Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu‘nun Zaman‘a verdiği mülakatta ifadeye konan hususlar (hutbe metinlerinin etkisizliği, cami dernekleri ile ilgili problemler, din hizmetlerini yürütenlerin toplumla ilişkisi, kadınların din hizmetlerinde daha etkin rol alması, ASAM’la yaşananlar… vs.) meselenin bir “kalite” ya da “seviye” meselesi olmadığını, mülakatta bahis konusu yapılan hemen her hususun devasa bir “yapısal” problemi işaret ettiğini görmezden gelmek mümkün değil. Kur’an kursları üzerindeki operasyon henüz çok taze. Halkın dinî yaşantı çerçevesinde son derece masum ve tabii … Devamını Oku
DİB: Problemler, Çözümler, Yönelişler – 1
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu‘nun hafta içi Zaman‘da yayımlanan mülakatı, Diyanet‘in hal-i hazırdaki politikalarını, yaşadığı/algıladığı problemleri, öngördüğü çözümleri ve geleceğe ilişkin tasarılarını yansıtması bakımından son derece önemliydi. Misyonu ve iştigal alanı dolayısıyla Diyanet öteden beri “kıldan ince kılıçtan keskin” bir güzergâhta icra-i faaliyet etmek durumunda kalan bir kurum. Dinin devlet, toplum ve bireyle ilişkisi gibi “yukarıdan” ve dinî hayatın sıkıntıları, ihtiyaçları gibi “içeriden” bir yığın hayatî problemin “varlık sebebi” olarak algılanmakla, “çözüm adresi” olarak “tayin … Devamını Oku
Dinin Modernizasyonu
Bu senenin başlarında Amerika‘da bir bayan akademisyenin kadın-erkek karışık cemaate Cuma namazı kıldırmasıyla başlayan tartışmayı elbette hatırlıyorsunuz. Bu vesileyle pek çok şeyin yazıldığını da… “Hadis Tetkikleri Dergisi“nin III. Cildinin ilk sayısında bu konuyla ilgili bir makaleye rastlayınca ilgimi çekti. Çorum İlahiyat‘tan Doç. Dr. Mustafa Ertürk tarafından ve –ilginçtir– Amina Wadud olayının sahnelenmesinden önce kaleme alınan makale gerçekten nefis tesbitler içeriyor. Bir kısmını paylaşalım: “Bilindiği üzere modernizmin ve modern düşüncenin etkisiyle Müslümanların karşısına pek çok sunî problem çıkarılmaktadır. … Devamını Oku
Bir Portre
Zaman zaman bu köşede çeşitli vesilelerle Pakistan ulemasından ve onların eserlerinden söz etmeye çalışıyorum. “Alim” sıfatının/ünvanının ağırlığını, ve “ilim” meşgalesinin ciddiyetini, özellikle de şu dönemde muhtaç bulunduğumuz “ilim adamı” portresini ortaya koyabilmek adına Pakistan‘a kadar uzanmamın en öncelikli anlamı, oradaki ilim yuvalarının köklü ve kesintisiz bir gelenekten besleniyor oluşu. Bugün Pakistan‘ın yetiştirdiği ciddî ilim adamlarından birisinden, Pakistan müftüsü muhterem Muhammed Takî el-Osmânî‘den bahsedeceğim bir nebze. Halen Pakistan Yüksek Mahkemesi‘nde kadılık, Karaçi Dâru’l-Ulûm Üniversitesi rektörlüğü, Cidde Mecmau’l-Fıkhi’l-İslâmî (İslam … Devamını Oku
İKÖ Toplantısı
İKÖ (İslam Konferansı Örgütü)’nün organizasyonuyla 9-11 Eylül tarihleri arasında Mekke‘de bir araya gelen 80’den fazla isim İslam dünyasının sorunlarını konuştu. Basına kapalı yapıldığı ve “sonuç bildirisi” gibi herhangi bir belgenin yayımlanmadığı toplantının kapanış oturumundan, eğitim, yönetişim, terör, İslam düşmanlığı, bilim, kültür… gibi başlıklarda Müslümanların bölgesel ve küresel problemlerinin mercek altına alındığı anlaşılıyor. Yılsonunda yapılacak İKÖ zirvesinde liderlere sunulacak olan görüşler meyanında “medeniyetler buluşması” ve “eğitim” başlıkları altında söylenenler dikkat çekici nitelikte. Detaylara geçmeden önce şahsî bir intibamı … Devamını Oku
“İnkişaf”ın Son Sayısı
Son (dördüncü) sayısı çıkalı epey oldu; www.ebubekirsifil.com’dan duyurusu da yapılmıştı, ama muhtevasından söz etmek bugüne nasip oldu. “İnkişaf“, Hristiyanlık, misyonerlik, dinlerarası diyalog vb. temalarla dopdolu yazılardan oluşan bu sayısını Ehl-i Kitab’a ayırdı. Hemen burada bir özeleştiri yapayım: Dosya konusunu oluşturan “Makâlât” kısmının muhtevası “Ya hep İslam, ya da muharref dinler sahiplerinin olsun” başlığıyla takdim edildiği halde Ehl-i Kitab‘ın “Yahudilik” ayağıyla ilgili bir eksiklik göze çarpıyor. Murat Hafızoğlu imzalı yazı Teslis havzasında Tevhid’in izini sürerken, benzeri bir “iz … Devamını Oku
Tevessül, Keramet ve “Arifane” Tarifler-5
Madem ki mesele kerametin örfî anlamının Kur’an‘dan onay alıp almayacağı meselesidir, o halde yapılması gereken, kerametin “lafız” olarak değil, “mana” olarak örfî kullanımı destekler tarzda Kur’an‘da yer alıp almadığına bakmaktır. Her ne kadar bir şeyin “İslamî” olup olmadığını belirlemenin tek yolu “sadece Kur’an‘da” yer alıp almadığına bakmak değilse de, burada “Keramet kelimesi Kur’an’da sizin söylediğiniz anlamda kullanılmıştır; ancak Kur’an, Allah Teala’nın, salih kullar eliyle harikulade olaylar izhar edip etmediği konusunda ne demektedir?” sorusuna muhatap olmamak için Çevikel’in … Devamını Oku
Tevessül, Keramet ve “Arifane” Tarifler-4
Arif Çevikel‘in tevessül bahsinde söyledikleriyle ilgili bir noktaya dikkat çektikten sonra keramet meselesine geçeceğim bugün. Çevikel, “… Bir kısım Müslümanlar, genellikle bu tür ziyaretlere karşı tavırlarını bir hadisle delillendirirler. Bu hadise göre, üç yer dışında, başka bir yere ziyaret maksadıyla yolculuk men edilmiştir: Mekke, Medine, Kudüs…” Sanıyorum burada atıf yapılan, başta “Kütüb-i Sitte” olmak üzere birçok Hadis kaynağında yer alan “Lâ tuşeddu’r-rihâl…” hadisidir. Eğer bu doğruysa, o hadiste Mekke, Medine ve Kudüs değil, Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi … Devamını Oku
Tevessül, Keramet ve “Arifane” Tarifler-3
Özellikle İbn Teymiyye ile birlikte başlayan ve İbn Teymiyye‘nin bıraktığı yerde durmadığı açık olan süreçte anlam sahası daraltılmaya çalışılan tevessül, aslında “sebebe sarılma” babında değerlendirilmesi gereken bir kavramdır. Nassların sadece “mantuk”unu değil, “mefhum”unu da dikkate aldığımızda, başkasından dua istemenin de, şefaatin de aynı kapsama girdiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Ne var ki, sözünü ettiğim süreç ile birlikte tevessül, “iyyâke na’budu ve iyyâke nesta’în” ayetinin karşısına yerleştirildiğinde, sadece tevessülün hak olduğuna inananlar ve onu savunanlar değil, dişi ağrıdığında dişçiye gidenler, … Devamını Oku
Tevessül, Keramet ve “Arifane” Tarifler-2
Dünkü yazının sonunda Fahruddîn er-Râzî‘den yaptığım alıntıyı uzun tutmamın iki sebebi vardı: Birincisi tevessüle Çevikel tarafından kendisine atfen verilen anlamın sağlaması, ikincisi de Çevikel’in yine er-Râzî ile ilgili olarak aşağıya aldığım ifadelerinin isabet derecesinin tesbiti: Şöyle diyor Çevikel: “… Bu vesileyle bir hatıram canlandı: Ünlü bir efendinin sohbetindeydim. Efendi “Allah’a yaklaşmak için iyileri vesile etmemiz” gerektiğini anlatıyor ve buna da bu ayeti ve Râzî’nin ayete ilişkin tefsirini delil gösteriyordu. Fakat işin aslı tam tersiydi. Râzî önce “Ta’limiyye … Devamını Oku
- Page 1 of 2
- 1
- 2