Kütüb-i Sitte müelliflerinin İmam Ebû Hanîfe’nin rivayetlerine yer vermemesinin son derece önemli teknik boyutları vardır. Böyle meselelerin herkes tarafından ve uluorta konuşulması büyük zararlara sebebiyet verir. Bizler, bütün mü’min kardeşlerimiz hakkında, ancak özellikle de bu ümmetin rehberleri olan o imamlar hakkında konuşurken, onların hemen yanı başımızda durduklarını farz ederek ve ağzımızdan onlar hakkında çıkan her sözün mahkeme-i kübrada mutlaka karşımıza dikileceğini bilerek konuşmalıyız. Belki sıradan bir insanın hakkına girmenin zararı kendimizle sınırlı kalır; ama o büyük insanların … Devamını Oku
İmam Ebû Hanîfe Ve Hadis İmamları-1
Soru “Sayın hocam dün bir mesele oldu. Arkadaşın biri dedi ki, Kütüb-i Sitte müellifleri İmamı Azam’a güvenmedikleri için ondan hadis nakletmemişler. Bu konuyu biraz geniş şekilde izah ederseniz duacınız olurum.” Cevap İmam Ebû Hanîfe hakkında Hadis imamlarından bazılarının menfi bir kanaat taşıdığı doğrudur. Bunun sebepleri üzerinde ayrıntılı olarak durmak gerekir. Şimdilik şu kadarını söyleyelim: Bu menfi kanaat, İmam Ebû Hanîfe hakkında “bizzat” gözlemlenmiş ve tecrübe edilmiş “gerçeklere” değil, ya birtakım yanlış anlamalara veya önyargılara dayanmaktadır. Kütüb-i Sitte … Devamını Oku
Karaman Hoca Ve Taha Akyol-4
Bir önceki yazıda Karaman hocanın, recmin “hadd” değil, takdiri ve uygulaması yöneticilere bırakılmış “ta’zir” türünden bir ceza olduğunu söylediğini görmüştük. Yazının sonunda bunun problemli bir tesbit olduğunu belirtmiş ve gerekçesi üzerinde bugün duracağımı söylemiştim. Evet, bu, problemli bir yaklaşımdır; zira: Zina eden bekâr bir kimseye içtihadla değiştirilemeyecek bir ceza (hadd) verilmesini hükme bağlayan vahyin, aynı suçu evli birisi işlediğinde içtihada açık bir alan öngördüğünü söylemek Karaman hocanın kendi mantalitesi açısından mümkün değildir. Çünkü “Bekârlık bir tahrik sebebi … Devamını Oku
Karaman Hoca Ve Taha Akyol-3
Valide hanımın rahatsızlığı sebebiyle aksayan hususlardan biri de bu seri yazı. Aradan önceki son yazıda, Prof. Dr. Hayreddin Karaman hocanın recm cezası konusundaki görüşlerinin “Eski Karaman-Yeni Karaman” şeklinde “dönemsel” bir ayrıma tabi tutularak okunması gerektiğinin altını çizmiş ve konuyla ilgili “Yeni Karaman” dönemine ait yaklaşıma örnekler vermiştim. “Eski Karaman” dönemine gelince, aşağıdaki alıntılar bu döneme ait görüşleri yansıtıyor: “İslâm’ın bir bütün olarak yaşandığı zeminde evli olan kişi, eşinden memnun değilse ayrılabilir. Memnun olmayan erkek ise ayrılma yanında … Devamını Oku
Bir Açıklama
Annemin hastalığı dolayısıyla yazılara ara verdiğim süreçte yaşanan bir gelişme dolayısıyla, aradan sonraki ilk yazıyı bir “açıklama” yazısı olarak tasarlamak zorunda kaldım. (Bu arada telefon ederek, e-posta göndererek anneme şifa dileklerinde bulunan bütün dostlara bir kere de buradan teşekkür ederim.) Söz konusu gelişme Rıhle dergisinin dağıtımıyla ilgili bir yazım dolayısıyla yaşandı. Yazılara ara vermek zorunda kaldığım sürecin başında yazı işleri müdürümüz muhterem Necdet Kutsal’ı arayarak durumu bildirdim ve yazılara bir süre ara vermek zorunda kaldığımı köşemde okuyucuya … Devamını Oku
Karaman Hoca Ve Taha Akyol-2
Taha Akyol’un, “diyânî hüküm-kazâî hüküm” ayrımından laiklik çıkaran yaklaşımının temel yanılgısı, söz konusu tasnifin ilk kısmını oluşturan “diyanî hüküm” tabirindeki “diyânî” kelimesinin “dinsel” anlamına geldiği düşüncesinden kaynaklanıyor. Bu bakış açısına göre “kazâî hüküm”deki “kaza” da “seküler hukuk”u ifade ediyor kaçınılmaz olarak! Oysa bu tabirlerin ikisi de Fıkhî olmakla “dinî” karakterlidir ve “diyânî” olan da “kazâî” olan da “din içi” hükümleri anlatır. Aralarındaki farklılık ise hangi merci tarafından ortaya konuldukları noktasındadır. “Diyânî” hükmün sadır olduğu merci “müftü”dür ve … Devamını Oku
Karaman Hoca ve Taha Akyol-1
Bugünlerde, akademik hayatının 50. yılı münasebetiyle İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından düzenlenen program dolayımında konuşuluyor Prof. Dr. Hayreddin Karaman. Milli Gazete de Cumartesi günü tam sayfa sayılabilecek bir yer ayırmıştı konuya. Elbette 50 yılı ihata eden bir süreklilik içinde bir alana emek vermek, faaliyet alanı içinde “en iyilerden” sayılmak her faniye nasip olmuyor. Bu noktada Karaman hocanın, dert/dava edindiği hususlarda örnek alınacak bir cehd-u gayret sergilediğinin altını kalın çizgilerle çizmemiz lazım. Bu yazının konusunu, Karaman hocanın … Devamını Oku
Tarık Ramazan Nerede Duruyor?
İslam’ın 21. yüzyıldaki serüveni ve bilhassa Batılı ülkelerde azınlık durumunda yaşayan Müslümanların meseleleriyle ilgili yazdıkları/söyledikleri bağlamında tanıdığımız Tarık Ramazan hakkında ne düşünmeliyiz? Muhammed Arkoun, Nasr Hamid Ebu Zeyd gibi Batı’da yaşayan Doğu kökenli araştırmacılara kıyasla farklı bir yerde durduğunda şüphe yok. Bu iki isim ve benzerleri, Batı tarzı düşünce ve hayatı merkez kabul edip, İslam’ı bu merkeze göre şekil ve muhteva alan bir din olarak takdim etmenin peşindeler. Tarihsellik düşüncesinin de, hermenötik edebiyatının da arkasında yatan biricik … Devamını Oku
Fethullah Gülen Hoca ve Bahailik
Bu köşeyi düzenli olarak izleyenler, Fethullah Gülen hocaefendi ve hareketi hakkında pek çok eleştiri yazısı okudular bugüne kadar. Bundan sonra da –ister aslî konularda olsun, isterse fer’î konularda– Ehl-i Sünnet çizginin kabulleriyle örtüşmeyen, ya da siyasî ve stratejik olarak Müslüman halkın ve ümmetin menfaatlerine aykırı düştüğünü düşündüğüm hususlarda değerlendirme ve fikir beyan etme hakkımı sonuna kadar kullanmaya devam edeceğim. Bu köşeyi işgal ettiğim sürece bunun benim için sadece bir hak değil, aynı zamanda bir vazife olduğunu düşünüyorum. … Devamını Oku
İmam El-Gazzâlî ve İhyâ
Modern zamanlarda Ümmet’in yaşadığı arızalardan birisi de ilim ve alim konusundaki hassasiyet kaybıdır. Yaşadığımız durumun bir “arıza” olduğunu fark edemiyorsak, bu alanda oluşan boşluğu –kaçınılmaz olarak– farklı unsurların doldurmuş bulunmasındandır. Tasavvurumuzdaki kırılmanın da, rahmet ve bereketin hayatımızı büyük ölçüde terk etmesinin de izahı burada yatmaktadır. Son zamanlarda dikkatimi çeken bir hususa getirmek istiyorum sözü: Bu köşeyi takip edenler, zaman zaman “iç muhasebe” kabilinden, bazı alimler hakkında bir kısım tesbitlere yer verdiğimi biliyor. İmam el-Gazzâlî ve onun İhyâ’sı … Devamını Oku