Bir önceki yazıda İmam Ebû Hanîfe’den, “Allah Teala-mekân ilişkisi” konusunda aktardıklarımdan çıkan sonuçları şöyle maddeleştirebiliriz: Allah Teala, mahlukların sıfatlarıyla tavsif edilemez. Allah Teala, ihtiyaç duymaksızın ve üzerine yerleşmeksizin Arş’a istiva etmiştir. Allah Teala’nın arş’a istivası ihtiyaç dolayısıyla olsaydı, Arş’ı yaratmadan önce de bir başka mekânda olması gerekirdi? (Oysa) “nerede”, “mekân”, “şey” (gibi kavramlar ve medlulleri) yokken de Allah Teala vardı. Allah Teala’nın mahlukatına uzaklığı ve yakınlığı, mesafe uzunluğu ve kısalığı tarzında değildir. O’na dua edilirken aşağıya değil, … Devamını Oku
Efendimiz (sav)’in Hukukunu Korumak -1
“Alemlere rahmet” olarak gönderilmiş bulunan Hz. Peygamber (s.a.v)’e, Yüce Allah nezdindeki değeriyle mütenasip hürmet ve ta’zimi göstermek, gerek şahsının, gerekse –başta âl ve ashabı olmak üzere– değer verdiklerinin hukukunu korumak Ümmet için temel bir görevdir. Ümmet-i Muhammed kendi aralarında bu noktaya son derece büyük bir hassasiyet göstermiş, anlaşmalı (zimmî/muahid) gayrimüslimlerin de bu noktada gerekli ciddiyet ve hassasiyeti göstermesini beklemiştir. Efendimiz (s.a.v)’i, O’na gösterilmesi gereken hürmetle bağdaşmayacak tarzda anmak, kadrini tenkıs edici söz söylemek ve tavır sergilemek bu … Devamını Oku
Efendimiz (sav)’e Hakaret
Efendimiz (s.a.v)’e hakaret ihtiva eden film dolayısıyla İslam Dünyası’nın dört bir yanından yükselen infialler bir “problem”i de beraberinde gündeme taşıdı: İslamî değer, sembol ve dokunulmazlara saldırı durumunda nasıl davranmak gerekir? Tarihte Efendimiz (s.a.v)’e hakaret etmenin hükmüyle ilgili birçok müstakil eser kaleme alınmıştır. Bunlardan ikisi çok meşhur ve mütedaveldir: Takiyüddîn es-Sübkî’nin es-Seyfu’l-Meslûl’ü ile çağdaşı İbn Teymiyye’nin es-Sârimu’l-Meslûl’ü. Gerek bu eserlerde, gerekse konuyla ilgili diğer kaynaklarda yer alan bilgi şöyle: Eğer bu suçu işleyen kişi Müslümansa, bu fiiliyle irtidat … Devamını Oku
Şablonlar ve Doğru Tavır
Bir derginin Ocak sayısında müstear isimle çıkan bir yazıma derginin bir okuyucusundan zehir zemberek bir tepki aldım. Söz konusu derginin Mart sayısında mektup sahibini hedeflemeden ikinci bir yazı daha kaleme aldım. Büyük bir ihtimalle o yazıma da benzer bir tepki gelecek. Bu tepkiyi vesile edinerek –zaten çoktandır üzerinde durmaya niyetlendiğim– son derece önemli bir hususa burada neşter vurmak zaruret haline geldi. Bahsettiğim yazıda, “bid’at” konusunu ele almış ve Ehl-i Kitap ile ilgili bir paragrafı, İbn Teymiyye’nin “el-Cevâbu’s-Sahîh … Devamını Oku