Kilise, İncil, Hristiyanlık-3

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Mayıs 2005

Kutsal Ruh’un mahiyeti
Kilise Hristiyanlığının “üç uknum“unun birini oluşturan Kutsal Ruh‘un mahiyeti hakkında bilinmesi gereken hususları şöyle özetleyebiliriz:
Hristiyan inancındaki “Kutsal Ruh” telakkisinin temelinin “Eski Ahid“e dayandırıldığını biliyoruz. “Başlangıçta Tanrı yeri ve göğü yarattı. Ve yer ıssız ve boştu ve enginin yüzü üzerinde karanlık vardı ve Allah’ın Ruhu suların yüzü üzerinde hareket ediyordu…” (“Tekvin“, 1:1.)
Ancak “Eski Ahid“deki sade ve basit anlatım, “Yeni Ahid“de daha farklı boyutlar kazanır ve bu yeni açılım, soyut ve muğlak ifadelerle izah edilmeye çalışılır.

Yuhanna 14:15-17’de … Devamını Oku

Kilise, İncil, Hristiyanlık-3

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Mayıs 2005

Barnabas İncili
Bugün elimizde “Barnabas İncili” adıyla mevcut bulunan metnin aslı, kim tarafından kaleme alındığı ve hangi döneme ait olduğu konusunda Müslümanlar‘la Hristiyan dünya arasında anlaşmazlık bulunmaktadır.
Barnabas, her ne kadar Pavlus Hristiyanlığı tarafından öyle addedilmemişse de, Musevî-İsevî gelenek tarafından Havariler arasında sayılmıştır. Önceleri Pavlus gibi “sıkı” bir Yahudi iken bilahare İsevîliği seçmiştir. Önceki dinlerinde iken aynı üstada talebelik etmiş bu ikili, bilahare aralarında çıkan bir anlaşmazlık sebebiyle yollarını ayırmıştır. Bu anlaşmazlığın, Barnabas‘ın yeğeni olan İncil yazarı Markos sebebiyle … Devamını Oku

Kilise, İncil, Hristiyanlık-2

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Mayıs 2005

İnciller
Kur’an, Hz. İsa (a.s)’a “İncil” isimli bir kitap indirildiğini açıkça ifade etmiştir (bkz. 5/el-Mâide, 46; 57/el-Hadîd, 27). Bununla birlikte Hristiyan kaynakları Hz. İsa (a.s)’a böyle bir kitabın indirildiğinden bahsetmez. Esasen böyle bir şeyden bahsetmesi Kilise Hristiyanlığı‘nın din anlayışına taban tabana aykırı bir durum olurdu. Zira onlara göre İsa Mesih, ontolojik yapısındaki “tanrılık” vasfı dolayısıyla zaten vahyin bizzat kendisi ve kaynağıdır.
Aslında İncil, Hz. İsa (a.s)’a vahiyle iletilmiş bir “İlahî Kelam”dır ve indirildikten sonra çeşitli şekillerde tahrif edilerek otantik … Devamını Oku

Kilise, İncil, Hristiyanlık-1

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Mayıs 2005

Dinlerarası diyalog ve misyonerlik faaliyetleri dolayısıyla epey bir süredir gündemimizde bulunan Hristiyanlık hakkında yeterli bilgiye sahip miyiz? Mesela aşağıdaki sorulara verilecek “tatmin edici” cevaplarımız var mıdır:
–Hz. İsa (a.s) bir İsrailoğulları peygamberi iken (3/Âli İmrân, 49; 4/en-Nisâ, 71) Hristiyanlık nasıl “evrensellik” anlayışına sahip olmuştur?
–Havariler Hz. İsa (a.s)’a samimiyetle bağlanıp mesajını yaymada kendisine yardımcı olacaklarına dair söz vermişken (bkz. 3/Âli İmrân, 52-3; 5/el-Mâide, 111), bilahare ne olmuştur da Hz. İsa (a.s)’ın tebliğ ettiği Tevhid inancı “üçlü ilah” inancına dönüşmüştür?
-Bu … Devamını Oku

Küresel Vaftiz

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Mayıs 2005

“Marmara depremi sonrasında Türkiye’de en çok tartışılan konulardan birisi Hıristiyanlaştırma faaliyetleri daha doğrusu “Misyoner Örgütlerin Faaliyetleri” oldu. Ancak tartışmalarda pek çok gariplik vardı. Konuya eleştirel olarak yaklaşanların çoğu, Hıristiyan ve Misyoner kaynaklarına vakıf değildi; en önemlisi aktüel gelişmeler hakkında somut ve özel bilgileri yoktu.
“Konuyu hafife alanlar ise, misyoner örgütlerin başarısını sadece “Yeni açılan kiliselere devam eden kişilerle ilgili istatistiklerle” ölçmeye kalkıyordu.
“Ancak birkaç istisna dışında her iki taraf da “İsimsiz Hıristiyan: Unnamed Christian”, “Görünmeyen Kilise: Invisible Church”, “İnkültürasyon: … Devamını Oku

İsra ve Miraç Üzerine Notlar

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Mayıs 2005

Efendimiz (s.a.v)’in en büyük mucizelerinden birinin, modern zamanlarda hadislerin güvenilmezliği tezi üzerinden Sünnet‘e soru işaretleriyle yaklaşan bir tavra mesnet oluşturması gerçekten calib-i dikkat bir husus.
İsra ve Miraç, pek çok anlam ve mesaj içeren kutsî bir yolculuğun birbirini bütünleyen iki merhalesidir ve ilki Kur’an nassıyla sabit olduğu için inkârı dinden çıkmayı getirir. İkincisi ise muhakkık ulemaya göre meşhur seviyesinde rivayetlerle sabittir ve münkirini fasık, bid’atçi yapar.
Bu yolculuğun Miraç boyutu üzerine bugüne kadar söylenenler genellikle ya “saldırı” veya “savunma” … Devamını Oku

“Biz ve Onlar”

Ebubekir Sifil[dosya], 2005, Dinler Arası Diyalog, Gazete Yazıları, Mayıs 2005

Modern zamanlar sadece İslam dünyasında değil, Yahudi ve Hristiyan dünyada da itikadî/teolojik tartışmaların başladığı bir süreç oldu. İslam dünyasında modernist/reformist yöneliş sürecinde pek çok modernist itikadî ilkelerin mutlaklığını tartışma konusu yaparken, aynı tartışmayı diğer iki din de eş zamanlı olarak kendi içinde yapmaya başlamıştı.
“Mutlak hakikat“in bir tek dine hasredilmesi, şüphe yok ki modern “çoğulculuk” (plüralizm) anlayışıyla bağdaşmaz. Dolayısıyla uhrevî kurtuluşun da sadece bir tek dinin doğrularına imanla gerçekleşeceğini ileri sürmek çağdaş dünyada kabul edilebilir bir durum değildir.
Modernizmin … Devamını Oku

Nesh

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Nisan 2005

Okuyucum soruyor:
“Kuranı Kerimde neshin envaı vardır. Sorum bu çeşitlerden hükmü mensuh tilaveti baki olan ayetler hakkındadır. Şimdi mensuh olan ayetler ile amel edilmez, peki bu mensuh ayetler ile kıyamete kadar mı amel edilmez, yoksa şartlar mucib olursa mensuh olan ayet ile de amel edilir mi? Misal “lekum dinukum ve liyedin” ayeti kerimesi için mensuh deniyor. Lakin bazı kesim bu ayetler İslam’ın ilk zamanlarında devlet olmadığı ve güçsüz olduğu zamanlara münhasır idi. O zaman herkesin dini kendisine idi, … Devamını Oku

Teşbih ve Tecsim

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Nisan 2005

Birer Kelamî kavram olarak her ikisi de –daha çok akademik metinlerde– “antropomorfizm” kelimesi ile karşılanıyor olsa da, “teşbih” ile “tecsim” arasında aslında birçok noktada farklılık vardır. İlki “Allah Teala‘yı herhangi bir yönden mahlukata benzetme”yi ifade ederken ikincisi Allah Teala‘ya cisimlere mahsus özellikler atfetme”yi anlatır.
Bir diğer deyişle “antropomorfizm” tabirinin karşılığı olan “tecsim“, tamamen “maddî/fizik” özellikler bağlamında yapılan bir benzetmeyi içerdiğinden, “teşbih“e göre daha dar kapsamlıdır.
Bu iki kavram Kelam literatüründe bilhassa “müteşabih” dediğimiz nassların anlaşılmasıyla ilgili olarak gündeme gelmiş … Devamını Oku

Kavramların Kökeni

Ebubekir Sifil2005, Gazete Yazıları, Nisan 2005

“Din dili” dendiğinde aklımıza ilk gelen nedir?
Din‘in hayata, eşyaya ve olaylara açıklama getirirken, anlam verirken kullandığı “kendine mahsus” dil elbette. Ancak bu yazının konusu biraz daha özel ve teknik bir alanla sınırlı olacak. Dolayısıyla buradaki “dil”den kasıt, üslup ve söylem biçimi değil; başlıkta ifadesini bulan “kavramsal zemin”dir.
Acaba Kur’an ve Sünnet, ilk muhatabın dinî tasavvuruna biçim ve muhteva verirken “dil”in enstrümanlarını olduğu gibi mi kullanmıştır, yoksa burada da bir “yeniden inşa” faaliyetinden söz etmek gerekir mi?
Bu soruya cevap … Devamını Oku