Dr. Mustafa Öztürk’ün bir önceki yazıda kısa alıntılarla özetlemeye çalıştığım tebliğinden hareketle bugün hermenötik konusunu irdelemek istiyorum. Herşeyden önce Kur’an’ı nasıl tanımladığımızın burada merkezi bir yer tuttuğunu tesbit etmeliyiz. Hatta bundan da önce şu temel “mesele”yi gündeme almak gerekiyor: Nasıl bir Allah’a iman ediyoruz? Eğer mutlak kudret sahibi, ilmiyle bütün zaman ve mekânları kuşatan, mutlak hikmet ve adalet sahibi bir Yaratıcı’dan söz ediyorsak, insanlığı son kez dalaletten hidayete sevk etmek üzere gönderdiği ve sadece “göndermek”le de yetinmeyip, … Devamını Oku
Şimdi Hermenötik Zamanı-1
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tertip ettiği Birinci İhtisas Toplantısında hermenötik konusunu cesurca ele alan tebliğinde Dr. Mustafa Öztürk, “Kur’an’ı anlama ve yorumlama sorunu, her zaman olduğu gibi güncelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş bir sorun olarak karşımızda durmaktadır” diyor. “Kur’an’ın ne dediği, hatta ne demek istediğinin gayet açık olduğu ve yapılması gereken tek şeyin Allah’ın adeta bir prospektüs tarzında beyan ettiği emir ve yasaklarına gore hareket etmek olduğu” tezine karşı, “Biz, Allah’ın doğrudan doğruya miladi yedinci yüzyılın Arap Yarımadası’nda yaşayan … Devamını Oku
DİB İstişare Toplantısının Yeni Oturumu
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın daha önce düzenlediği “Güncel Dinî Meseleler İstişare Toplantısı”nda alınan “ihtisas komisyonları oluşturma” kararının ilk somut adımı 2-6 Ekim tarihlerinde atıldı. Güncel Dinî Meseleler Birinci İhtisas Toplantısı’nın konusu Kur’an ve Hadislerin Anlaşılması ve Yorumlanmasında Yöntem Meselesi olarak belirlenmişti. Başkanlığın, klasik anlama yöntemleri yanında yeni yöntem arayışlarının da önünün açılmasına zemin hazırlığı mahiyeti taşıdığını düşündüğüm bu faaliyeti, önceki toplantı üzerinde dururken de belirttiğim gibi önemsenmesi gereken bir düşüncenin ürünü. Toplantı hakkında söylenebileceklere geçmeden önce bir noktayı … Devamını Oku
Niçin İslamcı Değilim?
Çünkü İslam’ın sadece ideolojilerin doldurduğu alana hitap etmediğini düşünüyorum. İslam’ın her durum ve şarta hitap eden bir “Din” olduğuna itikat ediyorum. İdeoloji müntesipleri için yaşanabilir bir dünya, ancak kendi kanaatlerinin kurumsal ve hakim bir pozisyona kavuşması ile mümkündür. Bu olmadığı sürece hayat sadece buna ulaşmak için –bazan her yöntemi tecviz ederek– mücadele edildiği sürece anlamlıdır. Oysa İslam –bilfarz– dağ başında münferit ve mücerret bir hayat sürmeyi tercih etmiş olanlara da hitap eder; onların da iç dünyasını inşa … Devamını Oku
İslamcılık Nedir?
Bir süre önce yazılarından birisinde muhterem Ahmet F. Gün, İslamcılık konusunu yeniden gündeme getirdi ve kendisinin de bir İslamcı olduğunu belirterek kendi cephesinden İslamcılığın ne ifade ettiğini anlattı. Söz konusu yazıdaki tarizleri, geçen ay bu konuda üç yazı yazmış olmam dolayısıyla üstüme alınmalı mıyım? Doğrusu iyi bir gazete okuyucusu olduğumu söyleyemem. Hatta benim için “gazete okuyucusu” bile denemez. Milli Gazete dışındaki gazeteleri okuduğum “nadir” de değil, “ender”dir. Dolayısıyla muhterem Gün’ün o yazısı başkasını hedeflemiş, ya da özel … Devamını Oku
Parçalanmış Zihin=Parçalanmış Din
1954 yılında ünlü Hristiyan müsteşrik Alfred Guillaume, İslam Tetkikleri Enstitüsü’nün davetlisi olarak Türkiye’de “Garpte İslam Tedkikleri” başlıklı bir seri konferans vermiştir. Adı geçen Enstitü’nün neşrettiği dergide tercümesi neşredilen bu konferansların ilkinin girizgâhında Guillaume, Batı’da İslam araştırmalarını yürüten bilim adamlarının iki grup olduğunu ve bunların ilkini, “Din olgusunu beşer ürünü olarak görenler”in oluşturduğunu söyler. İkinci grup ise tabir yerindeyse “inançlı” (Hristiyan) araştırmacılardan oluşmaktadır. İlk grubun dine karşı tavrı belli olduğu için dinî araştırmalarda varacakları netice de üş aşağı … Devamını Oku
Kavramların Gücü
Herhangi bir paradigmanın hakimiyetini tesis etmesi de, başka bir paradigmaya teslim etmesi de aslında kavramlar temelinde yürütülen bir faaliyetin/mücadelenin sonucunu işaret eder. Kavramlarını kabul ettirebilen paradigma, düşüncenin parametlererini belirlemiş olmakla kendi bakış açısını yerleştirir ve mücadeleyi kazanır; tersi durumda da bir kenara bırakılmakla yüzyüze kalır. Modern zamanlarda Müslümanlar’ın, modernitenin köklü meydan okuyuşu karşısında atması gereken birincil ve en önemli adım, “doğru stratejiyi” belirleme olmalıyken, bunun henüz yeterince başarılamamış olması dolayısıyla taşlar bir türlü yerli yerine oturmuyor. Modernite’nin … Devamını Oku
Din’e Bakış
“Nefis muhasebesi” diye bir kavram vardı bizim kültürümüzde. Modern zamanlarda günlük hayatımıza yön vermesi şöyle dursun, neredeyse hafızamızdaki lugatten bile silindi bu kavram; tıpkı hayatımızı anlamlı ve “ölçü”lü kılan diğer kardeşleri gibi… Muhasebe yapabilmeniz için elinizde “şaşmaz bir ölçü”nün bulunması zorunludur. Eğer ölçüyü yitirmişseniz, ya da neyin ölçü olduğu konusunda bilincinizde bir netlik yoksa, muhasebeyi “neye göre” yapmanız gerektiği gibi “hayatî” bir problemle karşı karşıyasınız demektir. Adına “kimlik bunalımı” denen olgunun en somut tezahürlerinden birisini bu durum … Devamını Oku
İslamileşme Projelerinin Temel Handikapı
Bir önceki yazıda devrim sonrası İran’ın temel gündem maddesinin reform talepleri olduğunu, güncel iki alıntı ile ifade etmeye çalışmıştım. Bundan kısa bir zaman önce İslam ülkeleri arasında yapılan bir şura toplantısı için İstanbul’a gelen delegasyon arasında bulunan Mısır’lı Hasan Hanefi ile yapılan bir söyleşi okumuştum. “el-Yesâru’l-İslamî” (İslamî Sol) projesi ile tanınan Hanefi, İran Cumhurbaşkanı Hatemi’nin, kendisine, kitaplarından oldukça istifade ettiğini, hatta kendisini İran’a davet ederek, istediği herhangi bir üniversitede ders vermesi için kapıların kendisine açık olduğunu söylediğini … Devamını Oku
Modern Çağ, İslam ve Dönüşüm
Dünya görüşünü, varlık ve hayat telakkisini İslamî referanslara dayandırma hassasiyeti içinde olanların, modernitenin müdahaleci ve dönüştürücü global meydan okumaları karşısında şu ana kadar sergilenenden çok daha özgün ve derinlikli çabalar ortaya koymak gibi bir zaruretin muhatabı olduğu açık. Modernite’nin ürettiği ve “bilgisayar virüsü” gibi bilinç altımıza hissettirmeden zerkettiği kavramlarla düşünme va algılama handikapından kurtulmadan özgün ve otantik bir İslamî bilinç oluşturmanın imkânsızlığını keşfedememiş olanlar, İslam’ın tarihler ve coğrafyalar üstü mesajını kavramak, içselleştirmek ve “sunmak” gibi “birkaç beden … Devamını Oku