Rahmetli Mâlik Şahbâz’ın hikâyesi malum… Malcolm dönemindeyken saçını öykündüğü beyazların saçlarına benzetmek için kendine reva gördüğü muameleler… Ruhunu satanların ortak hikâyesidir o.. Bilmezler ki ruh gittiğinde geriye kalan sadece “ceset”tir; onun diğer vasıfları gibi rengi de sadece bir “araz”dır ve arazlar baki değildir… Bir itham yazısı yazmış hakkımda. Adımı anmaya cesaret mi edememiş, başka bir sıkıntı mı olmuş, bilmek isterdim. Aklınca ironi yapmış Malcolm Mustafa Öztürk. Cerh-Ta’dil dili kullanarak yalancılığıma, fasıklığıma hüküm kesmiş “Kuramer Rivayetlerinde Kizbu’r-Râvi (Yalancılık) Sorunu” başlıklı yazısında.
Mustafa İslamoğlu Patentli Yalanlar Serisi Güncellenmiş!
Bir gün biri hokkabazlığın tarihini yazacak olursa, hiç şüphem yok seni “tarihin en usta hokkabazları” listesinin başına koyacaktır! Gelmiş geçmiş hokkabazların hiç birisi, cehaleti bilgi, yalanı hakikat diye pazarlamada senin yanına bile yaklaşamaz… (Bu yazının PDF nüshasını indirebilirsiniz. İndirmek için buraya tıklayınız.) Hayatın yalan senin; söylediklerin, yazdıkların, anlattıkların, jestlerin, mimiklerin… Utanma hissinden mahrum bırakılmış bir insandan beklenebilecek her anormallik sende; hem de “dip” seviyesinde.. Görmeyi bilenler için “ibretlik”sin! Hadis meselesini hadsizce dolamışsın yine o çatal diline; bir … Devamını Oku
Yaklaşan Seçim Dolayısıyla
Milletimiz bu “cambaza bak” numarasına kanacak ya da çaresizlikten kanmış gibi yapıp susup oturacak dönemleri çoktan geride bıraktı! Gerektiğinde kan tükürür, kızılcık şerbeti içtik deriz; kırılan kolu yen içinde tutarız. Ama varlığını bu milletin değerleriyle savaş üzerine bina etmiş iç ve dış ifsat şebekelerinin aşağılık emellerine hizmet etme ya da işlerini kolaylaştırma anlamına gelecek bir tutum içine girmeyi kendimize saygısızlıktan öte, vatana-millete ihanete eş sayarız.
Çin Zulmü Artarak Devam Ediyor
Aşağıda orijinal haliyle okuyacağınız mektup Doğu Türkistan’dan.. Takdime, yoruma, izaha gerek bırakmayacak kadar açık anlatıyor Çin zulmünü. Hasbünallâhu ve ni’me’l-Vekîl.
Bir Tek Hadis için…
Hadis Tarihi okuyan herkes, Sahabe döneminden itibaren, duyduğu bir tek hadis için günlerce, aylarca yol yürüyüp, rivayeti kaynağından teyit etme hassasiyeti gösteren pek çok isme dair çok sayıda çarpıcı anekdotla karşılaşmıştır. Sahabe’den Ebû Eyyûb el-Ensârî (r.a)’ın Medine’den Mısır’a bu amaçla yaptığı “rıhle”ler bu yüksek hassasiyetin belki ilk örnekleridir, ama son olmadıkları açıktır.
Gündem Hakkında
Sn. Cumhurbaşkanım! Masumiyet peygamberlere mahsustur. Her beşer gibi siz de yanılabilir, yanıltılabir, hata yapabilirsiniz. Ben hata yaparsam en fazla yakın çevrem zarar görür. Ama siz hata yaptığınızda bedelini bütün millet öder. Türkiye’yi 15 Temmuz’a götüren süreç fazlasıyla öğreticidir. Lâ yuhtî ve lâ yüs’el değilsiniz. Bu sebeple hiçbir çıkar gözetmeden, sadece Allah rızası için size doğruyu söylemeye çalışanlardan rahatsızlık duymamalısınız. Ve yine tam da bu sebeple etrafınızda mevcut birbirinden değerli insanlar yanında, gerektiğinde size yanlış gelen şeyler söyleyebilecek insanlara da yer vermeniz ülkenin yararına olacaktır. İstişarenin hikmeti de buradadır. Farklı düşünen insanlar yoksa istişare de yoktur.
Efendimiz (sav) İntihar Etmeyi Düşündü Mü?
Sosyal medya hesabının profilinde “Prof. Dr. Psikiyatri uzmanı, Psikoterapist, Psikoterapi eğitmeni, Hekim, Sosyoloji-Antropoloji uzmanı…” yazan bir akademisyen, İslam’a ve onun muazzez peygamberine karşı duygularını dışa vuran bir paylaşımda bulunmuş ve şunları söylemiş: “İslam inancının intihar düşüncesini tamamen engelleyeceğini, inançlı insanların asla psikiyatrik açıdan rahatsızlanmayacağını düşünenler lütfen şu satırlara göz atsın: Alıntı Muhammed Hamidullah’ın “İslam Peygamberi” isimli eserinden sayfa 83.”ref[/ref] söz konusu olduğunda bu beyefendi aynı cümleleri kurar mıydı acaba?! Ebubekir Sifil – 23 Şubat 2018 Kaynakça/Dipnot[+] Kaynakça/Dipnot … Devamını Oku
Çocuk Gelinler, Sübyancılık ya da “Kültür Çarpması”
Allah Teala, hayatın devamı için zaruri olan evlilik kurumunun sağlam temeller üzerinde yürüyebilmesi ve neslin karışmaması adına temel noktalarda herhangi bir belirsizlik bulunmamasını murad etmiştir.
Hz. Peygamber (sav)’e “Habibullah” Denir Mi?
“Habîb”, kelimesi “fe’îl” kalınında “fâ’il” veya “mef’ûl” anlamındadır. Birinci ihtimale göre “seven”, ikinci ihtimale göre ise “sevgili, sevilen” anlamına gelir. Arapça’da “sevgi”nin çeşitli mertebelerini anlatan -meyl, meveddet, hubb, aşk… gibi- farklı kelimeler vardır. Bunlar içinde sevginin en üst mertebesini anlatan kelime “hullet”dir. Öyle ki, bu kelime, birbirinin “halîli” olan iki kimsenin, birbiri hakkındaki sevgisinin, karşılıklı olarak hücrelerine kadar işlediğini anlatır.[1]“Hullet”in anlamıyla ilgili olarak 4/en-Nisâ, 125. ayetinin tefsiri bağlamında yapılan açıklamalarla ilgili olarak bkz. ez-Zemahşerî, el-Keşşâf (et-Tıybî haşiyesiyle … Devamını Oku
Efendimiz (sav)’in Vefatından Sonra Devesinin Yas Tuttuğunu Anlatan Rivayet
بسم الله الرحمن الرحيم الحمد لله رب العالمين، والصلاة والسلام على سيدنا محمد وعلى آله وصحبه أجمعين Siyer kaynaklarında Peygamber (s.a.v) Efendimiz’in binek olarak kullandığı birçok merkep, katır ve devenin adı zikredilmiştir. Merkepler arasında “Ya’fûr” hakkında şöyle bir kıssa anlatılır: Efendimiz (s.a.v), Hayber’de ganimet olarak aldığı, kendisini görür görmez “Sen Allah’ın Peygamberisin” diyen bu merkebe kendisi bindiği gibi, başka işlerinde de kullanmıştır. Soyundan geldiği 70 merkebin İsrailoğulları nebilerine hizmet ettiği söylenen bu merkep, oldukça sür’atli, aynı zamanda … Devamını Oku