Ehl-i Kitab’ın Akıbeti ve Bir Tartışma

Ebubekir Sifil[dosya], 2008, 2008 Yılı, Dinler Arası Diyalog, Gazete Yazıları, Kasım 2008, Kasım Ayı 2008 OS, Okuyucu Soruları

Prof. Dr. Hayreddin Karaman hoca, Polemik Değil Diyalog isimli derleme kitapta yer verdiği görüşlerin tartışma konusu yapılması üzerine kendini savunuyor ve şunları söylüyor: “Polemik Değil Diyalog” isimli kitapta (Ufuk Kitap, 2006) yer alan bir konuşmamda yukarıda özetlediğim bilgileri verdim. Görüş sahiplerinin delillerini açıkladım, çağdaş görüş daha yeni olduğu için onun delillerini daha geniş olarak açıkladım. Tabii konuşma, yazmadan farklı olduğu, ifadeler arasında dağınıklık bulunduğu için bazı kimseler yanlış anladılar, bazıları da fırsat bulmuşken bunu kötüye kullandılar.”[1]http://yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=13482&y=HayrettinKaraman. Hoca’nın … Devamını Oku

Sünni-Şii İhtilafı-6

Ebubekir Sifil2008, 2008 Yılı, Gazete Yazıları, Kasım 2008, Kasım Ayı 2008 OS, Okuyucu Soruları

Vahdetin yaranmasında alimlerin vazifesi nelerdir? Ümmet’in birliğinin temini konusunda alimlere şüphesiz çok önemli görevler düşmektedir. Bunların başında, birlik-beraberlik meselesinin Ümmet için hava kadar, su kadar önemli olduğu gerçeğini seslerinin ulaşabildiği her noktaya ulaştırmak ve hür mü’mine bu zarureti kavratmak gelmektedir. Ancak birlik-beraberliğin gerçekçi bir zemin üzerine kurulması gereği de bir başka gerçek olarak karşımızda duruyor. Yusuf el-Karadâvî, Dünya Müslüman Alimler Birliği’nin başkan yardımcılığına bir şiiyi getirerek, Şiilerle birlikte çalışma iradesini en üst seviyede izhar etti ve bunu … Devamını Oku

Koca Dayağı-3

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Kasım 2008

Bir evvelki yazıyı Ahmet Kurucan’ın “… gerek klasik gerekse modern dönemlerde kaleme alınmış fıkıh müdevvenatında, İslam’a göre meşru boşanma sebepleri arasında müstakil olarak koca dayağını görmeniz mümkün değildir. Eğer bu cümleyi çok iddialı bulduysanız şöyle düzeltebilirim; en azından ben, şu ana kadar yaptığım fıkıh okumalarında koca dayağını müstakil meşru boşanma sebebi sayan içtihadî bir yaklaşıma hiç rastlamadım” şeklindeki ifadeleriyle bitirmiştik. Görünüşe göre Kurucan, gerek geçmiş ulemanın eserlerinde, gerekse modern zamanlarda kaleme alınmış çalışmalarda İslam’a göre meşru boşanma … Devamını Oku

Koca Dayağı-2

Ebubekir Sifil2008, 2008 Yılı, Gazete Yazıları, Kasım 2008, Kasım Ayı 2008 OS, Okuyucu Soruları

Cumartesi günkü yazıda, Sahabe’den el-Eş’as b. Kays (r.a)’ı evinde misafir etmiş olan Hz. Ömer (r.a)’in, “Efendimiz (s.a.v)’den bellediğim şu üç şeyi sen de ebenden belle” diyerek bir hadis naklettiğini görmüştük. Bu hadisede bizim için önemli olan şurası: Hz. Ömer (r.a) bu hadisi, el-Eş’as b. Kays (r.a) evinde misafir iken –aralarında geçen bir mesele sebebiyle– eşini dövdükten sonra nakletmiştir. Yani Sahabe’nin eşlerini dövmediği iddiası doğru değildir. Nüşuzundan (kocasına karşı serkeşlik etmesinden ve isyankâr davranmasından) endişe edilen kadının dövülmesiyle … Devamını Oku

Sünni-Şii İhtilafı-5

Ebubekir Sifil2008, 2008 Yılı, Gazete Yazıları, Kasım 2008, Kasım Ayı 2008 OS, Okuyucu Soruları

Sünni ile Şii aile kurabilir mi? (Yani biri-birilerine kız verip, oğlan alabilirler mi?) Bir kısım fıkıh ve fetva kitaplarında ehl-i bid’at ile evliliğin caiz olmadığı yönündeki hükümler üzerinde iyi düşünmek gerekir. Evet, kaynaklarımızda bid’at ehlinin arkasında namaz kılmak, şahitliğini kabul etmek… gibi konularda “ilke” zikredilmiştir. Bir kimse, bid’ati küfre varmadıkça mü’min kabul edilmek durumundadır. Dolayısıyla mü’min hakkında cari olan hükümler onun hakkında da geçerli olur. Bu doğru, ama bir başka doğru daha var: Bu türlü hükümleri bid’at … Devamını Oku

Koca Dayağı-1

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Kasım 2008

Tekfir meselesini seri yazı halinde işlediğim günlerde Zaman’dan Ahmet Kurucan vasıtasıyla Fethullah Gülen hocaefendinin yeni içtihadından haberdar olduk. Devam etmekte olan seri yazıyı yarıda bırakmak doğru olmayacağı için sıcağı sıcağına bu içtihad üzerinde duramamıştım. Belki gündemden düştü, belki konuşulmaya devam ediyor, orasını bilemem; ama benim için mesele, görmezden gelinemeyecek kadar önemli. Bu yeni içtihadı önemli kılan, “miadı dolmuş bir hükmün, yenisiyle değiştirilmesi” anlamı taşıyor olması değil elbette. Asıl önemli nokta, nassla sabit bir hükmün, “zamanın gerekleri/anlayışı” ile … Devamını Oku

Tekfir Meselesi-5

Ebubekir Sifil[dosya], 2008, 2008 Yılı, Ekim 2008, Ekim Ayı 2008 OS, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Tekfir

Küfür bir sözü söylemenin veya küfür bir fiili işlemenin kişiyi her hal-u kârda kâfir yapacağını söylemenin isabetli olmadığını, birkaç yazı boyunca yaptığım nakiller yeterince anlatıyor. Bu yazıda son bir nakle daha yer vererek meseleyi toparlamaya çalışacağım. İmam Ebû İshâk eş-Şâtıbî, el-İ’tisâm’da, “müteahhirundan biri” diyerek ismini zikretmediği bir alimden, bid’at fırkalar içinden, kâfir olduklarında bütün Müslümanların ittifak ettiği kesimlerin özelliklerini nakletmiştir. Bu özellikler, –Sebeiyye’nin Hz. Ali (r.a) hakkındaki itikatlarında olduğu gibi– Allah Teala’ya ortak koşmak, –Cenahiyye gibi– Allah … Devamını Oku

Sünni-Şii İhtilafı-4

Ebubekir Sifil2008, 2008 Yılı, Ekim 2008, Ekim Ayı 2008 OS, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları

Sizce bazen Sünnilerle Şiilerin bir arada cem olmasına mania nelerdir? Tarih içinde teşekkül etmiş diğer bid’at fırkaların asıl gövdeyi oluşturan Sünnîler’e muhalefetinin ve bu muhalefetin ortadan kaldırılamayışının sebepleri neyse, Şiiler’in oluşturduğu ihtilafın ve giderilememesinin sebepleri de aynıdır. Hatta daha fazlası da vardır. Şurası tarihen sabittir ki, Şiiliğin de aralarında bulunduğu bid’at oluşumlar sonradan ortaya çıkmıştır; bu, ihtilafı başlatan tarafın da onlar olduğunun ifadesidir. Şu halde Şiiliğin de aralarında bulunduğu bid’at fırkalarla ana gövdeyi oluşturan Ehl-i Sünnet arasındaki … Devamını Oku

Tekfir Meselesi-4

Ebubekir Sifil[dosya], 2008, Ekim 2008, Gazete Yazıları, Tekfir

İbnu’l-Hümâm, fasık kimsenin imameti bahsini işlerken, el-Muhît’ten, “Fasık veya bid’atçinin arkasında namaz kılan kimse, cemaatle namaz sevabını alır; ancak müttaki kimsenin arkasında namaz kılanın sevabını elde edemez” hükmünü naklettikten sonra tafsilata girer ve sözü bid’atçinin tekfiri meselesine getirir. Bu konuda imamlardan çeşitli nakillerde bulunduktan sonra şöyle der: “Bil ki, İmam Ebû Hanîfe ve eş-Şâfi’î’den (Allah onlara rahmet eylesin), bid’atçilerden ehl-i kıble olan hiç kimsenin tekfir edilmemesi görüşü sabit olduğu halde, zikrettiğimiz ehl-i ehva (bid’atçi) kimselerin küfrüne hükmedilmesinin … Devamını Oku

Tekfir Meselesi-3

Ebubekir Sifil[dosya], 2008, Ekim 2008, Gazete Yazıları, Tekfir

İmam el-Gazzâlî’nin bir önceki yazıda naklettiğim ifadeleri tekfir konusunda benimsenmesi gereken tutumu açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Buna göre, Allah’a iman, Peygamberlere iman ve ahirete iman imanın aslıdır. Bunların dışında kalan hususlarsa bunlara bağlı olmak anlamında fer’îdir. Bu itikadî hususlara taalluk eden ve tevatürle sabit olan bir meseleyi inkâr küfürdür. Yapısı tevile müsait olmayan, tevatüren nakledilen ve hilafına delil ikame edilmesi düşünülemeyen her hususa muhalefet küfürdür. Fer’î meselelerde dahi olsa Efendimiz ‘(s.a.v)’i yalanlama anlamına gelen her tutum … Devamını Oku