Bediüzzaman Hakkında-3

Ebubekir Sifil2006, Gazete Yazıları, Mart 2006, Mart Ayı 2006 OS, Şahıslar, Said Nursi

Bediüzzaman merhumun vefat tarihi, daha önce birkaç alimden naklettiğim “müceddit” tarifi esas alındığında bizi problemli bir durumla karşı karşıya bırakıyor. Zira hicrî 1379 (miladi 1960) tarihi bir yüzyılın ne bitimi, ne de başlangıcı olarak itibara alınmaya elverişli. Ancak burada bir başka mesele daha var. Eğer vefat tarihi yüzyılın bitiminden hemen sonraya denk gelmediği için Bediüzzaman merhumun –mezkûr tarif doğrultusunda– mücedditler arasında sayılamayacağını söylemek doğruysa, aynı durum, daha önce ulema tarafından müceddit olarak zikredilen pek çok isim için … Devamını Oku

Bediüzzaman Hakkında-2

Ebubekir Sifil2006, 2006 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Said Nursi, Şubat 2006, Şubat Ayı 2006 OS

Bir önceki yazıda belirttiğim hususlar meyanında da geçtiği gibi, ilgili hadisin, “her asırda bir tek müceddit geleceğini” ifade ettiğini söylemek zorlama olacaktır. Bu sebeple konu hakkında bir kısmından bir önceki yazıda iktibaslar yaptığım ulema, İmam eş-Şâfi’î’nin bile, kendisinde pek çok üstün özellik bulunmakla birlikte, mesela –iştigal sahasının dışında kalan– “cihad”, “yönetimde adaletle hükmetme” gibi özellikleri haiz olmadığı için, (Din’in bütün işlerini tecdid anlamında) mutlak olarak “asrının tek müceddidi” ünvanıyla tayin ve tesbit edilmesinin doğru olmayacağını söylemiştir.[1]Bkz. el-Münâvî, … Devamını Oku

Bediüzzaman Hakkında-1

Ebubekir Sifil2006, 2006 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şahıslar, Said Nursi, Şubat 2006, Şubat Ayı 2006 OS

Soru: “Risale i nur hakkında Milli Gazetede’ki yazı dizinizi takip ettim; fakat tatmin olamadım veya anlayamadım. Sizce Bediüzzaman asrın müceddidi mi? Ehli sünnet bir yol sahibi bir zat mı? Kurduğu yol ehli necattan mı, yoksa bir mütefekkir mi ya da Bediüzzaman hz. leri vefat etti, şimdi asrımızın müceddi kim? gibi sorular kafamı kurcalıyor. İlla bir tarikata girmeli miyiz Bediüzzamanın toplamış olduğu virdleri çeken tarikatçi mi olur?” Cevap: Soruda yer alan hususları maddeler halende ele alacak olursak; Bediüzzaman … Devamını Oku

Setr-i Avret Üzerinden Futbolu Konuşmak

Ebubekir Sifil2006, 2006 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şubat 2006, Şubat Ayı 2006 OS

Soru: “Göbek diz arasını göstermek erkek erkeğe de haramsa erkeklerin -futbolcuların dizlerinin yukarısının açık olduğu- futbol karşılaşmalarını izlemesi caiz mi? Birçok dindar erkek futbol maçlarını izliyor. Bunu uyarmamak çok büyük bir vebal değil mi?” Cevap: Yukarıdaki soruya cevap olarak, “Evet, erkeklerin göbekle diz kapağı arasında kalan bölgeyi açması (zaruret halleri müstesna olmak üzere) haramdır. Burası erkeklerin avret mahallidir. Futbolcuların giydikleri şortlar da diz kapağına kadar uzanmadığı için kısa şortla oynanan futbol maçlarını izlemek caiz değildir” diyebilirdim. Meseleyi … Devamını Oku

Ümitsizlik Halinde İman

Ebubekir Sifil2006, 2006 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şubat 2006, Şubat Ayı 2006 OS

Soru: “Bize okutulan (İmam Hatip Lisesi mezunuyum) “Kelam” kitabında; Mâtûridî’lerde ümitsizlik halinde yapılan tevbenin kabul gördüğü yazılıdır. Tabi bu o zamanlar gözüme çarpmış değildi… Acaba bu doğru mu? Bu konuda mümkünse geniş bir açıklama yapabilir misiniz?” Cevap: Soruda geçen “ümitsizlik hali”ni, ölüm meleğinin emaneti almaya geldiği ve kişinin, artık geri dönüş olmadığını kesin olarak anladığı an olarak değerlendiriyorum. Bu durumda bulunan bir kimse iman ederse bu imanın makbul olup olmadığı konusunda ulema arasında hayli tartışmalar ve ihtilaflar … Devamını Oku

Mizanda Amellerin Tartılması

Ebubekir Sifil2006, 2006 Yılı, Gazete Yazıları, Okuyucu Soruları, Şubat 2006, Şubat Ayı 2006 OS

Soru: “Mizanda seyyiatın ağır gelmesiyle hasenatın ağır gelmesi arasında bir fark var mıdır? Sonuçta her iki durumda da günahların karşılığı olarak bir süre cehennem azabı görülmeyecek mi?” Cevap: Önce soruda geçen “mizan” üzerinde duralım: “Terazi” anlamındaki bu kelime Kur’an’da birçok yerde geçmektedir.[1]Mesela bkz. 7/el-A’râf, 8-9; 21/el-Enbiyâ, 47; 23/el-Mü’minûn, 102-3; 101/el-Kari’a, 106-9. Ehl-i Sünnet, gerek Kur’an’da gerekse hadislerde[2]Bkz. es-Süyûtî, el-Büdûru’s-Sâfire, 303 vd. geçen mizanın hak ve hakiki anlamda amellerin tartılacağı bir terazi olduğunda icma etmiştir. Mu’tezile’nin bir kısmına[3]İbn Ebî Şerîf, … Devamını Oku

İslam Toplumunda Gayrimüslimler

Ebubekir Sifil2006, Gazete Yazıları, Şubat 2006, Şubat Ayı 2006 OS

Soru:Rasulullah Efendimiz ve halifeler döneminde İslam’ın haram kıldığı alanlarda gayri müslimlere kendi aralarında dahi olsa faaliyet izni verilmiş midir? Örnek olarak içki alımı satımı, içimi; kumarhane açımı, oynanması vs.” Cevap: Kur’an ve Sünnet tarafından vaz edilen birçok ilke doğrultusunda Müslümanlar’ın idaresinde bulunan (zimmî) Gayrimüslimler’e, kendi inançları uyarınca sürdürdükleri hayat tarzlarında herhangi bir şekilde müdahale edilmemiştir. Genel bir politika olarak, zimmî vatandaşların iki sınırlamaya riayetle yükümlü tutulduklarını görüyoruz. Bunlardan birincisi, dinî, sosyal ve hukukî bir karışıklığa meydan vermemek … Devamını Oku

Diyalog Faslında Kitab-ı Mukaddes Eleştirisi (İzhâru’l-Hakk Çevirisi)

Ebubekir Sifil[dosya], 2006, 2006 Yılı, Dinler Arası Diyalog, Gazete Yazıları, Ocak 2006, Ocak Ayı 2006 OS, Okuyucu Soruları

  “Okuyucu Soruları” serisini geçen yıl biraz geç başlatmıştık; zorunlu olarak 2006’ya sarktı. Şu anda cevaplandırılmayı bekleyen sorular, daha fazlasını cevaplandırmaya zaman bırakmayacak nicelik ve nitelikte olduğundan, artık bu köşede cevaplandırılmak üzere –bu sene için– soru alamayacağımı belirtmek istiyorum. Zira böyle giderse bütün bir yılı sorulara cevap vererek geçirmem gerekecek. Bu durum bu köşenin karakter değiştirmesi anlamına gelir ki, sanırım bunu sizler de istemezsiniz… Bu mülahazalarla “Okuyucu Soruları” serisine kısa bir ara verip, en azından masamın üzerinde … Devamını Oku

Buda Peygamber mi?

Ebubekir Sifil2006, 2006 Yılı, Gazete Yazıları, Ocak 2006, Ocak Ayı 2006 OS, Okuyucu Soruları

Soru: “Buda Hz. Davud as. Olabilir mi? İncir hikayesindeki benzerlikten Abdullah Aymaz bey Zamanda bahsetmişti.” Cevap: Soruda belirtilen yazıda (Zaman, 18.7.2005) Hz. Davud (a.s)’ın değil, Hz. Zülkifl (a.s)’ın adı geçmektedir. Doğrusu da budur. Dolayısıyla soruda bir zühul bulunduğu açıktır. Bahsi geçen yazıda kullanılan ifadelerin, meseleyi sadece bir “ihtimal” seviyesinde tutmaya özen gösteren kelimelerden seçilerek oluşturulduğu dikkat çekmektedir. Bahsi geçen yazıda zikredilmese de, bu meseleyi orada geçtiği şekliyle daha önce gündeme Muhammed Hamidullah hoca getirmiştir.[1]İslam Peygamberi, I, 649. Mesele, … Devamını Oku

Nirvana-2

Ebubekir Sifil2006, 2006 Yılı, Gazete Yazıları, Ocak 2006, Ocak Ayı 2006 OS, Okuyucu Soruları

“Fena fillah”, Tasavvufî bir kavram olarak “Allah’ta fani olmak” demektir. Bunun anlamı, kulun süflî özelliklerden arınması, kötü sıfatlarının yerini iyi sıfatların aldığı bir seviyeye yükselmesi, Allah Teala’nın varlığı karşısında kendi varlığını görmemesidir. Allah Teala’nın emir ve nehiylerine titizlikle riayet etmenin ötesinde, kul, “kul” olmanın şuuruyla benliğini kulluğa adar. Farz, vacip gibi temel görevleri yanında nafile ibadetlerle ve bunun getirdiği ruhî olgunlukla manevi basamakları birer birer tırmanır. Sonunda öyle bir seviyeye ulaşır ki, düşündüğü hak, baktığı hak, konuştuğu … Devamını Oku