Akide ve Amel

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Mart 2011

Hayatın anlam ve amacı “iman”sa eğer, nasıl bir ilaha inandığımız meselesi hayatın en temel sorusu olmalıdır. İman, tasavvura ve hayata yön veren “muharrik unsur”sa gerçektir. Değilse “kuru bir iddia” olmaktan öte bir anlam ifade etmez. Şurası açık ki, Yüce Yaratıcı’nın her bir isminin, her bir sıfatının insanı ilgilendiren, insana bakan, daha doğrusu insanı “ilzam eden” bir özelliği vardır. Bu bakımdan “esma-yı hüsna”ya ve “sıfat-ı ilahiye”ye gereği iman edip etmemek insanoğlunun esas meselesini oluşturur. Müslümanlık iddiasının içinin gereği … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Risale-i Nur-29

Ebubekir Sifil[dosya], 2011, 2011 Yılı, Bediüzzaman ve Risale-i Nur, Gazete Yazıları, Mart 2011, Mart Ayı 2011 OS, Okuyucu Soruları

Fethullah Gülen hocaefendiye ABD’de sağlanan sadece ikamet imkânı değil. Cemaatin orada da yapılandığı ve çok yönlü faaliyetler yürüttüğü bilinen bir husus. Bu durumu nasıl değerlendirmeliyiz? Şu bir gerçek: ABD için öncelik sıralamasının en başında yer alan husus kendi “kırmızı çizgileri”dir. Herhangi bir ekonomik girişim, fikrî oluşum, devlet, rejim, cemaat, tarikat, kişi, kuruluş… bu çizgileri geçme anlamına gelecek bir eğilim göstermediği etmediği sürece ABD için problem oluşturmaz. Böyle bir eğilim taşıyanların “kara liste”ye alındığı ise herkesin malumu. Hatta … Devamını Oku

RIHLE 11 İmaj Ve Teşebbüh

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Mart 2011

İslam’ın diğer din ve inanç sistemleriyle fazlaca ayrışmadığını, ortak yönlerin hayli fazla olduğunu ispatlamak, modernist Müslümanların en fazla hassasiyet gösterdiği konulardan birisi olmuştur hep. Müslümanlarla gayrimüslimlerin yüzyıllar boyunca bir arada yaşamış bulunmasını, İslam’ın engin hoşgörü anlayışına sahip olduğu tezine dayanak yapan modernistler, İslam’ın sadece hoşgörülü yanına vurgu yapmakla yetinmez, bunun yanında onun “çoğulcu”, “kapsayıcı” ve “ötekileştirmeyen” bir din olduğunu söylemekten ayrı bir haz alır. Yukarıdaki son cümlede tırnak içinde verdiğim üç kelime (çoğulculuk, kapsayıcılık, ötekileştirme) aslında üç … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Risale-i Nur-28

Ebubekir Sifil[dosya], 2011, 2011 Yılı, Bediüzzaman ve Risale-i Nur, Gazete Yazıları, Mart 2011, Mart Ayı 2011 OS, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Said Nursi

S–33) “Özellikle dinler arası diyalog konusunda Fetullah Gülen cemaatinin yaptıkları ne kadar yararlı? Zaralı ise neden zararlı? İslam’a düşman bir ülke neden Hoca efendiye üst düzey bir koruma sağlamaktadır? Yurt dışında yapılan okullar gerçekten tv’lerde gösterildiği gibi yararlı mı? Ayrıca ekranlara çıkıp ta İslam ve peygamberi hakkında güzel açıklamalar yapan Ehl-i kitaba inanmalı mıyız?” Bu sorunun cevabıyla “Bediüzzaman ve Risale-i Nur” başlıklı faslın sonuna gelmiş oluyoruz. Farklı bağlamlarda pek çok kez ele aldığımız bu mesele hakkında bu … Devamını Oku

Yad-ı Cemil

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Mart 2011, Necmeddin Erbakan, Şahıslar

Erbakan hocamız Hakk’ın rahmetine intikal ettikten sonra ardından medyada yapılan değerlendirmelere bakıyorum. Bir kısım yazarlar, merhumun ruhunu incitmeme endişesiyle kurulduğu hemen belli olan cümlelerden örülü bir nezaheti tercih ederken, bir kısmı “o kadar da değil; sağlığında şu şu hataları yapan o değil miydi” edasında. Sanki kendileri hatadan masun ve masummuş gibi, sanki insan olup da hata yapmayan varmış gibi!.. Maamafih, bu yazıda bunları konu etmeyeceğim. Değinmek istediğim başka bir husus var. Vefat edenlerin ardından sadece iyiliklerini konuşmak, … Devamını Oku

İnnâ Lillâh Ve İnnâ İleyhi Râci’ûn

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Necmeddin Erbakan, Şahıslar, Şubat 2011

Sözün bittiği yer demeyeceğim. Söylenmesi gereken çok şey var… O bir söz söyledi. Eğip bükmeden söyledi; sözü namus bilerek, sözün namusunu bilerek söyledi. Hakk’a verdiği sözü tutup, söze hakkını vererek söyledi. Hak bildiğini söyledi, hak olanı söyledi. O bir söz söyledi. “Kadim söz”ü hatırlattı unutanlara. Unutanları unutmadı, unutulanları unutmadı. Unutmamak ve unutturmamak için söyledi. Söylediği, “sözler içinde bir söz” değildi; “sözlere karşı bir söz” söyledi. “Kadim söz”e karşı duranlara karşı sözler söyledi. Tarihin hükmünün geçmediği “Söz”ü söyledi. … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Risale-i Nur-27

Ebubekir Sifil[dosya], 2011, 2011 Yılı, Bediüzzaman ve Risale-i Nur, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Said Nursi, Şubat 2011, Şubat Ayı 2011 OS

S–32) Nur cemaatleri siyaset konusunda şerdir deyip bu alanda nötr olmaları gerekirken neden o şerri işleyen siyasi partilerin yanında yer almaktalar? 23 numaralı soruya cevap olarak ifade etmeye çalıştığım hususlar hatırlanacak olursa Nur cemaatinin siyaseti “şer” olarak gördüğünü söylemenin doğru olmadığı kolayca anlaşılacaktır. “Şer” nitelemesini Bediüzzaman, oy verme noktasında CHP veya DP’den birini tercih bağlamında kullanmıştır. İkisini de “şer” olarak nitelendirdiği bu partilerden birinin (DP) diğerine göre “daha hafif/az şer” olduğunu ifade maksadıyla “ehven-i şerreyn” ıstılahını kullanmıştır. … Devamını Oku

Taciz Meselesi Dolayısıyla

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Şubat 2011

Gerek kendi alanıyla, gerekse genel olarak İslamî hassasiyet sahibi kitlelerin gündemleriyle ilgili gerçekten kıymetli çalışmaların altına imza atan/atmakta olan bir isim Prof. Dr. Orhan Çeker hoca. Son günlerde köpürtülerek ve amacından saptırılarak gündem yapılan açıklamaları, kendi bağlamı içinde ve bir bütün olarak alındığında son derece tutarlı ve isabetli. Daha sonra yaptığı açıklamalarla kasdını bir kere daha ortaya koyduğu halde “muhafazakâr/İslamcı” bir kısım yazarların, özellikle de bu vadideki bir kısım kadın yazarların “istismar” kokan üsluplarla meselenin üstüne gitmesi, … Devamını Oku

Tavzihat-2

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Şubat 2011

Daha evvelki bir seri yazıda, ele aldığı birtakım meselelerde Usul zemininde hareket etmediğini söylediğimden olsa gerek, son tartışmada hoca, “kelamın zahiri” hakkında söylediklerimi Usul-i Fıkıh’taki “zâhir” terimine çekerek bu vadide bazı açıklamalarda bulundu. Oysa et-Teftâzânî’nin “yedullu bi zâhirihî” şeklindeki sözü doğrudan Usul-i Fıkıh’taki “zâhir” anlamında olmayıp, günlük dildeki kullanımı yansıtmaktadır. Bir başka deyişle orada geçen “zâhir”den kasıt, “sözün ilk akla gelen anlamı”, “okuyanda/dinleyende ilk anda çağrıştırdığı anlam”dır ve Usul-i Fıkıh’taki “zâhir”le doğrudan bir ilgisi yoktur. Bir an … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Risale-i Nur-26

Ebubekir Sifil[dosya], 2011, 2011 Yılı, Bediüzzaman ve Risale-i Nur, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Said Nursi, Şubat 2011, Şubat Ayı 2011 OS

S–31) “Bugün kaç çeşit nur cemaati vardır ve anlayışları hakkında bilgi verebilir misiniz?” “Nurculuk” diye ifade edilen yapı içinde gerek Risale-i Nur’a ve siyasete bakışları, gerekse “hizmet” anlayışları, etkinlik… bakımından birbirinden farklı 40 kadar grubun bulunduğu ifade edilmektedir. Bediüzzaman merhum Nurculuk olarak ifade edilen hareketin başına kendisinden sonra kimin geçeceği konusunda herhangi bir yönlendirmede bulunmadığı için onun 1960 yılındaki vefatından kısa bir süre sonra ilk bölünme yaşandı. “Yerine birisini bıraksaydı bölünme olmazdı” demenin çok kolay olmadığını da … Devamını Oku