Bir önceki yazıyı, Efendimiz (s.a.v)’e hakaret eden zimmet ehlinin öldürülmesi konusunda İmam Ebû Hanîfe ve ashabı ile İmam Süfyân es-Sevrî ve ashabının farklı bir görüş benimsediğini söyleyerek bitirmiştik. Bu iki imam ve tabileri, zimmîlerin inancının aslen İslam’ın dokunulmazlarına hakaret anlamı içerdiğini, buna rağmen İslam’ın onlarla zimmet akdi imzalanmasına cevaz verdiğini, Efendimiz (s.a.v)’e hakaretin de bunun dışında olmadığını söylemişlerdir. “Rahman çocuk edindi dediler. Yemin olsun ki çok çirkin bir söz ortaya attınız. Rahman’a çocuk isnadından dolayı neredeyse gökler … Devamını Oku
Efendimiz (sav)’in Hukukunu Korumak -1
“Alemlere rahmet” olarak gönderilmiş bulunan Hz. Peygamber (s.a.v)’e, Yüce Allah nezdindeki değeriyle mütenasip hürmet ve ta’zimi göstermek, gerek şahsının, gerekse –başta âl ve ashabı olmak üzere– değer verdiklerinin hukukunu korumak Ümmet için temel bir görevdir. Ümmet-i Muhammed kendi aralarında bu noktaya son derece büyük bir hassasiyet göstermiş, anlaşmalı (zimmî/muahid) gayrimüslimlerin de bu noktada gerekli ciddiyet ve hassasiyeti göstermesini beklemiştir. Efendimiz (s.a.v)’i, O’na gösterilmesi gereken hürmetle bağdaşmayacak tarzda anmak, kadrini tenkıs edici söz söylemek ve tavır sergilemek bu … Devamını Oku
Efendimiz (sav)’in Doğumunda Meydana Gelen Olaylar – 3
Allame Abdülfettâh Ebû Gudde merhumun, Efendimiz (s.a.v)’in doğduğu zaman olağanüstü hadiseler meydana geldiğini anlatan rivayetin sabit olmadığını ortaya koyma sadedinde İbn Hacer ve ez-Zürkanî’den yaptığı alıntıları geçen haftaki yazıda aktarmıştım. Daha sonra Ebû Gudde merhum şöyle diyor: “Bu hadis –Kisra’nın sarayının sarsıldığını… anlatan rivayet–, isnadı kesintili (münkatı) olması bir yana, münker bulunmuş bir hadistir. Hafız ez-Zehebî, Târîhu’l-İslâm‘da (I, 28)[1]Bkz. ez-Zehebî, Târîhu’l-İslâm, II, 34-8., “Bu, münker garib bir hadistir” demiştir.” Daha sonra Ebû Gudde merhum, “münker” tabirinin özellikle … Devamını Oku
Fransa’daki Olay Üzerine
Bu ilk değil; son da olmayacak. Artık herkes biliyor ki bunlar spontan gelişen olaylar değil. Küresel etkiler oluşturacak bir eylem planlıyorsanız, muhtemel sonuçlarını öngörerek adım atmış olmalısınız. Sanmayın ki mahut dergide çıkan karikatür, dergide çalışan herhangi bir çizerin, tamamen kendi inisiyatifi ile masa başına oturup aklına geleni resmedivermesinden ibaret anlık bir kararın neticesi. Özellikle de daha önceki benzerlerinin yol açtığı sonuçlar ortadayken… İslam Dünyası üzerinde küresel etkiler oluşturacak planları olanlar, Müslümanların “keşf edilmiş zayıf noktaları”nı değerlendirerek hamleler … Devamını Oku
Zanla Hüküm Vermek
Aslında bugün Fransa’da yaşanan hadiseleri yazacaktım. Ancak Vahdet hakkında özellikle sosyal medyada çıkan ve gittikçe yayılmakta olan şayia o yazının önüne geçti. Gerek çeşitle vasatlarda şahsıma iletilen “neler oluyor” soruları, gerekse vicdanım beni, konu hakkındaki düşüncelerimi kamuoyuyla paylaşmaya icbar etti. Bir yazarın yetkili/ilgili şahıslarla birebir görüşmek dururken yazdığı gazeteyi doğrudan ilgilendiren bu tarz meseleleri köşesine taşıması çok alışılmış birşey değil belki. Ama her konuda olduğu gibi “şeffaflık” ilkesinin bu konuda da bize rehberlik etmesi gerektiğini düşündüğüm için … Devamını Oku
Efendimiz (sav)’in Doğumunda Meydana Gelen Olaylar – 2
Bir önceki yazıda Ebû Gudde merhumun, es-Süyûtî’nin el-Hasâisu’l-Kübrâ‘sından yaptığı bir nakli, Efendimiz (s.a.v)’in dünyayı teşrif ettiği gece meydana gelen olağanüstü hadiseleri anlatan rivayete güvenilemeyeceği davasına bir anlamda delil olarak serd ettiğini söylemiştim. Ebû Gudde merhumun bu nakli, okuyucuda, es-Süyûtî’nin o ifadelerinin bilhassa söz konusu hadiseleri anlatan rivayete yönelik olduğu izlenimini uyandırmaktadır. Oysa bu doğru değildir. es-Süyûtî’nin “münker” dediği rivayetlerle bahsimizin konusunu teşkil eden rivayet arasında hiçbir münasebet yoktur. es-Süyûtî, sadedinde bulunduğumuz rivayeti naklettikten sonra bu rivayetin taz’ifine … Devamını Oku
Muhammed b. Abdilvehhâb ve Tekfir
İnsanımızın kendine yabancılaştırıldığı modern dönemde, kendi değerlerinin uzağına savrulmuş genç neslin bir kesimi can simidi olarak Vehhâbî akidesine sığınıyor. Kendisine okunan bir-iki ayet, bir-iki hadis ve sözüm ona Selef’ten nakledilen bir-iki anekdot, asırlar boyu en temel varlık alanını oluşturmuş bulunan Ehl-i Sünnet akidesini terk edip Vehhâbî ideolojisine kayması için fazlasıyla yeterli oluyor. Oysa kendisine okunan ayetlerin delalet, hadislerinse hem sübut hem delalet yönünden arz ettiği durum kendisine belletildiğinin aksini ifade ediyor. Meselenin bu boyutu uzun izahat istediği … Devamını Oku
Büyük Ülke Olmak
Bugünün küresel dünyasında var olmanın iki yolu mevcut Bir: İradesini, küresel oyunu kurgulayanların iradesine teslim edip, onların emir eri gibi hareket ederek. İki: kendi kaderine sahip çıkıp, kendi oyununu kurgulama iradesini göstererek. Müslümanlar tarih boyunca ikinci yolu tercih etti. Başkasının oyununda figüran olmak hiçbir zaman benimsediğimiz alternatif olmadı. Oyunu hep kendimiz kurduk ve tarihe “nesne” olarak değil, “özne” olarak katıldık. Elbette bu, bedel isteyen, çaba isteyen, fedakârlık isteyen bir mesele. Büyük ülke olmak, kendi iç problemlerini halletmiş … Devamını Oku
Efendimiz(sav)’in Doğumunda Meydana Gelen Olaylar-1
Ardı arkası kesilmeyen sorulara gazetedeki köşemden cevap vererek faydayı umumîleştirme adetini burada da devam ettireceğim inşaallah. Bu düşünceyle Vahdet’te de haftanın bir gününü okuyucu sorularına tahsis etmiş olacağız. Soru Peygamber efendimizin doğumunda meydana geldiği söylenen bazı olaylar var. Kaynaklarda okuyoruz. Bazı kimseler bunların uydurma olduğunu söylüyor. Konunun aslın aydınlatabilir misiniz? Cevap Efendimiz (s.a.v)’in dünyayı teşrif ettiği gece birtakım olağanüstü hadiselerin meydana geldiği, birçok kaynakta zikredilen bur husus. İran Kisrasının sarayının duvarlarının çatladığı ve ondört balkonunun çöktüğü, Mecusîlerin … Devamını Oku