İçinde bulunduğumuz süreçte İslamî ilimlerle aramızdaki ilişkinin hayatiyetinin fark edilmeye başladığını bir genel tesbit olarak dillendirebiliriz. İslamî ilimler tedrisi amacıyla açılan ilim müesseseleri var; belli bir ilgi oluşmuş durumda elhamdülillah. Bununla birlikte İslamî ilimlere zemin teşkil eden Asleyn (Usulüddîn ve Usul-i Fıkıh) konusunda kayda değer bir faaliyetin, bu ilimlerin tedrisi noktasında ciddi bir çalışmanın yapıldığını söylemek zor. Oysa bu iki ilim hakkı verilerek tedris edilmedikçe İslamî ilimler adına üretilen her bilgi temel bir eksiklikle malul olacaktır. Usul-i … Devamını Oku
Sorumluluğumuz
Osmanlı’dan devraldıklarımızı layıkı veçhile muhafaza ve temsil edip edemediğimiz meselesi bu yazının hacmini çok aşacak devasa bir mesele. Burada sadece bu konuyla ilgili sorumluluklarımıza başlıklar halinde değinebilmemiz bile başlı başına bir çalışma gerektirir. Bu yazıyı, “Mirasımız” başlıklı yazı üzerine gönderilen bir okuyucu mesajına hasredeceğim. Şöyle demiş Metin Zorlu kardeşim: “Selamun Aleyküm. Hocam “Mirasımız” başlıklı makalenizde mühim tahlil ve teşhislerde bulunmuşsunuz. Yazınızın öncelikli hedef kitlesi kimlerdir veya var mıdır bilmem ama “ihmal” ve “gaflet” teşhislerinde bulunuyorsunuz. Sonuç bölümünde … Devamını Oku
Mirasımız
Üzerinde yaşadığımız coğrafya da dahil olmak üzere yaklaşık 20 milyon kilometrekareye hükmetmiş, hem de yetmişikibuçuk milleti yüzyıllarca bir arada yaşatmasını bilmiş bir geçmişimiz var. Osmanlı, 6 asır boyunca büyük bir dirayet ve muvaffakiyetle son derece önemli bir tecrübenin altına imza attı. Dost-düşman herkesin teslim ve itiraf ettiği bir hakikat bu. Bunu mümkün kılan neydi? Bu sorunun bizce tereddütsüz cevabı “İslamî ilimler”dir. Talebe-i ulum içinden çıkacak 10 alim için 90 kişiyi beslemeyi zaruri gören ilim politikasıdır ki Molla … Devamını Oku