Bediüzzaman ve Risale-i Nur-21

Ebubekir Sifil2011, 2011 Yılı, Gazete Yazıları, Ocak 2011, Ocak Ayı 2011 OS, Okuyucu Soruları

Bediüzzaman’ın genel olarak siyasete bakışını özel olarak siyasetten uzak durmayı niçin tercih ettiğini tesbit masadıyla geçen Pazar günü Risale-i Nur’dan bazı alıntılar yapmıştım. Onlardan vardığımız sonucu bir cümleyle özetleyecek olursak, Bediüzzaman’a göre siyaset riskli ve muhataralı bir faaliyettir; kul hakkına girme ve zulüm işleme ihtimali hayli fazladır. Devam edelim: “Risale-i Nur’daki şefkat, vicdan, hakikat, hak, bizi siyasetten men’etmiş. Çünki masumlar belaya düşerler, onlara zulmetmiş oluruz. Bazı zâtlar bunun izahını istediler. Ben de dedim: “Şimdiki fırtınalı asırda gaddar … Devamını Oku

Türk-Arap İlişkileri?

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Ocak 2011

Geçtiğimiz Cuma günü başlayan Avusturya yolculuğu, 2 gün süren çok bereketli programların ardından Pazar sabahı sona erdi. Avusturya’nın İslam’ı ikinci resmî din olarak tanıması, oradaki kardeşlerimize Avrupa’nın diğer ülkelerine kıyasla büyük avantajlar sağlamış. Söz gelimi cami görevlilerinin ve eğitimcilerin hemen tamamı Ezher mezunu. Bu sebeple ilmî seviye diğer Avrupa ülkelerine göre daha ileride. Elbette bu, oradaki hizmetlerin kalitesine de etki ediyor. Pazar sabahı indiğim İstanbul’da birkaç saatlik dinlenmeden sonra, “Türk-Arap İlişkileri Konferansı”na iştirak etmek üzere gece 22.00 … Devamını Oku

“Tecdid”le “İhdas” Arasındaki İnce Çizgi

Ebubekir Sifil2011, Ocak 2011

Modernitenin etkisiyle iğdiş olmuş zihnimizde pek çok İslamî kavram ya dünyamızı tamamen terk etmiş ya da muhteva dönüşümüne uğramış durumda. Sapla samanı sıklıkla karıştırıyor olmamız bu yüzden. Muhteva dönüşümüne uğratılmış temel kavramlarımızdan birisi de “tecdid.” Bilindiği gibi Efendimiz (s.a.v), “Allah bu ümmete her yüzyıl başında dinini tecdid edecek bir(iler)ini gönderir” buyurmuştur.[1]Ebû Dâvud, “Melâhim”, 1; el-Hâkim, el-Müstedrek, IV, 567;  et-Taberânî, el-Mu’cemu’l-Evsat, VI, 324. Bu hadisten hareketle bilincimize yerleşmiş bulunan “tecdid” kavramı, modern zamanlarda anlam dönüşümüne uğratılarak dinde “yenilik”, … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Risale-i Nur-20

Ebubekir Sifil[dosya], 2011, 2011 Yılı, Bediüzzaman ve Risale-i Nur, Gazete Yazıları, Ocak 2011, Ocak Ayı 2011 OS, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Said Nursi

S–22) Abdülhamit ve Sait Nursi, yaşantıları göz önünde bulundurulup kıyaslandığında üstünlük bakımından hangisi daha üstün olabilir? Neden? Bunun yanlış sorulmuş bir soru olduğunu düşünüyorum. Bizler o insanların hangisinin Allah indinde daha üstün olduğunu tayin ve tesbit mevkiinde değiliz. Herhangi bir hadisede birinin haklı, diğerinin haksız olduğunu –zahir-i hale bakarak– söyleyebiliriz. Ama birinin diğerinden üstün olduğunu söylemek bize düşmez. S–23) Sait Nursinin siyaset konusundaki açıklaması doğru bir açıklama mıdır? Kastedilen nedir? Günümüzdeki siyasetten uzak durma manasında anlaşılıp uğraşılmaması … Devamını Oku

İctihad Ve Kustallık

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Ocak 2011

Hayatı ve Din’i seküler/profan gözlükle okuma hastalığı mü’minlere ahir zamanda arız olan bir illet. Birtakım kavramlar, düşünceler, hükümler havada uçuşuyor. Kökenini araştırmadan, bünyeye nereden ve ne maksatla sokulmaya çalışıldığına dikkat etmeden dilimize buyur ettiğimiz kavramlar bir süre sonra düşüncemizi şekillendirmeye başlıyor. Bu da süreç içinde Din ve dünya algımızı dönüştürüyor, fark edemiyoruz. Önüne herhangi bir Fıkıh kitabını alan modern “fıkıh uzmanı”, oradan rast gele seçtiği paragrafları göstererek “bakın” diyor, “bu konulardaki ihtilaflara bakın: sehiv secdesi birine göre … Devamını Oku

Fiillerimizi “İbadet” Yapan Nedir?

Ebubekir Sifil2011, Gazete Yazıları, Ocak 2011

Ulemamız, İslam’ın özünü şu üç hadisin teşkil ettiğini söyler: “Ameller niyetlere göredir…” “Helal bellidir; haram da bellidir. Bu ikisi arasında ise şüpheliler vardır…” “Üstüne vazife olmayan işleri terk etmesi, kişinin Müslümanlığının güzelliğindendir.” Dikkat edilirse bu hadislerden ilki “niyet/maksat”la ilgilidir ve her işin başlangıcını (dolayısıyla da sonunu) tayin eder. Bir işten maksat/niyet neyse, hüküm de ona göre olacağından, tashih-i niyet her işin başıdır. “De ki, “Benim namazım da, sair ibadetlerim de, hayatım da, ölümüm de Alemlerin Rabbi olan … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Risale-i Nur-19

Ebubekir Sifil[dosya], 2011, 2011 Yılı, Bediüzzaman ve Risale-i Nur, Gazete Yazıları, Ocak 2011, Ocak Ayı 2011 OS, Okuyucu Soruları

Bediüzzaman da tıpkı dönemindeki ulemanın çoğunluğu gibi, “hürriyet, adalet, müsavat” sloganları eşliğinde Sultan Abdülhamid aleyhdarlığı yapmayı “İslam’ın gereği” olarak görüyor ve bu çerçevede hareket ediyordu. Bir evvelki yazıda Risale-i Nur’dan naklettiğim pasajlar onun meseleye bakışını kendi ifadeleriyle net biçimde ortaya koymaktadır. Muhterem Kadir Mısıroğlu bu olayı şöyle veriyor: “Rahmetli Celâlettin Öktem hocadan dinlediğime nazaran, II. Meşrûtiyet arifesinde İstanbul’a gelen Said-i Nursî merhum o zaman Dârulfünûn’a tahsis edilmiş olan Zeyneb Kâmil Konağı’nda bir konferans vermiş. Bu konferansta Sultan … Devamını Oku

Mavi Marmara’nın Dönüşü

Ebubekir Sifil2010, Aralık 2010, Gazete Yazıları

31 Mayıs’ta Gazze’ye doğru yola çıkan Mavi Marmara ve beraberindeki gemiler sadece “insanî yardım” taşımıyordu. Onlar tüm yeryüzü mazlumları için, özellikle de siyonist barbarlığın açık hapishaneye çevirdiği Gazze ve Gazzeliler için yeni bir dönemin başladığını işaret eden “irade”yi taşıyordu. Siyonist ideoloji, zulüm üzerine kurulu küresel düzenin devletler ve kurumlar için öngördüğü dengenin sivil bir irade tarafından delinmesinin, o çok iyi bildiği ve yürüttüğü “ekonomik/diplomatik desise dili” ile bertaraf edilemeyeceğinin elbette farkındaydı. Dünya kamuoyu tarafından asla kabul edilmeyeceğini … Devamını Oku

Bediüzzaman ve Risale-i Nur-18

Ebubekir Sifil[dosya], 2010, 2010 Yılı, Aralık 2010, Aralık 2010, Bediüzzaman ve Risale-i Nur, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları

S–21) 2. Abdülhamit Sait Nursi’yi deli diye tutuklatmış mıdır? Böyle bir olay varsa nedeni nedir? Bediüzzaman bu hadiseye şöyle değinir: “Bitlis vilayetine tâbi Nurs köyünde doğan ben; talebe hayatımda rastgelen âlimlerle mücadele ederek, ilmî münakaşalarla karşıma çıkanları inayet-i İlahiye ile mağlub ede ede İstanbul’a kadar geldim. İstanbul’da bu âfetli şöhret içinde mücadele ederek nihayet rakiblerimin ifsadatıyla merhum Sultan Abdülhamid’in emriyle tımarhaneye kadar sürüklendim. “[1]Şualar, 495 (Ondördüncü Şua, Gençlik Rehberi’nin küçük bir haşiyesi). Divan-ı Harb-i Örfi’nin eski baskılarından … Devamını Oku

Muharrem Ayı Ve Aşure

Ebubekir Sifil2010, Aralık 2010, Gazete Yazıları

İnancın kültüre kaynaklık ettiğini, inancın kültürle iç içe geçtiğini gözlediğimiz en yalın tezahür alanlarından birisidir Muharrem ayı. Elbette bu ayı özellikli kılan 10 Muharrem tarihidir. Zira “Âşûrâ/Aşure” olarak anılan bu gün, sadece bazı Peygamberlerin yaşadığı önemli hadiselerle ilgili bir hatırlatma içermekle kalmaz, “Kerbela”yı da bilincimize ve gündemimize çiviler… Sık tekrar edilen şeylerin zaman içinde ruhunu yitirmeye ve mekanikleşmeye başlaması eşyanın tabiatındandır. 10 Muharrem tarihinin anlam ve ifadesi için de aynı şey söz konusu. Zaman içinde ona ilişkin … Devamını Oku