Bugünün küresel dünyasında var olmanın iki yolu mevcut Bir: İradesini, küresel oyunu kurgulayanların iradesine teslim edip, onların emir eri gibi hareket ederek. İki: kendi kaderine sahip çıkıp, kendi oyununu kurgulama iradesini göstererek. Müslümanlar tarih boyunca ikinci yolu tercih etti. Başkasının oyununda figüran olmak hiçbir zaman benimsediğimiz alternatif olmadı. Oyunu hep kendimiz kurduk ve tarihe “nesne” olarak değil, “özne” olarak katıldık. Elbette bu, bedel isteyen, çaba isteyen, fedakârlık isteyen bir mesele. Büyük ülke olmak, kendi iç problemlerini halletmiş … Devamını Oku
“Keşke” Dememek İçin II
Bir önceki yazıda “cemaat”in dönüş-tür-me süreci ile ilgili gözlem ve değerlendirmelerimden iki küçük örnek aktarmıştım. Tahşiye Grubu ile ilgili yargı sürecinde ve daha pek çok hususta benzer tesbitler dile getirmiştim cemaat”in 2000’li yıllarında… O zamanlar “cemaat”in oluşturduğu etki o kadar güçlüydü ki, ne benim, ne de benimle birlikte bu tarz tesbitlerde bulunan diğer birkaç ismin sesi gerek yönetim kademelerine, gerekse geniş kitlelere ulaşma imkânı bulamadı yazık ki. Sesimizin ulaştığı yerlerde de “tefrikacılık”, “gerçeği görememe”, “haset”… gibi pek … Devamını Oku