Recm cezasıyla ilgili bir kısım hadislerde Efendimiz (s.a.v)’in, bekârlar için 100 sopa yanında sürgün, evliler (daha doğrusu “muhsan” olanlar) için de recmden önce 100 sopa cezası getirmiş olmasından hareketle Karaman hocanın recm konusunda söylediklerinin dayanağını teşkil eden Kur’an Yolu isimli tefsirde bir genelleme yapılıyor ve şöyle deniyor: “… yani Kur’an’da olan ceza had, sünnetin getirdiği ilave ceza ise ta’zir olarak değerlendirilmiş olmaktadır.” Bu hüküm cümlesinin kurgusuna hakim olan elastikiyet, meselenin iki farklı tarzda anlaşılmasını mümkün kıldığı için … Devamını Oku
Karaman Hocanın “Var”ları Ve “Yok”ları-12
Bir önceki yazıda, yazarları arasında Karaman hocanın da bulunduğu Kur’an Yolu isimli tefsirde zina fiiline verilecek ceza üzerinde durulurken Usul zemininde hareket edildiğini gördük. “Ayetler arasında nesh, tahsis ilişkisi bulunduğunu, ayetlerin açıklamaya muhtaç kısımlarının Sünnet tarafından açıklandığını…” dile getiren ifadelerin budan başka bir anlamı yoktur. Dolayısıyla hoca, tutarlı olmak için recm meselesini tartışırken de Usul zemininde hareket etmek durumundadır. Nitekim hocaya sorsanız, “Hırsızlık suçunun cezasını düzenleyen 5/el-Mâide, 38 ayetinde geçen “es-sâriku ve’s-sârikatu…” ifadesi bütün hırsızları kapsamakta mıdır?” … Devamını Oku
Karaman Hocanın “Var”ları Ve “Yok”ları-11
Yazarları arasında Karaman hocanın da bulunduğu Kur’an Yolu isimli tefsirde zina suçunun cezası üzerinde durulurken şöyle deniyor: “Nûr sûresi hicrî 6. yılda, Nisa sûresi ise 4-6. yıllar arasında vahyedilmiştir. Fuhşun çeşitlerine göre cezalarının belirlendiği bu iki sûrenin ilgili âyetleri bir yandan birbirini tamamlamış; diğer yandan -muhtemelen- sonra gelenler, önceki gelenlerin bir kısım hükümlerini değiştirmiştir (nesih veya tahsis etmiştir). Âyetlerin açıklamaya muhtaç kısımlarını da hadisler açıklamış, böylece fuhuş suçuyla ilgili bazı cezaların kaynağını sünnet ve buna dayalı sahabe … Devamını Oku
Karaman Hocanın “Var”ları Ve “Yok”ları-10
Gelelim zina eden evli cariyelerin cezasının, evli hür kadınlara verilen cezanın yarısı olması meselesine. Bir önceki yazıda da değindiğim gibi iddia şudur: Kur’an’da evlendikten sonra fuhuş yapan cariyelerin, hür kadınların cezasının yarısıyla cezalandırılacağı hükme bağlanmıştır.[1]4/en-Nisâ, 25. Yine Kur’an’ın bir diğer ayetinde zina eden erkek ve kadının her birine 100’er sopa vurulması emir buyurulmuştur.[2]24/en-Nûr, 2. Dolayısıyla evliyken zina eden cariyenin cezası 50 sopa olacaktır. Zira evli hür kadınların zina fiilinin cezasının recm olduğu söylendiğinde, 4/en-Nisâ, 25. ayetinde zikredilen “yarım ceza”yı … Devamını Oku
Karaman Hocanın “Var”ları Ve “Yok”ları-9
Kur’an-Sünnet ilişkisi ve Sünnet’in teşrideki konumu meselesiyle doğrudan ilişkili olan bu mesele netleştirilmeden ne Kur’an’dan, ne de Sünnet’ten hüküm çıkarmak mümkün olur. Evet, ahir zamanda birileri “ben yaptım, oldu” mantığıyla hareket ederek adına “Kur’an İslamı” dedikleri ucubeyi “gerçek İslam” olarak takdim edebilir. Ama İslamî ilimlerle, bilhassa Usul’le ciddi anlamda irtibatı olan kimsenin bu tarz tutumlara iltifat etmesi düşünülemez. Sünnet-Kur’an ilişkisinde modern müslümanın zihnini en fazla zorlayan nokta, Sünnet’in, Kur’an’da yer almayan hükümler getirmesidir. Oysa her ikisinin de … Devamını Oku
Karaman Hocanın “Var”ları Ve “Yok”ları-8
Prof. Dr. Hayreddin Karaman hocanın kız çocuklarının sünnet ettirilmesi konusunda söylediklerinde medar-ı itiraz bir nokta bulunmadığı için bu meseleyi geçiyorum. Bundan sonra hoca “recm” konusuna giriyor ve bu ceza hakkındaki mütalaalarını iki yazıda okuyucusuyla paylaşıyor. Söylediklerini kısım kısım alarak değerlendirmeye çalışacağım: Konuya şöyle giriyor hoca: “Evlendikten sonra zina suçu işleyen kadınlara ve erkeklere, dört erkeğin fiil halinde açıkça görerek şahitlik etmeleri veya suçluların itirafları üzerine uygulanan recim (taşlayarak öldürme) cezası şeriatı uygulama adına mutlaka yerine getirilmesi gereken … Devamını Oku
Karaman Hocanın “Var”ları Ve “Yok”ları-7
Kadının dövülmesi meselesine noktayı koymadan önce hemen başa dönelim ve çarpıcı bir noktayı dikkatlere sunalım: Hoca, okumakta olduğunuz bu yazı serisinin hedeflediği yazılarının ilkinde “İslam’da bu vardır, şu yoktur” demenin usulü hakkında şunları söylüyor: “Üzerinde ittifak edilmiş inanç, ibadet ve hayat kuralları “İslam’da vardır”, bunlar için bir mümin “Bu İslam’da yok” diyemez. “Müctehidler, müfessirler, kelamcılar, sûfîler (ehliyet sahibi İslam alimleri) bir konuda farklı görüş, yorum, ictihad ileri sürmüş olurlarsa “göreceli olarak; yani filan alime, mezhebe, yoruma göre … Devamını Oku
Karaman Hocanın “Var”ları Ve “Yok”ları-6
Karaman hocanın, kadının dövülmesi meselesinde Atâ b. Ebî Rabâh’ın görüşünün tesbiti ve bu görüş hakkında söylenenler konusundaki tutumu iki noktada ciddi biçimde problem arz ediyor: Atâ b. Ebî Rabâh’ın görüşünün, “Erkek, namusu lekeleyecek bir davranışta bulunmayan, yalnızca nâşize olan karısını dövemez, ancak ona karşı öfkesini ortaya koyabilir” tarzında kesin bir “adem-i cevaz” olarak takdimi doğru değildir. Bir önceki yazıda da gördüğümüz gibi burada ancak “kerahatli cevaz”dan bahsedilebilir. Hanımına 100 sopa vuracağı konusunda yemin etmiş olan Hz. Eyyûb … Devamını Oku
Karaman Hocanın “Var”ları Ve “Yok”ları-5
Karaman hoca sözü kadının dövülmesi meselesine getirdiği yerde şöyle diyor: “Bazı davranış ve tavırları sebebiyle yoldan çıkma, hukuka baş kaldırma (nüşûz) belirtileri gösteren, böylece nâşize olması ihtimali beliren kadınlara karşı ne yapılacak, aile düzeni ve hukuku nasıl korunacaktır? Bu noktada Kur’ân-ı Kerîm vazifeyi ailenin reisi sıfatıyla önce kocaya vermektedir. Öngörülen tedbirlere başvurmasına rağmen koca düzeni sağlayamazsa ve ailenin dağılmasından korkulursa sıra hakemlere gelecektir. Ayette hukuka baş kaldıran, meşrû aile düzenini bozmaya kalkışan (nâşize) kadına karşı erkeğin yapabileceği … Devamını Oku
Karaman Hocanın “Var”ları ve “Yok”ları – 4
Karaman hoca, “ayıklama” dediğim işleme “kadının dövülmesi” meselesiyle başlıyor ve konuya 4/en-Nisâ suresinin 34-35. ayetlerinin meallerini zikrederek giriyor: “Allah’ın insanlardan bir kısmını diğerlerine üstün kılmasına bağlı olarak ve mallarından harcama yapmaları sebebiyle erkekler kadınların yöneticisi ve koruyucusudurlar. Sâliha kadınlar Allah’a itaatkârdır. Allah’ın korumasına uygun olarak, kimsenin görmediği durumlarda da kendilerini korurlar. (Evlilik hukukuna) baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve onları dövün. Eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol … Devamını Oku