Aşağıla(n)mak

Ebubekir Sifil2008, Gazete Yazıları, Haziran 2008

Almanya’dan bir grup üniversiteli gencin davetine icabeten bu ayın başlarında Düsseldorf’a gitmeye niyetlendim. Batı’yı Batı’da yaşayarak tanıma imkânına sahip olmuş okuyan-düşünen gençlerle bir arada olacak, meselelerimizi konuşup görüşecek, seri seminerler yapacaktık.

7 yıl önce Almanya’ya, 3 yıl önce de İsviçre’ye gitmiştim. O zamanlar anlatacağım durumlarla karşılaşmamıştım. Hayli şaşırdım, üzüldüm, hayıflandım…

Normal prosedürü izleyerek orada kalacağım yerin adresini, kalış süremi vs. bilgileri muhtevi bir davetiye gönderdiler. Tabii masraflarımı üstleneceklerini eklemeyi de ihmal etmeden.

Efendim, birçok Batı ülkesi ve tabii bu arada Almanya, bireysel vize başvurularıyla uğraşma işini aracı firmalara havale etmiş. Onlardan birine bir miktar ücret ödeyerek danışmanlık hizmeti alıyorsunuz. Sizin adınıza elçilikten/konsolosluktan randevu alıyorlar, başvuru için hangi belgelerin gerekli olduğu ve duruma göre hangilerinin istenebileceği, başvuru için gittiğinizde nelere dikkat etmeniz gerektiği (!) vb. konularda sizi bilgilendiriyorlar.

Bu aşamadan itibaren hissettiğim, Almanya’nın, sınırlarından içeriye girmek isteyenlere uyguladığı, “rasyonel tedbirler” görüntüsü altında aşağılama/ezme kokan tavrıydı.

Büyükelçiliğe başvurmak için, istediği ücret yatırarak aracı firmayla görüştüm. Milli Gazete yazarı olduğumu, Almanya’da bir seri seminer/konferans vereceğimi belirttim. Kültürel vize almamı önerdiler ve e-posta adresime, hangi belgeleri hazırlayıp götürmem gerektiğini anlatan bir ileti gönderdiler. Neler yoktu ki:

1) Müracaat şahsen yapılmak zorunda, 2) 1 adet Schengen vizesi Başvuru Formu, 3) 1 adet beyanname, 4) Vergi dairesinden kayıt tarihini de içeren Vergi Mükellef Belgesi aslı, 5) Ticaret Odası Sicil Kayıt Suretinin aslı, 6) Şirketin Faaliyet Belgesi aslı, 7) Varsa eski Pasaportlar, 8) SSK İşe giriş bildirgesi fotokopisi veya Bağkur sigorta dökümanı fotokopisi, 9) Pasaport fotokopisi, 10) 2 adet biometrik vesikalık resim (“özel” bir ücretle özel olarak çekiliyor), 11) Şirketin İmza Sirküleri fotokopisi, 12) Şirketin Ticaret Sicil Gazetesinin aslı ve fotokopisi, 13) Şirketin Vergi Levhasının aslı ve fotokopisi, 14) En az 6 ay geçerli Pasaport, 15) AT 11 Belgesi aslı ve fotokopisi, 16) Seyahat ve Sağlık Sigortası (30 bin Euro’luk) aslı ve fotokopisi, 17) Davetiye aslı veya fotokopisi, 18) Garanti yazısı aslı, 19) Vize İşlem ücreti (60 Euro)

Gişe görevlisi başvurunuza istinaden ek evrak isteyebilir. Randevunuzdan önce vize gişesine başvurmadan vize bölümü içerisindeki UPS Hizmetlerine başvurunuz ve pasaportunuzun iadesi ile ilgili tüm bilgileri oradan edininiz. UPS hizmet bedeli 10 ile 15 YTL arasındadır.

Bu belgelerin önemli kısmı Gazete tarafından hazırlanmak zorunda. Ancak bu iş için özel bir kişi görevlendirilecek ve o kişi en az 1 haftasını bu işe tahsis edecek. Başka türlü bu evrakları ikmal etmenin imkânı yok. Üstelik bunları ikmal etseniz bile bu, vizeyi garantilediğiniz anlamına gelmiyor. Yukarıda da okuduğunuz gibi, izden ek evrak da isteyebilirler! Almanya elçiliğinden vize alsak bile bu şartlarda istediğimiz tarihte orada olmamız imkânsızdı.

Schengen vizesi veren ülkelerden, işi daha kolay tutan bir başkasına müracaat edip, oradan Almanya’ya geçelim dedik ve İstanbul’daki Fransız başkonsolosluğuna müracaat ettik.

Ama heyhat.. Orada da aynı duvar! Üstelik bir de “mülakat”a çağırmasınlar mı bizi?!

Zaten başından beri gergin bir ruh haliyle sürdürdüğüm bu süreci bu aşamada durdurdum. İşim ve bireysel hayatımla ilgili hemen her türlü belgeyi verdiğim halde, ne diye mülakata gideceğim?! “Bu düpedüz aşağılama girişimidir ve ben buna izin vermeyeceğim” dedim. ve bu muameleyi yapan hiçbir ülkeye gitmeme kararı aldım.

Başkalarının bizi hangi gözle gördüğü, biraz da bize bağlı değil mi? “Mü’minin nefsini zillete düşürmesi helal değildir” buyurmuş bir peygamberin ümmeti olarak biz bu türlü muamelelere maruz kalmayı içimize sindirdikçe, izzeti, ekonomik seviyede, kaba kuvvette ya da başka şeylerde zannettikçe ezen, horlayan, aşağılayan çok olur…

Milli Gazete – 30 Haziran 2008