Muhtelif Meseleler-2

Ebubekir Sifil2007, Gazete Yazıları, Şubat 2007

Soru
S.A Hocam; İslam ve Yeni Çağ adlı eserinizin yanlış hatırlamıyorsam 3. cildinde işlediğiniz bir yazıda Hz. Muaz (ra) ile ilgili, ictihada temel kabul edilen hadisi işlerken “Kuranda yoksa sünnete rucu ederiz” şeklinde manalandırma yapmışsınız. Nesefi’nin usulünün kıyas bölümünde bu hadis incelenirken “Peygamberimiz Kuranda yoksa dememiş Kuranda bulamazsan demiştir. Eğer yoksa deseydi ‘Kuranda hiçbir şeyi eksik bırakmadık’ ayeti ile çakışırdı” (çatışırdı olacak) denmektedir. Meşhur olan ifade şekli “Kuranda yoksa” bu bağlamda kullanılmalı mı?
Cevap
Öncelikle Hadis konusundaki titizliği sebebiyle soru … Devamını Oku

Sapma Açısı

Ebubekir Sifil2007, Gazete Yazıları, Şubat 2007

“Coğrafî kuzey” ile “manyetik kuzey” arasındaki farka “sapma açısı” deniyor. İbresi hep kuzeyi gösteren pusula, sanıldığının aksine sabit bir manyetik kuzeyi göstermez. Manyetik alan, mekândan mekâna ve zamandan zamana değişiklik gösterdiğinden, manyetik kuzey de mekândan mekâna ve zamandan zamana değişkenlik arz eder.
Sapma açısı, küreselleştiği söylenen dünyaya ayak uydurma gayretindeki müslümanların yaşadığı ibretamiz dönüşümü tasvir için oldukça uygun bir hareket noktası. “Küreselleşme” kavramının temsil ettiği değerler esasında değişimi kaçınılmaz görerek dönüşen müslüman, aslında bir süreç yaşıyor. Bu, başlangıçta … Devamını Oku

Geleneği Kutsallaştırmak Mı?

Ebubekir Sifil2007, Gazete Yazıları, Şubat 2007

Geçen haftadan sarkan meseleye bugün noktayı koyalım.
Hz. Peygamber (s.a.v)’in eğitim ve gözetiminde yetişmiş nesil olarak Sahabe’nin, Kur’an ve Sünnet’in doğru biçimde anlaşılmasında ayrı bir yerinin bulunması son derece tabiidir. Bu bedihî hakikat dolayısıyladır ki, Sahabe bir konuda görüş birliği ettiğinde Müslümanlar için o, kesin bir delil olur. Usul-i Fıkıh kitaplarında İcma’ın delili olarak zikredilen “Ümmetim dalalet üzere birleşmez” hadisinin, evvelemirde Sahabe’nin icmaının hücciyyetine delalet edeceği açıktır.[1]Her ne kadar tarikleri tek tek ele alındığında her birinde bir zaaf … Devamını Oku

Din’de Mutlaklık-İzafîlik

Ebubekir Sifil2007, Gazete Yazıları, Şubat 2007

Ortodoks Yahudiliğin “izafî olanı mutlaklaştıran” tavrına karşılık –ki Katolik Hristiyanlık’ta Kilise’nin yorumları da aynı konumda kabul edilir–, Protestanlığın “mutlak olanı izafîleştiren” tavrını bir önceki yazıda özetle görmüştük. (Bu cümledeki “mutlak” ve “izafî” sözcüklerinin “o dinler bakımından” kullanıldığına dikkat edilmelidir.)
Acaba İslam açısından durum nedir?
Piramidin tepe noktasında Kelam-ı İlahî vardır. Bütün tafsilat ve teferruatıyla Din’i gerek ilke, gerekse potansiyel olarak bünyesinde barındırdığı için Hakk’ın biricik ölçüsü ve hidayetin tek kaynağı odur. Doğrudan doğruya Kelam-ı İlahî olması dolayısıyla Yüce Kur’an, … Devamını Oku

“Yahudileşmeyin” Derken Protestanlaşmaya Çağırmak

Ebubekir Sifil2007, Gazete Yazıları, Şubat 2007

Bir önceki yazıda problemi ortaya koymuştuk.[1]O yazıda ed-Dürretu’l-Mudiyye adlı risalenin Takiyyüddîn es-Sübkî’ye ait olduğunu söylemiştim. er-Resâilu’s-Sübkiyye’nin naşiri de böyle söylüyor. Hatta Zâhid … Continue reading jQuery(‘#footnote_plugin_tooltip_2684_7_1’).tooltip({ tip: ‘#footnote_plugin_tooltip_text_2684_7_1’, tipClass: ‘footnote_tooltip’, effect: ‘fade’, predelay: 0, fadeInSpeed: 200, delay: 400, fadeOutSpeed: 200, position: ‘top center’, relative: true, offset: [-7, 0], }); Bugünden itibaren cevabın izini sürelim.
Her şeyden önce epistemolojik bakımdan Yahudiler’in Talmud anlayışı ile Müslümanlar’ın kaynak anlayışı arasında bariz bir farklılık vardır. Zira Yahudiler, “Tannaim” denen Mişna bilginlerinin Yazılı Tevrat üzerindeki … Devamını Oku

Kıyas Maa’l-Fârık

Ebubekir Sifil2007, Gazete Yazıları, Şubat 2007

Ortodoks Yahudilik, biri “yazılı”, diğeri “sözlü” olmak üzere iki Tevrat kabul eder. “Yazılı Tevrat”, eldeki Eski Ahid’i, “Sözlü Tevrat” ise Eski Ahid yorumlarını, Mişna’yı ve daha genelde Talmud’u ifade eder. Rabbani Yahudilik’te Sözlü Tevrat, Yahudi din adamlarının yorumlarından ibaret olduğu halde, Yazılı Tevrat’tan daha üstün ve değerlidir. Hatta Sözlü Tevrat olmadan Yazılı Tevrat’ın bir değeri yoktur. Sözlü Tevrat olmadan Yazılı Tevrat’ın alfabesi bile anlaşılamaz. Yazılı Tevrat’ın bütün emir ve yasakları, doğru olarak uygulanabilmek bakımından Sözlü Tevrat’a muhtaçtır. … Devamını Oku

Kur’an Müslümanlığının Kur’an’a Ettiği

Ebubekir Sifil[dosya], 2007, Gazete Yazıları, Kur'an Müslümanlığı, Şubat 2007

“Delil”, bizi hedefe götüren rehberdir ve değerini “medlul”den, yani bizi götürdüğü hedeften alır. Bu itibarla biz, delile, medlulüyle mütenasip değer atfederiz. Mushafı öpüp başımızın üstüne koymamız, Allah Teala’nın kelamına delalet etmesindendir. Tefsir, Hadis, Fıkıh… kitaplarına saygı göstermemiz, ahkâm-ı ilahiyeyi tafsil etmeleri, yüce dinimizi murad-ı ilahiye uygun yaşamamızı mümkün kılmaları dolayısıyladır. Efendimiz (s.a.v)’in adı anıldığında “salat-u selam” getirmemizin, sahabe isimlerinin arkasından “Allah on(lar)dan razı olsun” anlamında “radıyallahu anhu(m)” demeyi ihmal etmememizin, ulemaya, sülehaya hürmette kusur etmemeye dikkat göstermemizin … Devamını Oku

Sünni-Şii Gerilimi

Ebubekir Sifil2007, Gazete Yazıları, Ocak 2007

Tesbit 1: İslam tarihi boyunca Sünniler’le Şiiler arasında kalıcı, kapsayıcı bir uzlaşı sağlandığı görülmemiştir. Taraflardan hiç birisi, ayrışmaya vücut veren temel kabullerinden vaz geçmemiştir.
Tesbit 2: Sünniler’le Şiiler arasındaki ayrışmanın “esasa müteallik” olmadığı tesbiti hatalı bir genellemedir ve ayakları yere basan bir tesbite dayanmamaktadır. Bu iki kesim arasındaki ihtilafların bir kısmı “esasa müteallik”tir; yani “fıkhî ihtilaflar” türünden değildir. Aksi olsaydı ayrışmanın varlığını tarih boyu devam ettirmesi mümkün olmazdı. (Meselenin kitabî münakaşası ayrı yazıların konusudur.)
Tesbit 3: Bu iki kesim … Devamını Oku

Mescid-i Aksa ve Dinler Bahçesi

Ebubekir Sifil[dosya], 2007, Dinler Arası Diyalog, Gazete Yazıları, Ocak 2007

Son zamanlarda ilgi çekici biçimde hız kestiği görülen Dinlerarası Diyalog faaliyetlerinin İslam Dünyası’nın hangi derdine deva olduğu sorusu hiçbir zaman sahici bir cevap bulmadı. Buna mukabil Müslümanlar’ın bilinçaltında yol açtığı tahribatın semerelerini geçen zaman daha net gösterecek.
Cami ile kilise ve havrayı aynı ortam içine almanın, “yok aslında birbirimizden farkımız”ın kabullenilmesini mümkün kılan, ustaca kurgulanmış bir bilinçaltı atraksiyonu işlevi görmediğini kim söyleyebilir?
Böyle dendiğinde “Bizim geçmişimizde cami ile kilise ve havra zaten bir arada yaşamıyor muydu?” karşılığını vererek ikinci … Devamını Oku

Kendine Zulmetmek

Ebubekir Sifil2007, Gazete Yazıları, Ocak 2007

İmam eş-Şa’rânî, ilimde belli bir mesafe aldıktan sonra, hayatına yeni bir istikamet verecek olan Ali el-Havvâs hazretleriyle karşılaşır. Ali el-Havvâs ümmi (okuma yazması olmayan) birisidir; eş-Şa’rânî ise ulema zümresinden!
Şeyhinin eş-Şa’rânî’ye ilk direktifi, bütün kitaplarını satıp parasını tasadduk etmesidir. eş-Şa’rânî, nefis eserlerden oluşan muazzam kütüphanesini satar ve parasını fakirlere tasadduk eder. Fakat aklı kitaplarında kalmıştır. Zira her birine ayrı bir emek vermiş; üzerlerine notlar düşmüş, haşiyeler yazmıştır. Şeyhi bu durumu sezince, kitaplarıyla alakasını kesip, onları tamamen aklından çıkarmasını, … Devamını Oku