Bir önceki yazıda “İnkişaf“ın 3. sayısını Sahabe konusunun oluşturduğunu söylemiş ve konuyla ilgili olarak e-posta adresime gönderilen soruların cevabı için soru sahiplerini oraya havale etmiştim. Başlangıçta “İnkişaf“ın bu sayısına iki yazı yazmayı tasarlamıştım: İlki “Sahabe‘nin adaleti” meselesini işleyecek, diğeri de Hz. Muaviye (r.a) hakkındaki soru işaretlerine cevap mahiyetinde olacaktı. Yazılardan ilkini bitirdikten sonra ikincisini yazarken kendimi bir mail grubunda başlayan tartışmanın ortasında buldum. Son derece gereksiz ve talihsiz bir tartışmaydı; hayırlı olmadığı da, “İnkişaf” için tasarladığım ikinci … Devamını Oku
Sahabe Üzerine
Sahabe hakkında üst üste aldığım birkaç mailin hemen ardından, elime yeni ulaşan “İnkişaf“ın 3. sayısının bu konuya ayrılmış olması güzel bir tevafuk oldu doğrusu. “Sahabe’nin Adaleti Görüşüne Eleştirel Bir Bakış” başlığı altında kaleme aldığı uzun bir yazıda (herhangi bir yerde neşredilmiş mi, bilmiyorum) Ehl-i Sünnet’in meseleye bakışını kendince mercek altına almış M.C.Özmen. Başlığından da anlaşılacağı gibi “eleştiri” maksatlı bir yazı ve doğrusu bana niçin gönderildiğini de anlayamadım. Konuyla ilgili diğer maillerde ise Sahabe konusunda muhtelif sorular soruluyor. … Devamını Oku
Diyaloğun Nesi Kötü?
Son iki-üç hafta içinde katıldığım birçok etkinlikte gündeme geliş biçiminden, diyalog meselesinde hâlâ aydınlığa kavuşturulması gereken hususlar bulunduğu anlaşılıyor. Yine anlaşılıyor ki, “diyalog” kavramının (evet, artık bu kelime bir “kavram” haline gelmiştir) herkesçe müsellem bir tanımı bulunmadığı için dışarıda “Dinlerarası diyalog” yaşanırken, içeride “sağırlar diyalogu” devam edecek. Diyalog faaliyetlerini yürütenlere bakılırsa hangi maksat ve niyet ile ve hangi ahval ve şeraitte olursa olsun bir Müslüman ile bir gayrimüslimin yan yana gelmesi “diyalog“dur. Meseleye böyle bakıldığı için Efendimiz … Devamını Oku
Tahrif Olgusu
İlahiyat Fakültesi öğrencisi bir kardeşimin sorusu üzerinde duracağım bugün: “(…) Kur’an’ın Rabbimiz tarafından korunacağı muhakkak. Bu sebeple onun muarızları hangi faaliyetlerde bulunsalar da mukaddes kitabımız kıyamete kadar baki kalacaktır. Bunda şüphe yok. Peki hocam Allah-ü Teala neden Tevrat ve İncil için de böyle bir koruma garantisi vermemiştir? Ayrıca Kur’an’da ‘Onun hükmünde bir değişiklik bulamazsın’ denirken Rabbimiz Yahudi ve Hristiyanlar’a neden kitabının tahrifi için müsaade etmiştir? Bu konuyu misyonerler sürekli gündeme getiriyorlar. Cevabınızı bekliyorum. Allah-ü Teala yar ve … Devamını Oku
Ölü Deniz Yazmaları
Bir önceki yazıda Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre hocanın “Hz. İsa’nın 114 Hadisi” isimli çalışmasından bahsetmiştim. Bugün bu çalışmada hocanın parmak bastığı son derece önemli hususlardan bir-ikisinin altını çizmeye çalışacağım. Kudüs‘e 30 km. mesafede bulunan “Ölü Deniz” (veya Lut Gölü) yakınlarındaki “Kumran Harabeleri” civarında bulunan mağaralarda, bu bölgede yaşadığı düşünülen bir Musevî-İsevî cemaatten kalma son derece önemli kalıntılara rastlandı (1947). Hemen hemen kesin bir şekilde İsiyîm denen cemaatten (Özemre hoca bunların Essenîler olduğunu söylüyor. Aşağıda bu noktaya … Devamını Oku
Toma İncili
“Kilise, İncil, Hristiyanlık” başlıklı yazılar devam ederken, yeni baskısını yaptığını belirttiği “Hz. İsa’nın 114 Hadisi” isimli eserinin word formatını e-posta adresime gönderme lütfunda bulunan muhterem Prof. Dr. Ahmed Yüksel Özemre hocaya bir kere de huzurunuzda teşekkür ediyorum. Adı geçen çalışmasında Kilise tarafından “apokrif” ilan edilen kitaplar arasında bulunan “Toma’ya Göre İncil” ile “Mücahid Toma’nın Kitabı“nın tercümesini veren Özemre hoca, aynı zamanda konuyla ilgili önemli arkaplan bilgileri de sunuyor. “Toma İncili“ni oluşturan 114 pasaja yazdığı yorumlar, sanıyorum bir … Devamını Oku
Kilise, İncil, Hristiyanlık-3
Kutsal Ruh’un mahiyeti Kilise Hristiyanlığının “üç uknum“unun birini oluşturan Kutsal Ruh‘un mahiyeti hakkında bilinmesi gereken hususları şöyle özetleyebiliriz: Hristiyan inancındaki “Kutsal Ruh” telakkisinin temelinin “Eski Ahid“e dayandırıldığını biliyoruz. “Başlangıçta Tanrı yeri ve göğü yarattı. Ve yer ıssız ve boştu ve enginin yüzü üzerinde karanlık vardı ve Allah’ın Ruhu suların yüzü üzerinde hareket ediyordu…” (“Tekvin“, 1:1.) Ancak “Eski Ahid“deki sade ve basit anlatım, “Yeni Ahid“de daha farklı boyutlar kazanır ve bu yeni açılım, soyut ve muğlak ifadelerle izah … Devamını Oku
Kilise, İncil, Hristiyanlık-3
Barnabas İncili Bugün elimizde “Barnabas İncili” adıyla mevcut bulunan metnin aslı, kim tarafından kaleme alındığı ve hangi döneme ait olduğu konusunda Müslümanlar‘la Hristiyan dünya arasında anlaşmazlık bulunmaktadır. Barnabas, her ne kadar Pavlus Hristiyanlığı tarafından öyle addedilmemişse de, Musevî-İsevî gelenek tarafından Havariler arasında sayılmıştır. Önceleri Pavlus gibi “sıkı” bir Yahudi iken bilahare İsevîliği seçmiştir. Önceki dinlerinde iken aynı üstada talebelik etmiş bu ikili, bilahare aralarında çıkan bir anlaşmazlık sebebiyle yollarını ayırmıştır. Bu anlaşmazlığın, Barnabas‘ın yeğeni olan İncil yazarı … Devamını Oku
Kilise, İncil, Hristiyanlık-2
İnciller Kur’an, Hz. İsa (a.s)’a “İncil” isimli bir kitap indirildiğini açıkça ifade etmiştir (bkz. 5/el-Mâide, 46; 57/el-Hadîd, 27). Bununla birlikte Hristiyan kaynakları Hz. İsa (a.s)’a böyle bir kitabın indirildiğinden bahsetmez. Esasen böyle bir şeyden bahsetmesi Kilise Hristiyanlığı‘nın din anlayışına taban tabana aykırı bir durum olurdu. Zira onlara göre İsa Mesih, ontolojik yapısındaki “tanrılık” vasfı dolayısıyla zaten vahyin bizzat kendisi ve kaynağıdır. Aslında İncil, Hz. İsa (a.s)’a vahiyle iletilmiş bir “İlahî Kelam”dır ve indirildikten sonra çeşitli şekillerde tahrif … Devamını Oku
Kilise, İncil, Hristiyanlık-1
Dinlerarası diyalog ve misyonerlik faaliyetleri dolayısıyla epey bir süredir gündemimizde bulunan Hristiyanlık hakkında yeterli bilgiye sahip miyiz? Mesela aşağıdaki sorulara verilecek “tatmin edici” cevaplarımız var mıdır: –Hz. İsa (a.s) bir İsrailoğulları peygamberi iken (3/Âli İmrân, 49; 4/en-Nisâ, 71) Hristiyanlık nasıl “evrensellik” anlayışına sahip olmuştur? –Havariler Hz. İsa (a.s)’a samimiyetle bağlanıp mesajını yaymada kendisine yardımcı olacaklarına dair söz vermişken (bkz. 3/Âli İmrân, 52-3; 5/el-Mâide, 111), bilahare ne olmuştur da Hz. İsa (a.s)’ın tebliğ ettiği Tevhid inancı “üçlü ilah” … Devamını Oku