Mehdi, Deccal, Nuzul-i İsa (as)

Ebubekir Sifil[dosya], 2003, Eylül 2003, Eylül Ayı 2003 OS, Gazete Yazıları, Nüzûl-i İsâ

Soru: Mehdi, Deccal, İsa’nın yeryüzüne ineceği vs. türünden şeylere inanmamak küfür müdür? Şafii diyor ki: Bunlara inanmayanlar tekfir edilemez. Çünkü bunların kesinliği yoktur. Sadece zandır. Mevdudi de bu anlamda açıklamalar yapıyor. Malum, Mehdi, İsa’nın ineceği vs. rivayetleri bir hayli çelişkili. İsa’nın nereye ineceği bile kesin belli değil bu rivayetlere göre.

Cevap: Gerek Mehdi (a.s)’ın zuhuru ve Deccal‘in hurucu, gerekse Hz. İsa (a.s)’ın nüzulü, münferit rivayetler yanında genellikle “eşrâtu’s-sâ’a” (kıyamet alametleri) ile ilgili rivayetler meyanında aynı bağlam içinde geçmektedir. Hadis ilminde otoritesi müsellem herhangi bir alimin, bu konulardaki rivayetlerin “zan”dan öte bir şey ifade etmediğini ve muhtevalarının inkâr edilebileceğini söylediğini bilmiyorum. Aksine bu konulardaki rivayetlerin manevi tevatür seviyesinde bulunduğunu söyleyen birçok alimin varlığından haberdarım. Bilebildiğim kadarıyla sadece İbn Haldun Mukaddime‘de (311 vd.) Mehdi hadisleriyle ilgili “tarafsız” olduğu hayli söz götürür bir değerlendirmede bulunmuş; bununla birlikte bu hadislerin bildirdiği husus hakkında menfi kanaat taşıdığını söylememize imkân verecek sarih bir kanaat ortaya koymamayı tercih etmiştir.

Bu konuda Mevdudi‘nin söylediklerini tekrar okudum. Kendisi konuyla ilgili herhangi bir inkârda bulunmak şöyle dursun, her üç hususa da inandığını bizzat söylüyor. Mesela Deccal hadisleri hakkında “Deccal gelecektir, şu şu sıfatları taşıyacak ve şöyle bir fitneye sebep olacaktır. Bütün bunlar Allah (c.c) tarafından Rasûlullah’a bildirilmiş kesin haberlerdir…” (Resâil ve Mesâil, I, 49) ifadelerini kullanıyor. Yine o, nüzul-i İsa (a.s) hakkında Tefhîmu’lKur’ân‘da (IV, 483 vd.) 14 sahabîden gelen 21 rivayete yer verir ve “… bir kimse eğer Hadis’e inanıyorsa şunu teslim etmek zorundadır ki, geleceği haber verilen kimse, Meryem oğlu İsa’dır. Yok eğer Hadis’e inanmıyorsa, birilerinin geleceğine de inanmaması gerekir” der. Mehdi (a.s) hadislerine gelince, bunlar içinde, Mehdi‘nin zuhuruyla sınırlı bir muhtevaya sahip olanları sahih kabul eder; bu konuda ayrıntı veren rivayetlerin ise uydurma olduğunu söyler. (Resâil ve Mesâil, I, 56)

İmam eş-Şâfi’î‘den nakledilen sözün nerede ve kim tarafından aktarıldığını bilmiyorum. Sahih hadise muhalefeti adeta Hz. Peygamber (s.a.v)’e muhalefetle eşdeğer olarak gören İmam eş-Şâfi’î‘nin böyle bir söz söyleyebileceği kanaatinde değilim. Yine de bahse konu naklin kaynağını bilmediğim için bu konuda kesin bir şey söylemenin doğru olmadığını söylememiz gerekiyor.

Nüzul-i İsa (a.s) ile ilgili rivayetler arasında, Hz. İsa (a.s)’ın nereye ineceği noktasında bir belirsizlik veya tearuz bulunduğu meselesini bir sonraki yazıda ele alalım.

(Devam edecek)

Milli Gazete – 30 Eylül 2003