Bilindiği gibi herhangi bir konuda hüküm verilirken “önce Kur’an‘a, ardından Sünnet‘e… başvurmak” şeklinde özetlenen hareket tarzı, Sahabe kuşağından itibaren her tabakada riayet edilmiş istinbat yöntemini ifade eder. Meşhur Mu’âz b. Cebel (r.a) hadisi, bu hareket tarzının Hz. Peygamber (s.a.v)’in tensibine mahzar olduğunu gösteren örneklerden sadece birisidir. (“Mu’âz (r.a) hadisi“ne, senedinde inkıta (kopukluk) bulunduğu gerekçesi ile itiraz edilmiş ise de, el-Kevserî merhumun da belirttiği gibi (“Makâlât“, 74 vd.) hadis sahihtir.) Yani herhangi bir mesele hakkında hüküm vermek için … Devamını Oku
Musa Carullah’ın Bazı Görüşleri
Ülkemizde Musa Carullah Bigiyef hakkında çok fazla çalışma mevcut değil. Doç. Dr. Mehmet Görmez‘in Diyanet Vakfı tarafından neşredilen “Musa Carullah Bigiyef“i, derli-toplu malumat ihtiva etmesi bakımından ayrı bir yere sahip. Bigiyef‘in görüşlerini, Görmez‘in bu çalışmasından sonra –yine onun önayaklığında– yayımlanmaya başlayan eserlerinde izleme imkânı bulabiliyoruz. Oldukça geniş bir yelpazede fikir üretmiş ve eser vermiş olan Bigiyef, İdil-Ural bölgesi “yenileşme” hareketinin temsilcileri arasında farklı bir yerde duruyor. Batı taklitçisi reformist/modernist çizgiye tam anlamıyla oturan İsmail Gaspıralı, Alimcan Bârûdî, … Devamını Oku
Yine Nüzul-i İsa (as)
TV 5‘teki kısa programın yankıları devam ediyor. Akaid, Tefsir, Hadis gibi sahalara aynı anda taalluku bulunan bu mesele tam anlamıyla “tornusol kâğıdı” işlevi görüyor. Bu yazıda, daha önce yazdıklarımı tekmilen, “nüzul-i İsa (a.s)” meselesinde cumhur-u ümmet’in karşısında saf tutanların ileri sürdüğü itirazların bir kısmına değineceğim: (3/Âl-i İmrân, 55 ve 4/en-Nisâ, 158. ayetlerinde geçen) “ref” (yükseltme, kaldırma) kelimesi cansız varlıklar hakkında kullanıldığı zaman maddî, insanlar hakkında kullanıldığı zaman ise manevi yükseltme (makam ve mevki yükselmesini) ifade eder. Dolayısıyla … Devamını Oku
İntihar Mı, Şehitlik Mi?
Yeni Ümit dergisi, son sayısında terör eylemleri, intihar saldırıları ve şehitlik gibi konuları gündeme taşıyor. İslam‘da “cihad” kavramı, bir hareketin (fiilî savaş anlamında) “cihad” sayılabilmesi için hangi özelliklere sahip olması gerektiği, adına “intihar eylemi” denen yöntemin kullanılmasının meşru olup olmadığı, bu yöntemi kullanarak öldüren ve kendisi de ölen kimsenin bu fiilinin meşru olup olmadığı ve bu şekilde ölenin “şehit” sayılıp sayılmayacağı… gibi konuların ele alındığı yazılarda ortak bir tarz dikkat çekiyor: Okuduğunuzda “acaba kast edilen kimler?” diye … Devamını Oku
Nüzul-i İsa (as) İle İlgili Rivayetler
Geçtiğimiz Çarşamba gecesi TV 5’te, yazı işleri müdürümüz muhterem Ekrem bey‘in haber programına Ankara‘dan konuk oldum. “İsa’nın Çilesi” filmi üzerine kısa bir süre söyleştik. Programı izleyen birçok kişiden muhtelif mesajlar aldım. Ancak içlerinde birisi vardı ki, bu yazıyı kaleme almamın esas sebebi bu mesaj oldu. Berlin‘den yazan muhterem IGMG bölge başkanı Mahmut bey, nüzul-i. İsa (a.s) konusunda orada önemsenmesi gereken şüphe ve tereddütler bulunduğunu söylüyordu. İmam el-Gazzâlî, “Bilmeyenler sussa ihtilaf azalır” demiş. Gerçekten de nüzul-i İsa (a.s) … Devamını Oku
Hutbe ve Cuma
Bir önceki yazıda yer alan okuyucu sorusunda, Y.N. Öztürk‘ün, Cuma hutbesinin namazdan öne alınmasının Emeviler‘in uygulaması olduğu iddiasının cevabı isteniyor, eğer böyle değilse, Cuma suresinin sonundaki ayetin ne anlattığı soruluyordu. Öncelikle Öztürk‘ün iddiası üzerinde duralım: Bir önceki yazıda da belirttiğim gibi Öztürk, bu meseleyi daha önce “İslam Nasıl Yozlaştırıldı” isimli kitabında (155-6) gündeme getirmiştir. Orada müddeasını İmam es-Serahsî‘nin “el-Mebsût“una dayandıran Öztürk, sıklıkla yaptığı gibi açık bir “tahrif/saptırma” yoluna gitmiştir. Önce onun söylediklerini görelim: “Sünnete uygun olan, Cuma … Devamını Oku
“Hüküm Vermek” ve “Ahkâm Kesmek”
Yakında inşallah tamamlamak üzere yoğun bir şekilde üzerinde çalıştığım Doktora tezimin yazımı esnasında Hz. Ömer (r.a)’in, kaza (yargı) işini yürüten bürokratlarına yönelik talimatnamelerinde, önlerine getirilen davaları “iyi anlamaları” yolundaki ısrarına dikkat çektim. Bugün bu vesileyle zihnimde çağrışım yapan bir anekdotu sizinle paylaşmak istiyorum. Kur’an ve Sünnet‘ten hüküm çıkarma işinin ne kadar büyük bir dirayet ve vukufiyet istediğini, ne kadar ciddi bir iş olduğunu, es-Saymerî‘nin “Ahbâru Ebî Hanîfe“sinde (21-2) geçen şu olay oldukça çarpıcı biçimde anlatıyor: Kadılık … Devamını Oku
Kutlu Doğum Haftası Dolayısıyla
Hz. Peygamber (s.a.v)’in dünyayı teşrif edişi miladi takvime göre 20 Nisan 571 tarihine denk geldiği kabulünden hareketle ülkemizde geleneksel hale gelen “Kutlu Doğum Haftası” kutlamalarından birini daha idrak ediyoruz. Bu vesileyle bazı hususları hatırlatmak istiyorum. Öncelikle İslam kültüründe “kandil” adı altında ihya edilen zaman dilimlerinden her birinin bir İslamî motifle ilişkili olması dolayısıyla kandil kutlamalarının önemli olduğunu söylememiz gerekiyor. Bu kutlamalar hakkında “bid’at” nitelemesi yapılmasının, bu zaman dilimlerinin sokaktaki insanın hayatında İslam şuurunun canlı tutulmasına vesile olduğu … Devamını Oku
Kavramların Terki Kimliğin Terkidir
Herhangi bir fikir, ideoloji veya sistemi diğerlerinden ayıran en temel özelliğin, kendine mahsus bir “kavram dünyası“na sahip bulunması olduğunda şüphe yoktur. Zira “kavram“, kendisini üreten bakış açısının eşya ve olayları “kavrama/algılama/okuma” noktasındaki farklılığının vaz geçilmez unsurudur. Modern döneme kadar Müslümanlar eşya ve olaylara kendi kavramlarıyla atf-ı nazar ederken, bu dönemde yabancı kavramları hiçbir sorgulamaya tabi tutmadan kullanıma sokmayı kabul ederken aslında kimliklerinden uzaklaşmayı onaylamış oldular. İki, bilemediniz iki buçuk asır öncesine kadar İslam dünyasının tamamen yabancısı olduğu … Devamını Oku
Allah’ın Varlığına İnanmak Yeterli Mi?
Fethullah Gülen hocayla yapılan röportajın yankıları devam ediyor. Üsame b. Ladin‘in “dünyada en sevmediği insanlardan bir tanesi” olduğunu söylerken onu ortaya çıkaran şartların hazırlayıcıları hakkında susmayı tercih eden, bir arkadaşına İsrailliler tarafından teklif edilen “barış komisyonu” yönetim kurulu üyeliği teklifine Filistinli bir silah tüccarının mani olduğunu söyleyerek barışı Filistinliler‘in baltaladığını dolaylı yoldan ifade eden Hocaefendi daha başka şeyler de söylüyor. Ancak bugün onun söyledikleri üzerinde değil, onun söyledikleri üzerine yapılan bir yorum üzerinde durmayı tercih edeceğim. Marmara … Devamını Oku