“Kur’an ve Hadislerin Anlaşılması ve Yorumlanmasında Yöntem Meselesi” başlığı altında DİB tarafından düzenlenen –bir önceki yazıda söz ettiğim– oturum, iki ana başlık etrafında şekillenmişti: “Yeni Anlama Yöntemlerinin İmkân ve Sınırları” ve “Klasik Anlama Yöntemlerinin İmkân ve Sınırları.” Bu iki başlık doğrultusunda katılımcıların hazırladığı tebliğlerden her biri üzerinde durmaya ne benim niyetim var, ne de bu köşe buna imkân verir. Dolayısıyla … Read More
Yeni Arayışlar, Teknik Arızalar
Kimi zaman vahyin, Sahabe’den bazılarının –özellikle de Hz. Ömer (r.a)’in– öngörüsü doğrultusunda –hatta onların kullandıkları ifadelerle– inmiş olmasından hareketle Sahabe’nin, somut olay karşısında vahyin ne tarzda ineceğini kestirebildiğini genelleme yaparak söylemek mümkün müdür? Eğer bu konudaki rivayetlere güveniyorsak –ki durum onu gösteriyor–, herhangi bir sahabînin, “Şu konuda şöyle bir vahiy inecek” şeklinde bir “önsezide” bulunduğunu gösteren herhangi bir veri bulunduğundan … Read More
Şimdi Hermenötik Zamanı-2
Dr. Mustafa Öztürk’ün bir önceki yazıda kısa alıntılarla özetlemeye çalıştığım tebliğinden hareketle bugün hermenötik konusunu irdelemek istiyorum. Herşeyden önce Kur’an’ı nasıl tanımladığımızın burada merkezi bir yer tuttuğunu tesbit etmeliyiz. Hatta bundan da önce şu temel “mesele”yi gündeme almak gerekiyor: Nasıl bir Allah’a iman ediyoruz? Eğer mutlak kudret sahibi, ilmiyle bütün zaman ve mekânları kuşatan, mutlak hikmet ve adalet sahibi bir … Read More
Şimdi Hermenötik Zamanı-1
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın tertip ettiği Birinci İhtisas Toplantısında hermenötik konusunu cesurca ele alan tebliğinde Dr. Mustafa Öztürk, “Kur’an’ı anlama ve yorumlama sorunu, her zaman olduğu gibi güncelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş bir sorun olarak karşımızda durmaktadır” diyor. “Kur’an’ın ne dediği, hatta ne demek istediğinin gayet açık olduğu ve yapılması gereken tek şeyin Allah’ın adeta bir prospektüs tarzında beyan ettiği emir ve … Read More
Bir “Metin” Olarak Kur’an’ın Fonksiyonu
Bir ilahî Kitab’a sadece “varis” olmanın, insanın kurtuluşu için yeterli olmadığı, İslam öncesi dinlerin tecrübesiyle sabit iken, “içimiz”den Kur’an dışında başka kaynak tanımamaya azmetmiş olanların, Ehl-i Kitab’ın girdiği keler deliğine meftun olması “hamakatin zirvesi” olarak tavsif edilse yeridir. Teslimiyet olmaksızın Kur’an’ın sadece bir “metin” olarak algılanmasıyla başlıyor bu macera. Arkasından, “Kur’an korunmuştur/korunacaktır, ama Sünnet için böyle bir garanti yok” ile … Read More
Batı “Hukema”dan Ne Öğrendi?
İslam filozoflarının, Felsefe’nin “İslamîliğini” temellendirmek için Kur’an’ın tefekkür, i’tibar, tedebbür, tezekkür, teemmül… vurgusuna başvurması bana oldum olası “problemli” görünmüştür. Düşünürüm ki, Kur’an’ın bu alandaki çağrısı Mekkî’dir ve dahi Yüce Allah’ın vahdaniyet, kudret ve azametine imana ve bunları itirafa çağırır. Bu maksat hasıl olduktan sonra sıra “teslimiyet”e, yani “uygulama”ya gelir. Bir sonraki ise iman, amel ve ve takvada “kemal”e ulaşma merhalesidir. … Read More
“Kur’ansız İslam”ı Kim İstiyor?
Okuyucu sorularına cevaplardan oluşan yazılara kısa bir süre “zorunlu olarak” ara vermek durumundayız. Bu zorunluluk, bir yazar arkadaşın, e-posta adresime geçtiği bir mesajdan kaynaklandı. Konuyu kısaca arz edeyim: Kendisi, köşe yazısı yazdığı gazetede, benim Modern İslam Düşüncesinin Tenkidi isimli çalışmamın ilk cildinden bir seri alıntı yaparak Kur’an-Sünnet ilişkisi üzerinde duruyor. Bu seri devam ederken, adı geçen çalışmanın konusunu teşkil eden … Read More