Ehl-i Kıble ve Tekfir

Ebubekir Sifil[dosya], 2008, Gazete Yazıları, Tekfir, Temmuz 2008

Pazar günlerini tahsis ettiğimiz “Okuyucu Soruları” faslında iki hafta öncesinden cevaplandırmaya başladığım 3. Soru önemli bir problemi gündeme getirdi. Ehl-i Kıble’nin tekfiri meselesi hem gerçekten çetin ve çetrefilli, hem de gündemde “çok sorulanlar” arasında yer alıyor olması dolayısıyla detaylı olarak izah edilmek durumunda. Bu çerçevede –son iki Pazar yazısına– gelen mailler, bu konunun bir gün önceden ele alınmasını gerektirdi. Evvela İmam el-Gazzâlî’den yaptığım alıntının bu meselede baz alınacak çerçeveyi çizdiğini belirtelim. Bu çerçeve vakıaya da büyük ölçüde … Devamını Oku

Erdem Beyazıt’ın Ardından

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Temmuz 2008

1980’li yılların başıydı. Üniversite tahsili için geldiğim ve bir daha ayrılamayacağım Ankara’lı yılların başlangıcı.. Yoğun okumaların yanında, kimseye göstermeden şiir denemeleri yapıyorum. Neredeyse bir defter dolusu şiir birikmiş… Ankara’daki bir vakıfta (hangisi olduğunu hatırlamıyorum) Erdem Beyazıt’ın haftanın belli bir akşamı katıldığı bir program olduğunu söyledi arkadaşlar. Belki şiirlerimizi gösterme imkânı da buluruz diyerek o akşam çekine sıkıla o vakfa gittik. Ona göstermeye karar verdiğim şiirleri temize çektim, ufak-tefek rötüşlar yaptım, randevu saatinde bulunduğu yere gittik. Yaşlı-başlı, son … Devamını Oku

Bazı İtikadî Meseleler-3

Ebubekir Sifil2008, 2008 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Temmuz 2008, Temmuz Ayı

Geçen hafta el-Bâkıllânî, İmamu’l-Haremeyn ve İmam el-Gazzâlî’nin ilke değerinde tesbitlerini naklederek tekfir meselesi hakkında nasıl davranılacağına ilişkin bir giriş yapmıştım. Yine birçok alimin tekfir gibi son derece hassas bir meselede tesbit ettiği şu kaide hayatî önemdedir: Bir kimseden küfrü mucip bir söz veya fiil sadır olduğunda, aslolan o söz veya fiilin küfür olduğunu söylemektir. Bir söz veya fiilin küfür olmasıyla, sahibinin kâfir olması birbirinden farklı şeylerdir. Zira o kimse bilahare tevbe etmiş olabilir, hatalı ve yanlış da … Devamını Oku

Üçaylar ve Bid’at Anlayışlar

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Temmuz 2008

Dilimizde “Üçaylar” olarak ifade edilen zaman dilimini bir kere daha idrak ediyoruz. Bunu vesile edinerek Üçaylar etrafında cereyan eden tartışmalara, hatalı anlayışlara ve yanlış uygulamalara kısaca değinmek istiyorum. Receb ayı girdiğinde Efendimiz (s.a.v)’in farklı/özellikli bir zaman dilimini idrak etme hassasiyetiyle hareket ettiği bilinmektedir. Bir rivayette Şaban ayında oruç tutmaya özen gösterdiği, sebebi sorulduğunda da şöyle buyurduğu nakledilmiştir: “Şaban, Receb ile Ramazan arasında (kaldığı için) insanların gafil davrandığı bir aydır. (Oysa) bu ayda ameller Alemlerin Rabbi’ne yükseltilir. Ben … Devamını Oku

Aşağıla(n)mak

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Haziran 2008

Almanya’dan bir grup üniversiteli gencin davetine icabeten bu ayın başlarında Düsseldorf’a gitmeye niyetlendim. Batı’yı Batı’da yaşayarak tanıma imkânına sahip olmuş okuyan-düşünen gençlerle bir arada olacak, meselelerimizi konuşup görüşecek, seri seminerler yapacaktık. 7 yıl önce Almanya’ya, 3 yıl önce de İsviçre’ye gitmiştim. O zamanlar anlatacağım durumlarla karşılaşmamıştım. Hayli şaşırdım, üzüldüm, hayıflandım… Normal prosedürü izleyerek orada kalacağım yerin adresini, kalış süremi vs. bilgileri muhtevi bir davetiye gönderdiler. Tabii masraflarımı üstleneceklerini eklemeyi de ihmal etmeden. Efendim, birçok Batı ülkesi ve … Devamını Oku

Bazı İtikadî Meseleler-2

Ebubekir Sifil2008, 2008 Yılı, Gazete Yazıları, Haziran 2008, Haziran Ayı 2008 OS, Okuyucu Soruları

Geçen hafta birkaç maddelik metnini verdiğim sorunun ilk maddesine cevapla başlayalım: Soru sahibi kısaca şöyle diyordu: Mütevatir hadisin inkârı küfür ise ve mestler üzerine mesh de mütevatir hadislerle sabit ise, Şiiler mestler üzerine meshi inkâr ettiği halde neden tekfir edilmiyor? Buna benzer daha pek çok örnek verilebilir ve aynı soru onlara da teşmil edilebilir. İşin özü şudur: Muhammed Enverşâh el-Keşmîrî’nin Kadı Iyâd’dan naklettiği gibi Ehl-i Kıble’nin tekfiri meselesi, Akaid/Kelam sahasının nereyse en müşkil meselesidir. İmamu’l-Haremeyn’e bu mesele … Devamını Oku

Türk’ün Gücü?!

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Haziran 2008

Milli takımın Euro 2008’de çeyrek finale kadar yükselmesi, uzun süre konuşulacak gibi görünüyor. Çeyrek finale yükselirken elde ettiklerini elde ediş tarzından kaynaklanan bir sonuç bu. Doğrusu ne futbolla ne de diğer spor dallarıyla çok fazla ilgili olduğum söylenebilir. Hatta Milli takımın karşılaşma yaptığını ve gol attığını, çalışma odamda çalışırken duyduğum silah seslerinden anlıyordum. Euro 2008’le ilgili sıcak gelişmeler haber bültenlerinin ve basının öncelik verdiği haberler arasında yer alınca “ilgilenenler” arasında yer alıyorsunuz ister istemez… Bu süreçte Milli … Devamını Oku

Erbakan’ın Cezası?

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Haziran 2008

Adalet eski bakanı sn. Şevket Kazan’ın yazıya geçirmek suretiyle net bir şekilde ortaya koyduğu ve tanıtımını yaparak toplumla paylaştığı “tarihî süreç ve dava” hakkında neler söylemeliyiz? “Bu ülkede başbakanlık yapmış, yaşı 80’in üzerinde bulunan bir insanın” evinde dahi olsa hapis tutulmasının “şık olmadığı” kanaatini hemen her kesimde gözlemek mümkün. Olaya daha makul bakabilenler, sn. Kazan’ın ortaya koyduğu hususlardan hareketle yargılama süreci hakkında soru işaretleri bulunduğunu düşünmekte zorlanmıyor. Ve nihayet bunun siyasî bir dava olduğu kanaatinden hareket edenler, … Devamını Oku

Bazı İtikadî Meseleler-1

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Haziran 2008

Soru Ekseri itikat kitaplarında yazılıdır ki, mütevatir hadisi inkâr ya da icmaya karşı tutum küfürdür. Biz bunu böyle kabul edersek, o zaman niye Şia mezhebi bu nedenden tekfir edilmiyor? Çünkü tüm Şiiler mest üzerine mesh etmeyi inkâr ediyor. Tekfir fetvaları var, ama sadece belli bir Şii kesim için ve başka bir nedenden dolayı. Bu konuda niye fetva yok ve niye bütün Şiiler tekfir edilmiyor? Böyle fetvalar yoksa, dolayısıyla Şiiler bu nedenden tekfir edilmezse, Sünniler niçin böyle bir … Devamını Oku

Hangi İslam?

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Haziran 2008

Modern zamanlarda İslam tarihini yeniden ve farklı bir gözle okuma tavrının yaygınlaştığı bir vakıa. Farklı itikadî mezheplerin varlığının nasıl anlaşılması/yorumlanması gerektiği sorusuna da bu çerçevede “çoğulculuk” ekseninde cevap veriliyor. Gerçekten de Allah, peygamber, kitap, melek ve ahiret inancı gibi temel konular paranteze alınacak olursa, itikadî fırkalar arasındaki ihtilaf alanının hayli geniş ve anlaşmazlıkların derin olduğu görülür. Hatta paranteze aldığımız temel konuların üstüne biraz gidildiğinde, orada da farklı kabullerin su yüzüne çıktığı hemen fark edilir. Meseleye çoğulculuk zaviyesinden … Devamını Oku