Muhterem dostum Mehmet Emin Akın hoca, eş-Şevkânî’nin el-Fevâidu’l-Mecmû’a’sını tercüme etmiş; başına da kitap hacminde bir Takdim bölümü ekleyerek Mevzu Hadisler adıyla yayımlamış. Yoğun emek mahsulü olduğu anlaşılan bu çalışma için kendisini tebrik ediyorum. Takdim kısmında eş-Şevkânî’nin hayatını, düşünce ve akidesini, eserlerini ve hakkında yapılmış çalışmaları zikrettikten sonra “eş-Şevkânî’ye Yöneltilen Bazı Tenkitler” diye bir başlık atmış ve el-Kevserî’nin eş-Şevkânî’ye yönelttiği tenkitleri ele almış. Daha sonra da mevzu (uydurma) hadis ile ilgili bahislere yer vermiş. el-Kevserî ile ilgili tenkitleri … Devamını Oku
Nüzul-i İsa (as)’a Dair
Konuyla ilgili sorulardan ilki bir okuyucudan geliyor ve özetle şöyle: “Hz İsa ile ilgili olarak Maide suresinin 75. ayetinde (Me’lmesih ibnu Meryem illa rasul gad halet min gablihirrusul…) yani Meryem oğlu Mesîh ancak bir resûldür. Ondan önce de resûller gelip geçmiştir… buyuruluyor. Sizin de yazılarınızda belirttiğiniz bir çok hadis kitabında sahih olarak geçen rivayetlerde Hz. İsa’nın yeniden Peygamber Efendimize (sav) ümmet olarak yeryüzüne inmesi ayette ifade edilen “ancak resuldur” ifadesiyle çelişmez mi? Eğer ayete uygun olarak ümmet … Devamını Oku
Tıkılmışların Hayatına Dair
Ormandaki tabii ortamından alınarak hayvanat bahçesine getirilip birkaç metrekare yere tıkılmış bir kaplanın hissiyatını tahlil etmek veteriner hekimlerin uzmanlık sahasında mıdır! Yaşanan “değişim süreci” o ve onun gibi düşünen bazı maceradaşları için “her bakımdan” iyi bir durumu ifade ediyor. Yaşamak denen şeyin dayanılmaz hazzını “biz de” hissetmeye başladık diyorlar. Artık bizim için yeni ve bambaşka bir dünyada yaşamak var. O vahşi ortamda daha güçlü hayvanlardan, insandan ve tabiattan gelebilecek her türlü tehlikeye karşı 24 saat müteyakkız olmak … Devamını Oku
Modern Çağda Tebliğ ve Davet-2
Abdullah b. Mes’ûd (r.a)’ın, “Ey iman edenler! Siz kendinize bakın. Siz doğru yol üzere iseniz, sapmış kimse size zarar veremez” mealindeki 5/el-Mâide, 105 ayetinin tefsiri sadedinde ifadeye koyduğu son derece calib-i dikkat tesbiti nakletmeyi bugüne bırakarak bir önceki yazıyı noktalamıştım. Mezkûr sözünün devamında şöyle diyor büyük sahabî: “Sizin kalpleriniz bir, arzu ve hedefleriniz aynı olduğu sürece, parça parça bölünüp de, bir kısmınız diğerinin başına gelen bela ve sıkıntıdan zevk alır hale gelmedikçe birbirinize emr-i ma’ruf ve nehy-i … Devamını Oku
Modern Çağda Tebliğ ve Davet
Siz bu satırları okurken, Anadolu Gençlik Derneği İstanbul Şubesi tarafından düzenlenen 3. Uluslararası Asr-ı Saadet Sempozyumu’nun ilk gün oturumları ya yapıldı, ya da yapılıyor. Bu yıl isabetli bir konu seçilmiş bulunuyor: Tebliğ ve Davet. Bir müslüman için, tebliğ ve davet temel bir görevdir. Zira “emr-i bi’l-ma’ruf nehy-i ani’l-münker” müslümanın temel vasfıdır ve tebliğ ve davet de –tıpkı cihad gibi, eğitim gibi, terbiye ve irşad gibi– “emr-i bi’l-ma’ruf nehy-i ani’l-münker”in ayrılmaz bir parçası, boyutu ve yansımasıdır. Ne var … Devamını Oku
Bir İtiraz Bir Tavzih
Okuyucu soruyor: “… Evvela Hocam, içine bid’at karıştırmadan meşru ölçüler içinde Mevlid Kandili nasıl kutlanacaktır? Buna günümüzden örnekler verebilir misiniz? Ayrıca bu günün bu şekilde de olsa kutlandığına dair Peygamber (sav)’den nakledilen bir hadis, ya da sahabeden ve tabiundan bize bildirilen herhangi bir haber var mıdır? “Bir de hocam, kullanılan bid’at kavramının kelimenin sözlük anlamında kullanılmasından dolayı bu olaya meşruiyyet sağlar mı? Bid’at kavramının, sözlük anlamında kullanıldığı yerler, o yapılan işin aslının Kur’an ve Sünnet’te bulunmasından dolayı … Devamını Oku
İslamî Kimliğin Muhafazası
“Literarüte “eş-Şurûtu’l-Ömeriyye” [1]Metni için bkz. İbn Asâkir, Târîhu Dimaşk, II, 177-84; el-Beyhakî, es-Sünenu’l-Kübrâ, IX, 202; İbn Kesîr, Müsnedu’l-Fârûk, II, 489; İbnu’l-Kayyım, … Continue reading diye geçen ve –el-Kevserî merhumun da vurguladığı gibi– kaynağını Sünet’ten alan uygulamaların en temel vasfı nedir?” diye sorulacak olursa, en kestirme cevap “Kimliğin muhafazası”dır. Müslümanlar’hla gayrimüslimlerin, birbirlerinin ibadetlerine törenlerine, bayramlarına… iştirak etmemeleri, birbirlerinin şiarlarını (kendine mahsus kılık-kıyafet ve alametleri) kullanmamaları ve diğer hususlar hep bu amacın gerçekleşmesine yöneliktir. Belirtilmesi gerekir ki, bu uygulama sadece Müslümanlar’ın değil, … Devamını Oku
Salaten Tüncînâ Duası ve Duada Ellerin Durumu
İki hafta öncesinden sarkan sorunun devamı şöyle idi: “İkinci sualim Allah Resulu (sallallahu aleyhi vesellem ) e yapılan bir salavat ile ilgili. Özellikle bazı İslami cemaate mensub kardeşlerimiz arasında bir uygulama görüyorum. Her farz namazın arkasından Salaten Tüncina isimli salavatı okuyorlar ve ‘…ve’l afat….’ kısmında avuçlarını aşağıya doğru çeviriyorlar. Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) bazı durumlarda ellerini ters çevirip dua yaptığıyla ilgili hadisleri okudum. Fakat bu salavat bize hadislerle mi gelmiştir ? Ben hadis kitablarında böyle bir … Devamını Oku
Kutlu Doğum ve Bid’at
Efendimiz (s.a.v)’in dünyayı teşrifinin “Mevlit Kandili” adıyla özel bir şekilde kutlanması her ne kadar Fatımîler’e (hükümranlık dönemi: 910-1171) mal edilirse de, aşağı yukarı aynı dönemde bugünkü Irak coğrafyasında Mevlit Kandili kutlamalarının yapıldığını görüyoruz. Bu kutlamaların özellikle günümüzde ayrı bir anlam ve fonksiyon taşıdığı inkâr edilemez. Gerek Mevlit Kandili’nin, gerekse diğer kandillerin, içine mezmum (yerilmiş) bid’at karıştırmadan, meşru ölçüler içinde kutlanmasında çok büyük fayda ve maslahatlar vardır. Özellikle toplumumuzun binbir yöntemle değerlerinden uzaklaştırılmaya ve sekülerleştirilmeye çalışıldığı bir dönemde, … Devamını Oku
Gayrimüslim Erkeklerle Evlilik
“… Buna mukabil müslüman bir kadının gayrimüslim bir erkekle, isterse bu erkek Ehl-i kitap olsun evlenmesi dinen mümkün değildir. İslam hukukçuları bu konudaki görüşlerini Mâide sûresinin 5 ve Mümtehine sûresinin 1. âyetlerine dayandırmaktadırlar. İslâm hukukçularının bu âyetleri gayrimüslim erkeklerle evlenmeyi yasaklayacak biçimde yorumlamaları, Ehl-i kitap da olsa başka bir din mensubuyla evlenmenin kadının ve doğacak çocukların dinini menfi olarak etkilemesi endişesine dayanmaktadır. Ancak tabiatıyla bu engeller geçicidir. Gerek erkeğin gerekse kadının müslüman olarak bu engelleri bertaraf etme … Devamını Oku