Gayrimüslim Erkeklerle Evlilik

Ebubekir Sifil[dosya], 2007, 2007 Yılı, Dinler Arası Diyalog, Gazete Yazıları, Nisan 2007, Nisan Ayı 2007 OS, Okuyucu Soruları

“… Buna mukabil müslüman bir kadının gayrimüslim bir erkekle, isterse bu erkek Ehl-i kitap olsun evlenmesi dinen mümkün değildir. İslam hukukçuları bu konudaki görüşlerini Mâide sûresinin 5 ve Mümtehine sûresinin 1. âyetlerine dayandırmaktadırlar. İslâm hukukçularının bu âyetleri gayrimüslim erkeklerle evlenmeyi yasaklayacak biçimde yorumlamaları, Ehl-i kitap da olsa başka bir din mensubuyla evlenmenin kadının ve doğacak çocukların dinini menfi olarak etkilemesi endişesine dayanmaktadır. Ancak tabiatıyla bu engeller geçicidir. Gerek erkeğin gerekse kadının müslüman olarak bu engelleri bertaraf etme imkânı her zaman vardır.”

Yukarıda okuduğunuz satırlar, önce İSAM (Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi), daha sonra da Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları arasında neşredilen İlmihal’de geçiyor.[1]İlmihal, II, 217. Mü’min kadınların, ister Ehl-i Kitap, isterse Budizm, Hinduizm… gibi başka dinlere mensup erkeklerle evlenebileceğini, bu husustaki yasağın geçici/arızî sebeplere/endişelere dayandığını ifade eden bu satırlar, dinin modernizasyonu çerçevesinde yürütülmekte olan operasyonun yansıması değilse nedir?

İster bu maksada, ister başka maksada yönelik olsun, bu yaklaşımın, söz konusu yasağı “Fukaha’nın endişelerinden kaynaklandığı” tesbitine dayandırıyor olması dolayısıyla tartışılması gerekir.

Meseleyi sadece Kur’an ayetleri zemininde ele alacak olursak; Yüce Allah şöyle buyurur: “Müşrik kadınlarla, onlar iman edinceye kadar nikâhlanmayın. Bir müşrik kadın sizin hoşunuza gitse bile, iman etmiş bir cariye ondan daha hayırlıdır. Mü’min kadınları müşrik erkeklerle –onlar iman edinceye kadar– evlendirmeyin. Müşrik erkek size hoş görünse bile, mü’min bir köle ondan daha hayırlıdır. Onlar (müşrikler) sizi ateşe çağırırlar; Allah ise izniyle cennete ve mağfirete çağırır…” (2/el-Bakara, 221)

Bu ayette mü’min erkeklerin müşrik kadınlarla, mü’min kadınların da müşrik erkeklerle evlenmesi açık biçimde yasaklanmıştır. Dolayısıyla Diyanet ilmihalinde hem meselenin sadece 5/el-Mâide, 5 ve 60/el-Mümtehine, 10 ayetlerine dayandığının söylenmesi, hem de  yukarıda da geçtiği gibi, “Ehl-i kitap da olsa başka bir din mensubuyla evlenmenin kadının ve doğacak çocukların dinini menfi olarak etkilemesi endişesine dayanmaktadır” tarzındaki ta’lil son derece tartışmalıdır.

Eğer, Ehl-i Kitab’ın müşrik olduğu söyleniyorken onların kadınlarıyla evliliğe Kur’an’ın getirdiği serbestiyet söz konusu edilecek olursa şunlar söylenebilir: Ehl-i Kitab’ın müşrik olduğu doğrudur. Genel olarak müşriklerle evliliği yasaklayan yukarıdaki ayetlerin hükmü, Ehl-i Kitab’ın kadınlarıyla evliliği serbest bırakan 5/el-Mâide, 5 ayeti tarafından tahsis edilmiş, yani evlenme yasağını Ehl-i Kitap dışındaki müşriklerle çerçevelenmiştir. Serbestiyetin çerçevesinin Ehl-i Kitab’ı aşacak şekilde genişletilebilmesi için ayrıca delil gerekir.

Kaldı ki Ehl-i Kitab’ın erkekleriyle mü’min kadınların evlenebileceğini gösteren hiçbir delil yokken, yasaklayıcı delillerin umumî ifadesi bu noktayı da hürmet şümulüne almaktadır.

Öte yandan el-Bakara ayetinde geçen “onlar sizi ateşe çağırır” ifadesinden hareketle müşriklerle –kadın olsun, erkek olsun– evlenme yasağının, müşriklerin etkileyici/belirleyici olma durumunun ortadan kalkmasıyla kalkabileceğini söylemek de doğru değildir. Zira kastın etkileyicilik/belirleyicilik durumuyla sınırlandırılması zorunlu değildir. Onlarla ömür boyu aynı ortamı, onların ateşe götürücü amel, yaşantı ve alışkanlıklarını paylaşmak, paylaşım olmasa bile bütün bunlara sessiz kalmak, hatta zaman içinde “çok kültürlülük, hoşgörü” gibi söylemlerin etkisi altında kalarak onları “hoş görmek” kişiyi ateşe sürüklemek için yeterli olsa gerektir.

Vallahu a’lem.

 Milli Gazete – 2 Nisan 2007

Kaynakça/Dipnot

Kaynakça/Dipnot
1 İlmihal, II, 217.