde gerçekleştirilen tahrif faaliyeti birkaç şekilde vuku bulmuştur. Bunları, anlamı çarpıtmak, metinden bir şeyler çıkarmak veya metne bir şeyler ilave etmek, metinde tağyir ve tebdil ve kelimelerin/cümlelerin yerlerini değiştirmek şeklinde özetleyebiliriz.

4.C. Kur’an’ı koruyan Allah Teala o kitapları niçin korumadı? Çünkü Sünnetullah, ilahî vahyin insanlar (o vahyin bağlıları) eliyle korunması şeklinde cereyan etmektedir. Allah Teala o kitapları tahriften korumaya elbette kadirdir. Ama murad-ı ilahi böyle tecelli etmemiştir. Bu, o kitapların indirildiği peygamberlerin ümmeti olduğunu iddia edenler için bir imtihan tarzıdır. Onların imtihan tarzı bizimkinden farklıdır. Onlar kendilerine teslim edilen kitaplarına sahip çıkıp çıkmayacakları konusunda imtihan edildiler ve kaybettiler. Bizim imtihanımız ise ilahî koruma altındaki Kur’an’ın hükümleriyle amel edip etmeyeceğimiz noktasında cereyan ediyor. Böyle bir ilahî garanti olmasaydı, Kur’an’ın da bizzat Müslüman olduğunu söyleyen bazı kimse ve kesimler eliyle çeşitli şekillerde tahrife maruz bırakılabileceği gün gibi ortadadır! Söz konusu olan sadece 19 mucizesine (!) uymadığı için bazı ayetlerin mushafa sonradan sokuşturulduğunu söyleyenler değil; Kur’an ayetlerinin –özellikle ahkâm ayetlerinin– tarihsel olduğunu (dönemini doldurduğunu, günümüz için geçerliliğinin olamayacağını) söyleyenler, pek çok ayette geçen mucize anlatımlarının gerçeğe tekabül etmediğini, bu ayetlerin, nazil olduğu dönemin insanlarını etkilemek için indirilmiş mitolojik mahiyetli cümleler olduğunu iddia edenler hep kendilerini “Müslüman” olarak tanımlayan insanlardır!

Öte yandan “Allah Teala o kitapları niçin korumadı?” tarzındaki bir soru, “Allah Teala niçin onları ve bizi farklı hükümlere muhatap kıldı?” sorusuyla aynı mahiyettedir. Dolayısıyla Allah Teala bildirmedikçe cevabı tam olarak asla bilinemeyecek bu türlü soruların en doğru karşılığı, “murad-ı ilahî öyle tecelli ettiği için” olmalıdır. Yukarıda söylediklerim veya benzeri tarzda verilecek cevaplar sadece konunun hikmeti boyutunda tesbit edebildiklerimizdir.

4.D. O kitaplar tahrif olmasaydı Kur’an yine de gönderilir miydi? Nazarî olarak evet, vakıa itibariyle hayır. Evet, zira Allah Teala aynı zaman diliminde faklı kavimlere farklı şeraitler gönderebilir. Yani bu, mümkinattandır. Hayır, zira Kur’an insanlık tarihinin muhatap olacağı nihaî kitaptır ve kendisinden önce gönderilmiş bütün kitaplardaki ahkâmı nesh etmiştir.

Devam edecek.

Milli Gazete – 27 Ocak 2008

Kaynakça/Dipnot

Kaynakça/Dipnot
1 Bkz.İbn Kesîr, Tefsîru’l-Kur’âni’l-Azîm, I, 292.