“Bir rivayette Ebu Hureyre vefat edeceğini hissettiği vakitte ilmi ketmetmiş olmaktan korkarak etrafındakilere şöyle dedi: Resul-i Ekrem’den (A.S.M.) öğrendiğim Ahir zamanda vukua gelecek harblerle alakalı haberleri size bildireyim mi? Onlar: ‘Evet bize haber ver. Bunda bir beis yoktur Allah seni hayırla mükafatlandırsın’ dediler. Bundan sonra Ebu Hureyre sözüne devâm ederek dedi ki: ‘Hicretten bin üç yüz (1300) sene sonraki akidlerden birkaç akid say. O vakit Rumların meliki bütün dünya ile harb etmek ister. Allahu Teala da o … Devamını Oku
Okuyucu Soruları-6 Namaz Kılmayan Dinden Çıkar Mı? – 2
Önemine binaen bu konuya bugün de devam edeceğim. Daha önce de değişik vesilelerle vurgulamaya çalıştığım gibi “Ehl-i re’y“, “Ehl-i Hadis” gibi nitelemeler, kastedilen kesimlerin homojenitesini anlatmaz. Bir diğer deyişle bu tabirlerin tam olarak neyi ve kimi anlattığı konusunda kesin sınırlar çizmek oldukça zordur. Bir bakış açısına göre “Ehl-i re’y“den sayılan bir alim, bir başka bakış açısına göre pekala “Ehl-i Hadis” arasında telakki edilebilmektedir. Öyleyse bu tabirleri kullanırken, mutlak ve genel geçer olguları anlatmadıklarını, bunların ancak bir takım … Devamını Oku
Okuyucu Soruları-5 Namaz Kılmayan Dinden Çıkar Mı?
Namazın ehemmiyetini vurgulayan pek çok ayet ve hadis yanında, bu temel ibadetin terki ile küfür arasında irtibat kuran rivayetler sebebiyle namazı terk eden kimsenin kâfir olacağı tarih boyunca birçok kesim ve kimse tarafından söylenmiştir. Özellikle Ehl-i Hadis‘in bir kısmı, –önemli detayları bulunduğu için burada söz konusu edilemeyecek kadar geniş ve hassas olan– iman-amel münasebeti konusunda “amel imanın parçasıdır” tarzında formüle edebileceğimiz görüşü benimsedikleri için namaz kılmayan kimsenin, “imanın aslından olan” bir temeli ihmal ettiği için küfre düşeceğini … Devamını Oku
Okuyucu Soruları-4 Miraç ve Şakku’l-Kamer
Soru: Ey hocam. İsra ve mirac ile alakalı 19. yazınızı okudum. Şu cümle çok hoştu: “Mucize olan Mirac’ın akla ve tabiat olaylarına uygun bir izahı, daha doğrusu yorumu yapılsa, o zaman mucize olmaktan çıkar ve alelade bir hadise olur.” Maşaallah, teşekkür ederim. Hocam, sorum şudur ki: Selefîler miracı red ediyorlar deniyor ve fıkıh kitaplarında miracı red eden kâfirdir deniyor. Ayrıca onlar şakkul kameri de red ediyorlarmış. Şimdi bu durumda bu adamlara biz kâfir mi diyeceğiz? Ama namaz … Devamını Oku
Okuyucu Soruları-3 Nüzul-i İsa (as) Meselesinin Değişik Veçheleri
Bu mesele pek çok bakımdan bir “turnusol kâğıdı” işlevi görüyor. Söz gelimi Sünnet‘in Kur’an‘ın beyanı ve hayata açılımı olduğunu savunur görüntüsü veren bazı çevrelerin, gerek Hz. İsa (a.s)’ın nüzulü meselesinde, gerekse daha başka konularda birden 180 derece dönerek tavır değiştirdiklerini ve ilgili hadisleri tevhin etmek için bütün maharetlerini ortaya döktüklerini görüyoruz. Tam “aleme ibret” bir durumdur bu. Diyelim ki nüzul-i İsa (a.s) meselesinde ilgili Kur’an ayetlerinin mantuk ve mefhumu ihtilaflı bir alan teşkil ediyor. Böyle bir durumda … Devamını Oku
Okuyucu Soruları-2 Hz. İsa (as) Nereye İnecek?
Hz. İsa (a.s)’ın nüzulü ile ilgili rivayetleri tevhin etmek, dolayısıyla hem tevatüre, hem de icmaa dayanan bir iman ilkesini Akide kitaplarından silmek amacına yönelik ilmî (!) çalışmaların hemen tamamında “Hz. İsa’nın ineceği yerin tayininde bile rivayetler arasında tutarsızlık bulunduğu” iddiasının ileri sürüldüğü malum.. İlgili hadislerin metinlerinde Hz. İsa (a.s)’ın ineceği yer konusunda “Beyt-i Makdis“, “Ürdün“, “Dimeşk’in doğusu“, “Efik Dağı” gibi ifadelerin kullanılmış olmasını “tutarsızlık/çelişki” olarak görenler acaba bu nokta üzerinde yeterli araştırmayı yapmış olabilirler mi? Sanmıyorum. Çünkü … Devamını Oku
Mehdi, Deccal, Nuzul-i İsa (as)
Soru: Mehdi, Deccal, İsa’nın yeryüzüne ineceği vs. türünden şeylere inanmamak küfür müdür? Şafii diyor ki: Bunlara inanmayanlar tekfir edilemez. Çünkü bunların kesinliği yoktur. Sadece zandır. Mevdudi de bu anlamda açıklamalar yapıyor. Malum, Mehdi, İsa’nın ineceği vs. rivayetleri bir hayli çelişkili. İsa’nın nereye ineceği bile kesin belli değil bu rivayetlere göre. Cevap: Gerek Mehdi (a.s)’ın zuhuru ve Deccal‘in hurucu, gerekse Hz. İsa (a.s)’ın nüzulü, münferit rivayetler yanında genellikle “eşrâtu’s-sâ’a” (kıyamet alametleri) ile ilgili rivayetler meyanında aynı bağlam içinde … Devamını Oku
Okuyucu Soruları
Bu köşenin takipçisi olan okuyucular, 2001-2002 arasında aynı başlık altında yaklaşık 10 hafta devam eden –oldukça önemsediğim sorulara cevap sadedinde– 25 kadar yazı okuduklarını hatırlayacaklardır. Millî Gazete‘de yazmaya başladıktan sonra –özellikle son iki yıldır– bir kısmı bu köşeye yansıyan, ama büyük çoğunluğu internet ortamında bir anlamda “kapalı devre” cereyan eden soru-cevap süreci kesintisiz bir şekilde sürüyor. İnşaallah en geç Ramazan ayının başında faaliyete başlayacak olan web sayfasında bu sorular arasından seçilen bir demeti ve cevaplarını ayrı bir … Devamını Oku
İmam el-Gazzâlî’den Emile Boutroux’ya
Tıpkı İmam el-Eş’arî‘nin kulun iradesini inkâr ettiği iddiasında olduğu gibi, İmam el-Gazzâlî‘den önceki Eş’arî kelamcıların, “sebep-sonuç ilişkisi“ni reddettiği tarzındaki genel kabulün de, üzerinde ciddiyetle çalışıldığında aksi ortaya konabilecek hususlardan olduğunu belirterek “zorunsuzluk” meselesi üzerine kaleme alınmış iki çalışmadan bahsedeceğim bugün. Ancak önce kavramı biraz açalım: “Zorunsuzluk“, sebep-sonuç ilişkisinin her zaman ve her hal-u kârda aynı şekilde cereyan etmeyebileceğini anlatıyor. Tıpkı İmam el-Gazzâlî gibi E. Boutroux da (1845-1921) “sebep-sonuç ilişkisi“nin “aşkın kudret“in müdahalesine açık bir zemin olduğunu söylüyor … Devamını Oku
Özeleştiri Hepimize Gerekli
Milliyet‘in kendisiyle yaptığı röportajda İsmet Özel‘in “İslamî kesim” içinde durduğu (daha doğrusu “kendisini konumlandırdığı”) yer konusunda söyledikleri, herhangi bir “mühtedi”nin söyleyebileceklerinden farksız olarak algılanabilecek bir dil ile yüklü olduğu halde bizi niçin rahatsız ediyor? Onu bir Roger Garaudy‘den farklı yapan nedir? Şu sözler Garaudy‘nin ağzından dökülmüş olsaydı bu kadar zorumuza gider miydi: “İslamî kesimdekiler benim kendilerine benzediğimi sanarak gurur duydular. “Bak, komünist şair de bizim gibi oldu” dediler. Bu bana bir yıldızlık sağladı. Ama aynı zamanda benim … Devamını Oku