Kabirler üzerine yazı yazmanın, bina yapmanın hükmü konusunda ulema arasında ittifak bulunmadığını, hükmün maksada göre değiştiğini önceki yazılarda görmüş olduk. Son bir mülahazayla konu hakkında söyleyeceklerimi sonlandırayım: Kabirler üzerine bina yapma meselesini, günümüzde iki noktada geçmişten farklı olarak değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum: Kişinin bu hayattaki ekonomik durumu, sosyal statüsü, makam-mevkii… öldükten sonra da kabrine yansısın, bu “arızî” vasıflarıyla elde ettiği sun’î/geçici imaj ve saygınlık kabrinde de görülsün, kabri de bu hayattaki şanına layık görkemde olsun… gibi düşüncelerle kabrin … Devamını Oku
Kabirler Üzerine Türbe Yapmak-3
Bir önceki yazıyı, “ez-Zehebî, el-Hâkim’in bu ta’liline itiraz etmiştir. Onun itirazını ve meselenin diğer boyutlarını bir sonraki yazıda görelim” diyerek bitirmiştik. Kaldığımız yerden devam edelim: el-Müstedrek’i telhis eden (notlar ekleyerek özetleyen) ez-Zehebî, el-Hâkim’in bir önceki yazıda İbn Âbidîn’den naklen geçen ifadesi üzerine şöyle der: “Bu sözün bir faydası yoktur. Herhangi bir sahabînin böyle yaptığını bilmiyoruz. Bu ancak Tabiun’dan ve onlardan sonra gelenlerden bazısının ihdas ettiği bir uygulamadır. (Anlaşılan) bu konudaki nehiy onlara ulaşmamıştır.”[1]ez-Zehebî, Telhîsu’l-Müstedrek (el-Müstedrek ile birlikte), … Devamını Oku
Kabirler Üzerine Türbe Yapmak-2
Okuyucu, sorusuna İbn Âbidîn’den nakille başladığı için önce oradaki durumu görelim: ed-Dürrü’l-Muhtâr’da şöyle denir: “… Nehyedildiği için kabrin üzeri dört köşe yapılmaz. Kabrin üzerini deve hörgücü gibi bir karış miktarı yükseltmek menduptur. ez-Zahîriyye’de bunun vacip olduğu söylenmiştir. Kabir kireçlenmez. Çünkü bu nehyedilmiştir. Kabrin üzeri çamurla sıvanmaz. Kabir üzerine bina yapılmaz. Bunda bir beis olmadığı da söylenmiştir. es-Sirâciyye’nin “Kerahet” bahsinde de yer aldığı gibi, muhtar olan da budur. Mezkûr eserin “Cenâiz” bahsinde şöyle denir: “Eğer ihtiyaç varsa, kabrin … Devamını Oku
Kabirler Üzerine Türbe Yapmak-1
Soru Okuduğumuza göre Hanefi Mezhebindeki mutemed görüş, kabirlerin üstüne türbe gibi şeyler yapmanın ḥarām olduğudur. “Kabrin üzerine bina yapılmaz…” “Yani kabrin üzerine bina yapmak süsleme maksadıyla olursa haramdır. Definden sonra kabri sağlamlaştırmak için yapılırsa mekruhtur. Definden önce ise orası zaten kabir değildir. İmdâd. el-İhkâm’da Câmi’u’l-Fetâvâ’dan şöyle nakledilir: “Denildi ki, meyyit, meşayıhtan, ulemadan ve sadattan olursa mekruh değildir.” Ancak bu hüküm, meyyitin umuma açık kabristandan başka bir yere gömülmesi durumu için geçerlidir. Nitekim bu husus açıktır.”[1]Okuyucu sorusunda İbn … Devamını Oku
Darb Ve Recm-5
Okuyucunun recmle ilgili ikinci sorusu şöyleydi “İslam’da suç misliyle cezalandırılırken -cinayette kısas örneğinde olduğu gibi- zinada ise recm ile ölüm cezası verilebiliyor. Bunu da anlamış değilim bu çelişki değil mi?” Doğrusu recmin zina suçu için “ağır” bir ceza olduğunu hangi kritere dayanarak söylediğimiz hayli önemli. Önemli, zira hukuk felsefesinin önemli alanlarından birini, belki birincisini oluşturan “suç-ceza dengesi” meselesi suça ve cezaya hangi açılardan bakıldığıyla doğrudan ilişkilidir. Herşeyden önce bir noktanın altını çizelim: Seküler bir bakış açısıyla yapılacak … Devamını Oku
Darb Ve Recm-4
Okuyucu sorusunun recmle ilgili kısmına gelince Genellikle recm bağlamında ileri sürülen bir argüman soru metninde de yer almış: “Kur’an’da Yüce Allah zinadan bu kadar söz ederken recmden niye söz etmiyor? Sonuçta 100 sopa cezası da varken bu durumda Kur’an’da olmayan birşey sünnette nasıl var olabiliyor? Allah’ın Kelamı eksik olamayacağına göre bunun mantığı nedir? “ İlk bakışta “mantıklı” gibi duran bu soru, Usul açısından Kur’an-Sünnet ilişkisi bağlamında çok anlamlı değil. Zira neyin Kur’an’da yer alacağına ve neyin Sünnet’e … Devamını Oku
Muhtelefun Fih
Bir Müslüman için, fikirler, olgular, durumlar ve hükümler üç kategoride toplanır: “Doğrular”, “Yanlışlar ve “Muhtelefun fih” olanlar. Eğer itikadî bir mesele söz konusu ise bu üçlü kategori şöyle bir mahiyet arz eder Delaleti ve sübutu kesin nasslara dayanan meselelerin kabulü şarttır. Bu türlü nassların kabul edilmesini istediği hususları kabul, reddedilmesini istediği hususları reddetmek temel ve tabii bir mü’min tavrı olarak ortaya çıkar. Aksi istikametteki inanış ve tutumlar kişinin iman iddiasını boşa çıkartır. Bu türlü nasslarla sabit hususlara … Devamını Oku
Darb Ve Recm-3
“Darabe” fiilinin hakiki ve mecazi anlamlarına bağıl kullanımları bağlamında lugatlerin dikkatimizi çektiği bir husus var: Bu kelimenin hakiki anlamı “vurmak”tır. Mecazi kullanımlarının tamamında “vurmak”la mutlaka bir biçimde ilişkili bir durum vardır.[1]Mesela bkz. Mütercim Âsım, Kamus Tercemesi Okyanus, I, 186. Bir önceki yazıda zikrettiğim örneklerden bir kaçı üzerinden bu durumu tahkik edebiliriz: Söz gelimi “Darabe bi nefsihi’l-ard” tabiri “bir yerde ikamet etti, kaldı” anlamındadır. Bu tabirin birebir kelime anlamı: “Kendisini yere vurdu”dur. Kişi herhangi bir mekânda kendisini yere … Devamını Oku
Darb Ve Recm-2
“Darabe” fiilinin “çok anlamlı” bir fiil olduğu doğrudur. Kur’an’da muhtelif kipleriyle 59 yerde geçen bu kelimenin, geçtiği yerlerde bağlama göre farklı anlamlar ifade ettiği de doğrudur. Ancak bu, mezkûr kelimenin geçtiği her bir yerde ifade ettiği anlamın “kafamıza göre” tayin edilebileceği anlamına gelmez. Soru metninde Prof. Dr. Mehmet Dağ’a atfen yer verilen tesbit gerçeği ifade etmektedir. Sadece “darabe” fiili değil, Arapça’daki kelimelerin hemen tamamı, farklı edatlara veya mef’ullere/tümleçlere göre farklı anlamlar ifade eder. Bunların kimi hakikat, kimi … Devamını Oku
Darb Ve Recm-1
Soru Kur’an’da Nisa suresi 34. ayette geçen fadribuhunne diye bir kelime var. Bu kelime arapçada otuza yakın anlama gelmektedir. Kimi meallerde dövün, kimi meallerde ise uzaklaştırın, ayrı yerde bulundurun manasında kullanılıyor, hangisi doğrudur? Ayrıca etimolojik olarak uzaklaştırın diye çevirenler nisa suresinde 101. ayette bu kelimenin uzaklaştırın diye geçtiğini, boşanmaya gitmeden ön tedbirler için ayetin indirildiğini, kocanın halledememesi durumunda 35. ayette akraba, arkadaşlardan hakemlerin getirilmesi gerektiğini, sonuç alınamazsa boşanma olacağını dile getiriyor. Rum 21’de ise eşler arası sevgi … Devamını Oku