Bir önceki yazıda ez-Zehebî’nin ve ondan önce el-Beyhakî’nin, “Etîtu’l-Arş” rivayetlerinin sıhhatiyle ilgili olumsuz değerlendirmelerini vermiştim. M. Nâsıruddîn el-Albânî’nin de bu rivayetleri taz’if ettiği bilinen bir husus.[1]Bkz. Silsiletu’l-Ahâdîsi’d-Da’îfe, VI, 140, VIII, 207; Zılâlu’l-Cenne, I, 308-9; Da’îfu Süneni Ebî Dâvud, 387. “Nasslarda geldiği gibi inanırız; ta’tile de gitmeyiz, tevil de etmeyiz” sloganına sarılarak bu türlü rivayetleri sahih naklin ve selim aklın süzgecinden geçirmeden, olduğu gibi alıp itikat haline getirmenin yeterli dirayete sahip olmayanlar bakımından ne türlü sonuçlara yol açtığını … Devamını Oku
“Arş’ın İnlemesi” Ve “İp Sarkıtma” Hadisleri-2
Bir önceki yazıyı şu cümlelerle bitirmiştik: “… İmam Ebû Dâvud bu rivayeti zikrettikten sonra, seneddeki bir inceliğe dikkatimizi çeker: Ravilerden sadece Ahmed b. Sa’îd, bu hadisi hocaları Vehb b. Cerîr’in kendisinden değil, ona ait yazılı bir nüshadan naklettiklerini söyler ve senedi, “Vehb b. Cerîr, babası, Muhammed b. İshak, Ya’kub b. Utbe…” şeklinde verir. Ebû Dâvud’un Ahmed b. Sa’îd dışında bu hadisi aktardığı hocaları Abdüla’lâ b. Hammâd, Muhammed b. el-Müsennâ ve Muhammed b. Beşşâr ise sanki doğrudan Vehb … Devamını Oku
“Arş’ın İnlemesi” Ve “İp Sarkıtma” Hadisleri
Soru “Hocam sizin kitabınızda etitül arş ve ip sarkıtma ile ilgili bir hadis duydum. İp sarkıtmayla ilgili olan hadisin uydurma olduğunu söylüyorsunuz fakat etitül arş hadisi hakkında böyle bir şey yazmıyor; bu hadis sahih midir? Ayrıca ben alim değilim, bazı alimlerimizin Allah’a mekan isnad etmesine bir anlam veremiyorum.Böyle birşey olduğuna göre demek ki hadislerde net bir şekilde Allahu tealanın mekandan münezzeh olduğu belirtilmiyor mu? Eğer Allahu tealanın mekandan münezzeh olduğunu belirten bir hadis varsa bu benim için bir mucize … Devamını Oku
Cebrail (as) Vahyi Kimden Alıyordu?
Son zamanlarda sıklıkla sorulan bir rivayet bu. Soru metninde rivayetin Râmûzu’l-Ahâdîs’te geçtiği ima ediliyor. Ancak mezkûr rivayeti ne bu eserde, ne de elimdeki diğer kaynaklarda bulabildim.
Bu rivayetle ilgili olarak ulaşabildiğim tek bilgi, Muhammed Abduh el-Bürhânî’nin Tebrietu’z-Zimme fî Nushi’l-Ümme adlı kitapta yer verdiği nakil.
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-29
Fethullah Gülen hocaefendiye ABD’de sağlanan sadece ikamet imkânı değil. Cemaatin orada da yapılandığı ve çok yönlü faaliyetler yürüttüğü bilinen bir husus. Bu durumu nasıl değerlendirmeliyiz? Şu bir gerçek: ABD için öncelik sıralamasının en başında yer alan husus kendi “kırmızı çizgileri”dir. Herhangi bir ekonomik girişim, fikrî oluşum, devlet, rejim, cemaat, tarikat, kişi, kuruluş… bu çizgileri geçme anlamına gelecek bir eğilim göstermediği etmediği sürece ABD için problem oluşturmaz. Böyle bir eğilim taşıyanların “kara liste”ye alındığı ise herkesin malumu. Hatta … Devamını Oku
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-28
S–33) “Özellikle dinler arası diyalog konusunda Fetullah Gülen cemaatinin yaptıkları ne kadar yararlı? Zaralı ise neden zararlı? İslam’a düşman bir ülke neden Hoca efendiye üst düzey bir koruma sağlamaktadır? Yurt dışında yapılan okullar gerçekten tv’lerde gösterildiği gibi yararlı mı? Ayrıca ekranlara çıkıp ta İslam ve peygamberi hakkında güzel açıklamalar yapan Ehl-i kitaba inanmalı mıyız?” Bu sorunun cevabıyla “Bediüzzaman ve Risale-i Nur” başlıklı faslın sonuna gelmiş oluyoruz. Farklı bağlamlarda pek çok kez ele aldığımız bu mesele hakkında bu … Devamını Oku
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-27
S–32) Nur cemaatleri siyaset konusunda şerdir deyip bu alanda nötr olmaları gerekirken neden o şerri işleyen siyasi partilerin yanında yer almaktalar? 23 numaralı soruya cevap olarak ifade etmeye çalıştığım hususlar hatırlanacak olursa Nur cemaatinin siyaseti “şer” olarak gördüğünü söylemenin doğru olmadığı kolayca anlaşılacaktır. “Şer” nitelemesini Bediüzzaman, oy verme noktasında CHP veya DP’den birini tercih bağlamında kullanmıştır. İkisini de “şer” olarak nitelendirdiği bu partilerden birinin (DP) diğerine göre “daha hafif/az şer” olduğunu ifade maksadıyla “ehven-i şerreyn” ıstılahını kullanmıştır. … Devamını Oku
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-26
S–31) “Bugün kaç çeşit nur cemaati vardır ve anlayışları hakkında bilgi verebilir misiniz?” “Nurculuk” diye ifade edilen yapı içinde gerek Risale-i Nur’a ve siyasete bakışları, gerekse “hizmet” anlayışları, etkinlik… bakımından birbirinden farklı 40 kadar grubun bulunduğu ifade edilmektedir. Bediüzzaman merhum Nurculuk olarak ifade edilen hareketin başına kendisinden sonra kimin geçeceği konusunda herhangi bir yönlendirmede bulunmadığı için onun 1960 yılındaki vefatından kısa bir süre sonra ilk bölünme yaşandı. “Yerine birisini bıraksaydı bölünme olmazdı” demenin çok kolay olmadığını da … Devamını Oku
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-25
S–28) Risalelerin yazıldığı dönem göz önünde bulundurulduğunda böyle zorlu bir ortamda örneğin cehennem nerede, cennet nerede, Hızır, İlyas ve İsa aleyhimusselamların makamları nerde gibi sorularla meşgul olması ne kadar gerekli bir durumdur? Ve gerçekten bu meseleler önemli meseleler mi ve nasıl değerlendirilmelidir? Risalelerin belli bir konjonktürde kaleme alınmış olması, soruda zikredilen türden konuların işlenmesine mani değildir. Daha önce de ifade ettiğim gibi Risale-i Nur’da İslamî ilimlerin hemen her dalına taalluk eden bahisler vardır. Yine bilindiği gibi bu … Devamını Oku
Bediüzzaman ve Risale-i Nur-24
S–25) Risalelerde bariz hatalardan örnekler var mı? Örnek verebilir misiniz? Beşer elinden çıkmış her eserde hata bulunması normal, hatta kaçınılmazdır. Dört mezhep imamının bile bizzat talebeleri veya mezheplerine mensup ulema tarafından hatalı olduğu söylenmiş ictihadları vardır. Hatta –hepsine selam olsun– peygamberlerden dahi “zelle” denen küçük sürçmeler sadır olduğu Akaid kitaplarımızda kaydedilen hususlardandır. Şu kadar var ki, onların geçmiş ve gelecek bütün günahları bağışlanmıştır. Dolayısıyla tıpkı beşer elinden çıkmış diğer eserler hakkında gibi Risale-i Nur’un da hatadan tamamen … Devamını Oku